GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBUNUN, 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI'NIN KAMU İDARELERİ BÜTÇELERİ ÜZERİNDE YAPILACAK GÖRÜŞMELERİN BİRİNCİ VE İKİNCİ TURLARINDA GRUPLAR VE HÜKÛMET ADINA YAPILACAK KONUŞMALARIN YETMİŞ BEŞER DAKİKA, KİŞİSEL KONUŞMALARIN ONAR DAKİKA OLMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:28
Tarih:11.12.2013

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sağlıklı bir bütçe görüşmesi yapabilmenin öncelikle kürsüye, konuşmacıya saygıdan geçtiğini bir kere buradan ifade etmek istiyorum. İki gündür -ikinci gündeyiz- yaşanan tartışmalara baktığımız zaman sağlıksız bir tartışma ortamı olduğunu görüyoruz. Özellikle, bu konuda AK PARTİ'yle, iktidar partisiyle ana muhalefet partisinin çok daha sorumlu davranması gerektiğini düşünüyorum.

Burada biz bütçe görüşmesi yapıyoruz. Bu bütçe görüşmesi, Hükûmetin, vatandaşın vergilerini harcarken ekonomi politikasını denetlemekle ilgilidir. Bununla ilgili biz bu tartışmayı yaparken zaman zaman bakıyoruz ki iktidar partisi milletvekilleri veya grup başkan vekilleri Hükûmet adına çıkıp Hükûmeti savunuyor. Eğer Hükûmetiniz âcizse yapın, eğer değilse siz oturun, sıranız gelince konuşursunuz.

Oturmuşuz, bir Danışma Kurulu yapılmış. Bu Danışma Kurulunda bir çizelge çıkmış ortaya ama dün anlaşıldı ki bu bütçe takvimi çok sıkışık, yetersiz. Hatta bunu ben dünkü konuşmamda dile getirdim, komisyon görüşmelerini yirmi güne sıkıştırdınız, gece iki, üçlere kadar çalıştık, ertesi gün de sabah geldik. Bütçe görüşmelerini de Genel Kurulda, siz, on güne sıkıştırırsanız, ben size açık bir şey söyleyeceğim, bu, vatandaşa saygı değil, millî iradeye saygı olmaz, bunun adı saygısızlık olur arkadaşlar. Bakın, liste bu. Bugün 11 Aralık, on sekiz kurumun bütçesi elli dakikada görüşülecek arkadaşlar, on sekiz kurumun bütçesi elli dakika. Bir gruba verdiğiniz elli dakika, kişisel sözler var beşer dakika. Söyler misiniz, bu, sağlıklı bir bütçe denetimi görüşmesi olabilir mi? Siz, buna sağlıklı diyebilir misiniz? On sekize bölün, her birine dört dakika düşüyor. Dört dakikada, bu bütçelerle ilgili, MİT'le ilgili, Başbakanlıkla ilgili, böylesine önemli kurumlarla ilgili, siz, dört dakikada sağlıklı bütçe tartışması yapabilir misiniz? Bakın, 13 Aralık takvimine bakın, 13 Aralıkta beşinci tur ve altıncı turun olduğu güne, altı bakanlık bütçesini koymuşsunuz arkadaşlar ve on yedi kurumun bütçesi var. Altı bakanlık ve on yedi kurumu siz, Allah aşkına, süre olarak bakıyorum elli dakikada sağlıklı tartışabilir misiniz? Eğer sağlıklıysa, eğer ilkeliyseniz, eğer gerçekten bunu doğru buluyorsanız, dün bu kuralı neden ihlal ettiniz, soruyorum? Yani kural ihlali... İç Tüzük 19'a göre Danışma Kurulunun kararını ihlal etmek için ya iktidar partisinden ya ana muhalefet partisinden mi olmak gerekiyor? Dün Sayın Kılıçdaroğlu'na ek otuz dakika verilmedi mi konuşmasının üstüne?

MUHARREM İNCE (Yalova) - Dokuz dakika verildi.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - On dakika verildi.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Bir dakika...

MUHARREM İNCE (Yalova) - Dokuz dakika.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - On dakika verildi, hepimize on dakika verildi.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Başbakana da otuz dakika verilmedi mi, arkasından da ek verilmedi mi? Verildi arkadaşlar. Dün, dün...

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Hayır, aynı, on dakika. Yapmayın Sayın Kaplan, kayıtlarda var.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Peki, sizin ayrıcalığınız ne kardeşim, ayrıcalığınız ne bana söyler misiniz?

MUHARREM İNCE (Yalova) - Yok öyle ya.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Yani partiyse parti, grupsa grup, iktidarla ana muhalefetin MHP'yle BDP'den fazlalığı mı var, ayrıcalığınız mı var? Hayır, yok. Kuralsa kural. Bakın, doğruya doğru diyeceksiniz.

MUHARREM İNCE (Yalova) - Dokuz dakika... Bilgi doğru değil.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Hasip Bey...

HASİP KAPLAN (Devamla) - Doğruya doğru diyeceksiniz. Bakın arkadaşlar, burada saatler var.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Kayıtlar açık Sayın Kaplan, aynı süre.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Şimdi, buradaki noktadan çıkarak şunu söylemek istiyorum.

