GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:26
Tarih:09.12.2013

MEHMET ALİ EDİBOĞLU (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 27'nci maddeyle ilgili vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Cumhuriyetin ilan edilmesinin ilk yıllarından itibaren ülkemizdeki bugünkü sağlık teşkilatlandırmasının ve sağlık hizmetlerinin temeli atılmıştır. Cumhuriyetin ilanı sonrası çok sayıda bulaşıcı hastalık ile mücadele edilmiş ve bu hastalıklarla mücadeleyle ilgili kuruluşlar kurulmuştur.

1961 yılında çıkarılan 224 sayılı Kanun ile sağlık ocakları kurulmuş ve sağlık ile ilgili tüm verilerin hızla düzeldiği bir döneme girilmiştir. Bu yasa, önce kırsalda başlayan sağlık hizmetlerini sosyalleştirme, dönemin oldukça ilerisine ve hâlen dünyanın pek çok ülkesine örnek oluşturan bir yaklaşım olmuştur. Önüne konulan türlü siyasi engellemelere ve ayak sürümelerine karşın ülke halkı sosyalizasyona da sahip çıkmıştır. Sağlık ocakları kamu yatırımlarının tümüyle dışında tutulmuş olmasına rağmen kentsel bölgede de halkın sağlık hizmetine en kolay eriştiği mekânlar da olmuştur.

Değerli milletvekilleri, 12 Eylül 1980 askerî darbesiyle uygulamaya konulan 24 Ocak kararları ile tüm alanlarda olduğu gibi sağlık alanında da hızlı bir özelleştirme dönemine girilmiştir. Sağlık hizmetlerinde taşeronlaşmaya gidilmiş, döner sermaye ile ilgili çalışma barışı bozulmuş, sağlık hak olmaktan çıkarılarak alınır satılır bir metaya dönüştürülmüştür.

Avrupa Birliği ve Dünya Bankasının direktifleri doğrultusunda Sağlıkta Dönüşüm Programı uygulamaya sokulmuş, sağlık ocakları aile sağlığı merkezlerine, devlet hastaneleri de kamu hastane birliklerine çevrilerek birer işletme hâline dönüştürülmüşlerdir. "Muayenehaneleri kapatacağız." diye yola çıkan zihniyet, 20 bin aile hekimine muayenehane açtırarak bu konuda ne kadar ikiyüzlü politika uyguladığını da gözler önüne sermiştir.

Ülkemizde, Eylül 2005 tarihinde aile hekimliği pilot uygulamasına Düzce ilimizde geçilmiş, bunu diğer iller takip etmiş, Aralık 2010 tarihinde de 81 ilimizde birinci basamakta aile hekimliği modeli uygulanmaya başlanmıştır.

Değerli milletvekilleri, evrensel tanımında "Aile hekimliği, bireylere yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmadan sağlık hizmeti vermek, ailelere yaşadıkları toplumla birlikte birincil ve sürekli bir sağlık bakımı sunmak, fiziksel, psikolojik ve sosyal problemleri yönlendirmek, diğer uzmanlık dallarına ihtiyaç olduğunda da kapsamlı sağlık bakımı verilmesini koordine etmektir." denilmektedir.

Çağdaş sağlık hizmetleri yaklaşımı, sağlık hizmetlerinde farklı eğitimlere sahip farklı meslek gruplarının bir arada çalışmasını önermektedir. Bu yaklaşıma göre hekim, hemşire, ebe, sağlık memuru, çevre sağlığı teknisyeni, tıbbi sekreter gibi farklı meslek grupları bir araya gelerek ortak bir amaç doğrultusunda sağlık hizmeti sunmaktalar.

Aile hekimliği modeli, sosyalleştirilmiş sağlık hizmetlerinin temel unsurlarından biri olan "ekip" kavramına yeni bir yaklaşım da getirmiştir. Yeni model, aile hekimi ve aile sağlığı elemanından oluşan yeni bir ekip tanımlamaktadır. Daha önceleri 6 sağlık çalışanının yaptığı görevi, şimdi 2 sağlık çalışanı yapmaktadır. Aile hekimliği pilot uygulamasından beklenen temel yarar, önerilen modelin ülke geneline yaygınlaştırılması öncesinde belirli bir bölgede denenerek değerlendirilmesi ve elde edilecek çıktılar doğrultusunda gerekli iyileştirmelerin yapılmasıdır. Sağlık Bakanlığı, birinci basamak sağlık hizmetlerinde ve sağlık göstergelerinde ne tür değişiklikler yarattığını açıklama gereği dahi duymadan aile hekimliği uygulamasını tüm ülkeye yaygınlaştırmıştır. Sağlığı koruyucu ve geliştirici hizmetleriyle sağaltım ve esenlendirme hizmetlerinin planlı ve entegre bir biçimde sunulması çağdaş sağlık hizmetleri anlayışının temel ve vazgeçilmez bir öğesidir. Bu hizmetlerden herhangi birinin fırsat bulundukça verilmesi toplum sağlığını tehdit edici özelliğe sahiptir. Aile sağlığı çalışanları, aile hekimliği çalışanlarıyla birlikte sağlık eğitimi risk gruplarının periyodik izlenimleri, kanser tarama, aile planlaması ve bağışıklama gibi koruyucu hizmetlerin yanında, poliklinik, kayıt, enjeksiyon, pansuman, sütür atma gibi tıbbi uygulamalar yapmakta, ayrıca kira, elektrik, yakıt, telefon, İnternet, tıbbi malzeme alımı, personel çalıştırma ve sigortasını ödeme gibi işlerle de ilgilenmektedir. Bunun yanında, aile hekimleri, görev tanımı dışında olmasına rağmen otopsi nöbetlerine, adli nöbetlere, defin nöbetlerine zorunlu olarak da gitmektedirler.

Değerli milletvekilleri, aile hekimliği başladığı günden bugüne planlama ve organizasyonda hata üstüne hata yapmayı marifet olarak gören Sağlık Bakanlığı, aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarının hastanelerde keyfiyete açık tüm zaruri hâllerde nöbet yazmaktadır. Aile hekimleri, zorunlu meslek sigortalarının tamamını kendi ceplerinden ödeyerek karşılamakta ve bu sigorta yalnızca çalıştıkları aile sağlık merkezlerinde geçerli olmaktadır. Bu çalışanların karşılaşabilecekleri herhangi bir kazanın sorumlusu kim olacaktır?

Değerli milletvekilleri, aile hekimliği çalışanları güvenlik ve gelecek kaygısı yaşamadan görevlerini icra etmek istemektedir. Aile hekimliği çalışanları sözleşmeli statüden çıkarılarak iş güvencesine kavuşturulmalıdır. Sağlık çalışanlarına uygulanan şiddetin önüne geçilmelidir.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)