GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:26
Tarih:09.12.2013

HÜLYA GÜVEN (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, 480 Ek 1'inci sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 30'uncu maddesiyle ilgili verdiğimiz önerge hakkında görüşlerimizi belirtmek üzere söz almış bulunuyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, Sağlık Bakanlığının görevleri nedir? Aslında hepimiz biliyoruz: Yasaların verdiği yetkiyi kullanarak Anayasa'mızın bizlere verdiği herkesin tam bir iyilik hâlinde hayatını sürdürmesini sağlamaktır. Ama bugünkü duruma baktığımızda, OECD ülkeleri içinde kişi başı sağlık harcamasında sonuncu sırada yer aldığımızı görüyoruz. Yani Sağlık Bakanlığı asıl görevi olan halkın sağlığını korumak ve tedavilerini sağlamak için para harcamamaktadır ve bütün bunların sonuçlarını da hep birlikte yaşıyoruz. Çok değil iki yıl önce "özel hastaneler bedava" derken, "Herkes hastanelere rahat bir şekilde gidecek, beş kuruş ödemeyecek." derken bugün yüzde 200 fark alma hakkı geldi.

Yine bugün lösemili çocuklar tedavi olamıyorlar. Gerekçeyi sorduğumuzda, tedavinin pahalı olması. Engelli bebek sahibi olmamak için, evlenmiş olan engelli aileler test yaptıramıyorlar. Gerekçe, yine testlerin pahalı olması.

Yurttaşlar erken randevu almak için daha fazla katkı payı ödemek zorunda kalıyorlar. Bir hastanın, her koşulda, hasta ise hemen muayene olması ve tedavisini yaptırması gerekmez mi? İki ay, beş ay, randevular hep böyle ya da "Yatak yok." deniliyor. Yani hasta ölsün diye bekleniyor herhâlde; anlamak çok zor. Bugüne kadar görmediğimiz katkı paylarını, AKP'nin on bir yıldır uyguladığı

Sağlıkta Dönüşüm Projesi'yle görüyoruz.

Aile hekimleri de özelleştirildi. Kirasını, elektrik, su parasını ve ikinci eleman giderlerini kendileri ödüyorlar. Üstelik Maliye Bakanlığı taşeronluk yapıyor. Aile hekimlerinin çalışma yılları değerlendirilmemekte, kıdemlerini alamamaktadırlar. Peki, kim biliyor bunları? Öbür taraftan, kamu hastanelerinde nöbet tutmaları isteniyor. Bilmediği bir hastanede tanımadığı personel ile yine yerlerini ve çalıştırmasını bilmediği tıbbi malzeme ve cihazlarla nasıl acil hizmeti verilebilir ki? Nasıl, acil nöbeti sonrası normal hizmet vermeyi sürdürebilirler ki? Bu durumlar şiddeti körüklemeyecek mi, öfke duymayacak mı vatandaşlar, bir aleti çalıştıramadı diye?

Daha başka neler var? Adaletsiz bir performans sistemi uygulanıyor ancak "Hastane zarar ediyor." gerekçesiyle ödemeler de adaletsiz olarak yapılıyor. Kamuda çalışan, döner sermaye almayan, yalnız çıplak maaş ile çalışan sağlık elemanlarına "Beğenmiyorlarsa aile hekimi olsunlar." denilebiliyor. Emekli hekimlere verilen aylık tüm emeklilerde olduğu gibi komik düzeylerde. Artık sağlık camiası ayakta çünkü bıçak kemiğe dayandı. Neden sokaktalar hiç sordunuz mu? Onlar, insanca yaşayacak ücret istiyorlar, güvenceli iş istiyorlar, ek ödemelerin ve performansların emekliliğe yansıtılmasını istiyorlar. Performans uygulamasına son verilsin istiyorlar. Tedavide katkı paylarının kaldırılmasını, ilaç sıkıntısının kalkmasını istiyorlar. Ancak iktidar hiçbirini düzeltmek istemiyor çünkü, artık, Sağlık Bakanlığı sağlık hizmeti vermekten kurtulmak, tamamen özelleştirmek istiyor.

Verdiğimiz önergenin kabul edilmesi, en azından eksiklerden birini düzeltecektir. Bunun göz önüne alınarak değerlendirilmesi için saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Teşekkür ederim.