| Konu: | SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 26 |
| Tarih: | 09.12.2013 |
ARİF BULUT (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan yasanın 28'inci maddesinde vermiş olduğumuz önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
"Sağlıkta dönüşüm" adı altında sağlık piyasalaştırıldı, devlet kontrolünde özel sağlık kartelleri oluşturuldu. Sonra, bu kartellere uluslararası sermaye sahipleri ortak oldu. Organ ve doku transplantasyonları, yoğun bakım hizmetleri ve buna benzer çok ödeme yapılan hizmetler bu uluslararası ortaklı sağlık kartellerine peşkeş çekildi. Kamu hastaneleri yavaş yavaş bu alanlardan çekilmeye başladı. Üniversite hastanelerinde bu hizmetleri yapan kadrolar bu karteller tarafından transfer edildi. Bunların hepsi AKP tarafından planlandı, yapıldı ve hâlen yapılmaya devam ediliyor.
Anayasal bir hak olan sağlıklı olma hakkı ötelenemez bir hizmet olmaktan çıkarılarak serbest piyasa koşullarına terk edildi. Çok iyi yetişmiş, kendi alanında en iyiler mertebesine ulaşmış hekimler kamu hastanelerini terk ettiler. Bu anlamsız ve içi boş Tam Gün Yasası nedeniyle tüm bunlar oldu ve olmaya devam ediyor. Şimdi, bu kadrolar zor tedavileri, zor ameliyatları, özellikli invaziv işlemleri, organ ve doku nakillerini, ciddi yoğun bakım hizmetlerini çok özel kartel hastanelerinde vermektedirler. Organ ve doku naklinde dünyada ön sıralarda olan üniversite hastaneleri sıralarını bu kartel hastanelerine kaptırdılar. Başbakan ameliyatını yaptırmak için bunlardan birisini kamu hastanesine, daha önce afiliye edilmiş, Sağlık Bakanlığının el koymuş olduğu bir hastaneye çağırdı. Sağlık Bakanı, bir başkasını bir başka hastaneye çağırdı ve ameliyatları yapıldı ama bu ülkenin normal vatandaşları bunu yapamazlar, yapacak gücü olana da yaptırmazlar.
Neden bunları çağırıyorlar değerli arkadaşlar? Nedeni şu: Kamu hastanelerinde artık böyle kişiler çalışmıyor. Tam gün dayatması var. Çalışanlar tehdit altında, korku içinde, darbediliyorlar, öldürülüyorlar. Çünkü bu AKP Hükûmetinin en tepesindekiler doktorları vatandaşa hedef olarak gösterdiler, doktorlara intikam duyguları içinde yaklaştılar. Çünkü Dünya Bankasının önlerine koyduğu Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı uygulayabilmek için engel gördükleri en önemli halka doktorlardı. Doktorları sindirmenin yolu itibarsızlaştırmaktan geçiyordu, sistematik olarak buna yöneldiler ve bunu başardılar. On bir yılda adım adım bir meslek grubunun tüm hakları nasıl elinden alınır, serbest çalışma özgürlükleri nasıl yok edilir, doktorların ortaya koyduğu özel girişimleri nasıl engellenir bunu gösterdiler ve doktorların sistemdeki en değersiz halka olmasını sağladılar, doktorlar âdeta amele oldular. Doktorların çalışanı da, emeklisi de nasıl yokluk ve yoksulluk içinde yaşanır bunu öğrendiler. Tam gün dayatması esas olarak bu uygulamadaki son halkadır. Can çekişmekte olan, çene atan sağlık sistemine vurulan son darbedir, bundan sonrası ölümdür.
Değerli arkadaşlar, sizler de bu uygulamadan her biriniz mutlaka nasibinizi alacaksınız ya da en yakınınızdakiler nasibini alacaktır. Hiçbirimiz ölümsüz değiliz. Bir gün ambulansa ya da sedyeye bindiğinizde veya hasta yatağına sizi koyduklarında sağlıklı olma hakkının ne demek olduğunu anlayacaksınız, neyle oynadığınızı, neleri bozduğunuzu anlayacaksınız ama çok geç kalmış olacaksınız.
Geldiğiniz noktaya bir bakalım: Her poliklinikte doktor var ama hastayı tedavi edecek doktor yok. Doktor performans için orada bulunuyor. Doktorların kendi sağlığı yerinde olmadığı için hasta güvende değil. Hizmet kalitesi düşmüş ama SGK'nın ödediği fatura giderek katlanıyor. Ayrıca, vatandaşın ödediği fatura da giderek katlanıyor, katılım fiyatları artıyor. Bıçak parası yok edilmedi, yasallaştı, giderek artıyor. İlaçta yokluklar dönemi başladı, özellikle önemli ilaçlar bulunmuyor. Daha yapılmadan özelleştirilmiş şehir hastaneleri geliyor. Bırakınız doktor seçme hakkını, doktora ulaşmak bile giderek zorlaşıyor. Katılım paylarının artırılması ya da "tamamlayıcı sigorta ücreti" adı altında yeni ücret tarifeleri geliyor. Kamu yararı olmayan sağlık serbest bölgeleri oluşturma çabaları devam ediyor. Kırsal kesimde sağlık ocaklarının ortadan kalkmasıyla oluşan sorunlar giderek derinleşiyor. Asistan sorunları giderek artıyor. Aile hekimlerinin sorunları giderek artıyor. Hastaların en mahrem bilgilerinin bilmemesi gereken kişi ve kurumlara servis edilmesinin önü açıldı. Hekime ve sağlık çalışanlarına şiddet konusunda hassas olduğunu beyan edenler yine şiddet oluşması için uygun ortamı yaratmaktadırlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ARİF BULUT (Devamla) - Sürekli yasa yapıyoruz ama hiçbir sorunu çözemiyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)