GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:26
Tarih:09.12.2013

ALİ ÖZ (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Görüşülmekte olan 480 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 37'nci maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.

Daha önceki maddelerde konuşurken de her defasında ifade ettik: Bu Tam Gün Yasası artık Tam Gün Yasası olmaktan tamamen çıkmış durumda. Gerçekte başlangıçtaki niyetiniz halis bile olsa kurumlar arasında farklı şekilde düzenlenecek bir yasaya olur vermemizi hiç kimsenin beklememesi lazım.

Daha önce de ifade ettik: Askerî Tıp Akademisi Gülhane'deki uygulamanız bir farklı, üniversitede bir farklı, eğitim ve araştırma hastanelerinde bir farklı. Böyle bir düzenleme yapmayı kendinize nasıl hak gördüğünüzü gerçekten çok merak ediyorum. Burada, aynı statüde profesör olmuş insanları aynı kefede değerlendirmemeyi onların hepsine yapılmış bir haksızlık olarak görüyorum.

Özellikle üniversite hastanelerindeki temel felsefeyi, temel anlayışı, temel mantığı tamamen ortadan kaldırmakla hiçbir şey kazanmayacağız. Üniversite hastanelerinin kendine göre bilimsel yapısı, özerk durumu söz konusu. Buradaki öğretim görevlilerinin, akademisyenlerinin başlangıçta zaten peşinen kabul ettikleri şey çok para kazanmak değil, çok fazla hasta bakmak da değil, gelecekte bu ülkenin sağlık alanında hizmetkârı olacak hekimleri yetiştirmek. Kararını kendisi önceden vermiş, siz diyorsunuz ki: "Hayır. Sen ne kadar para kazanırsın? Dışarıda seni özel hastaneye, benim kendi marifetimle hangi özel hastaneye kiralarsam kiralık profesör olarak oraya gittiğinde ne kadar kazanırsın? O kazancından bana ne kadar para getirirsin?" Yani, bir sağlığın konuşulduğu yerde işin içerisine bu kadar metayı dâhil etmek, ondan sonra da Türkiye'de sağlık alanında on bir yıldır "Sağlıkta Dönüşüm Programı" adı altında başarılı göründüğünüz çok yer olmasına rağmen, bu adaletsizlik ve haksızlıkla, yapmış olduğunuz iyiliklerin hepsinin de üzerini kendi elinizle çiziyorsunuz.

Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak tekrardan sizi uyarıyoruz. Doğrudur, Türkiye'de sağlık alanında eksik olan, tamamlanması gereken gerçekten çok fazla alan vardır. Ama, çıkartmış olduğunuz, özünde, baktığımız zaman, karşı olmadığımız tam günün bu şekilde uygulanmasının hiçbir mantıklı izahı yoktur.

Eğitim hastanelerinde kararı Bakanlar Kurulu verecek. Şimdi, eğitim hastanelerinde iki tane profesörü düşünün. iki tane profesör aynı verimi ortaya koymuş. Performans olarak ikisini birbiriyle karşılaştırdığınızda ikisi de aynı performansta. Akademik katkı yönünden de ikisi de birbirinden farklı olmayan iki öğretim görevlisi veya iki profesör varsa bir tanesine dışarıda -o da serbest muayenehane değil- işaret edilen ve çok para kazanması peşinen kendisine taahhüt altına alınan bir özel hastanede "Git, çalış." diyeceksiniz. E, peki, diğerinin ne günahı var? Bu bir vebal değil mi? Eşitler arasında ayrımcılık yapmak, ayrıcalık oluşturmak, imtiyaz tanımak, hakka, hukuka, adalete, vicdana sığar mı? Yani, bu konuda, bu maddede, gerçekten bu haksızlık tamamen su yüzüne çıkıyor. Yol yakınken bu tam gün uygulamasının tüm öğretim görevlilerine kendilerine yetecek kadar bir geliri temin ederek ve bu kurumların ana amaçları ekseninde, ana amaçları doğrultusunda yeniden düzenlenerek tasarının tamamının çekilmesi bizim en büyük arzumuzdur.

Gecenin bu saatinde çok fazla daha zamanınızı almak istemiyorum ama şunu söylemeden geçemeyeceğim: Yani, artık uçan profesörler, jet profesörler, kiralık profesörler dönemini başlatıyorsunuz. Memlekete bu tasarının hayırlı hiçbir tarafı olmayacak, onun için tekrardan gözden geçirmek, oranları en azından... Komisyonda başlangıçta dediniz ki: "Üniversitelerin öğretim görevlilerine, rektörlerine sorduk." 480 ilk geldiğinde yüzde 5 oranını verdiğinizde de karşı çıktığımızda üniversitelerin görüşleri alınıp yüzde 5 oranında mutabık kaldığınızı ifade etmiştiniz ama yüzde 5 ne hikmetse 50 oldu.

Yani, şunu söyleyebilirim ki: Tebrik ediyorum sizi. 1 koydunuz, 10 aldınız diyor, yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)