MUHARREM İNCE (Yalova) - Ama bilgi doğru değil ki.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Bir ayrıcalık yok.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Burada bir sıkışıklık var, bunu gidermek mümkün, mümkün. Nasıl mümkün? 4 grup başkan vekili arkada bir araya gelirsiniz, elli dakika mı konuşmalar, elli dakika konuşmalarda bir esnek pay koyarsınız, Meclis Başkan Vekillerine, elli dakikaları bir saate tamamlamak üzere on dakika, konuşmacı konuşmasını bitirdikten sonra duruma göre bir dakika, iki dakika vererek -ki buna en çok sizin ihtiyacınız var, siz beşer dakikaya bölüyorsunuz- bir dakika ekle sözünü bağlama imkânı sağlarsınız. Bu bir anlaşmadır, bu Meclisin sağlıklı çalışması açısından. Şimdi, bizim önerimiz bu. Ama "Biz iktidarız, oy çokluğumuz var, demokrasi de oy çokluğudur, her zaman önerge getiriyoruz, burada dediğimiz dedik, çaldığımız düdük." diyebilirsiniz bunun adına da "demokrasi" de diyebilirsiniz. Biz öyle bir demokrasiyi, dünyada hiç gelişmiş demokrasilerde görmedik arkadaşlar, ciddi söylüyorum yani samimi olarak burada söylemek istiyorum.

Şimdi, dün, Sayın Çiçek'ten bir talepte bulundum -demin Sayın Başkana da söyledim- bu tutanakların tutulması olayı... Şu tutanaklar arkadaşlar, İç Tüzük 155'e göre ses kayıt cihazı var, stenograflar burada kayıt yapıyor, ona göre tutanak tutuluyor. Ben dün burada iki kelime konuştum "yek" dedim. "Yek"i parantez içine almışlar arkadaşlarımız. Onlara öyle bildirilmiş ki nokta nokta, tırnak içinde x... "Bu bölümlerde hatip tarafından Türkçe olmayan bir dilde kelimeler ifade edildi." Kürtçe bir dil değil mi arkadaşlar?

ENGİN ALTAY (Sinop) - Tavla oynamamış mı onlar?

HASİP KAPLAN (Devamla) - "Yek" uluslararasıdır, enternasyonaldir ya, enternasyonal arkadaşlar. Şimdi, "yek"i yazamayan bir Mecliste özgür irade olur mu? Demokrasi tartışması yaşayabilir misiniz?

...(x) demişim, ...(x) hem Kürtçedir hem dünyaya mal olmuş bir kelimedir. Onu da tırnak, tırnak içine almışsınız.

MEHMET METİNER (Adıyaman) - Farsça, Farsça...

HASİP KAPLAN (Devamla) - Sonra, dün bir atasözü söyledim, iktidar için dedik ki: "Yani Kürtçe bir atasözü var ...(x), ...(x) hafif akıl, ...(x)ağır yük. Ona da nokta nokta, x işareti "Bilinmeyen dilde..."

Şimdi, gittim Tutanak Müdürlüğüne "Müdür Bey, Başkanlığın size bir talimatı var mı bu konuda, çıkarın, istiyorum." dedim. "Yok, yazılı bir talimatı yok." dedi. E, be, kardeşim, madem talimatı yok, İsrail Devlet Başkanı gelir burada İbranice konuşur, Obama gelir burada İngilizce konuşur, Türki cumhuriyetlerinin bütün liderleri gelir burada konuşur, bırak onu, Uluslararası Ceza Mahkemesinin hakkında tutuklama kararı verdiği El Beşir de gelir burada konuşur, hepsinin konuştuğu dillerde tutanaklara geçersiniz; Kürtçeye gelince bir yasak zihniyet başlıyor, bir inkâr başlıyor, bir ret başlıyor. Siz sindiriyor musunuz içinize bunu arkadaşlar? Sayın Meclis Başkanım...

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Hakarettir, hakaret! Yeter artık!

HASİP KAPLAN (Devamla) - Bu hakareti kabul etmiyoruz. Bu saygısızlığı kabul etmiyoruz bu Mecliste. Edepse edep bu, adapsa adap bu. Başbakanın sözüyle söylüyorum. Edepse Kürtçe yazılacak. Adapsa Kürtçe yazılacak. Hukuksuzsa öyle yazılacak. Hukuksa öyle yazılacak. Adaletse öyle yazılacak. İnsan Hakları Günü'yse öyle yazılacak. Demokrasiyse öyle yazılacak. Ha, "Kenan Evren'in 12 Eylül darbesiyle getirdiği 2932 sayılı Yasa, Dil Yasağı Yasası yürürlüktedir." diyorsanız, Sayın Başbakan Yardımcım... 2932 sayılı Yasa Özal döneminde kaldırılmadı mı? Kaldırıldı. E, kaldırıldı, siz daha niye uyguluyorsunuz darbe hukukunu burada arkadaşlar? Bunun düzeltilmesi lazım.

Kürtlere saygı istiyoruz, Kürdistan'a saygı istiyoruz, halklara saygı istiyoruz, Türklere saygı istiyoruz, Çerkezlere, Boşnaklara, Lazlara, bu ülkenin bütün zenginliklerine, bütün farklılıklarına. Biz inanıyoruz ki onlar demokrasinin harcıdır, birliğidir, ayrılık nedeni değildir.

Onun için, Sayın Başkan, ya, bunu da düzeltirsiniz ya da raporda yaptığınız gibi, size bir dava daha açarız, eder iki dava. Keyfiniz bilir, sizinle mahkemelik olacağız. Bu saatten sonra, bu yaştan sonra beni avukatlığa döndürmeyin.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Başkanla zaten mahkemelik olacağız.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Sizinle mahkemelik olacağız.

Sayın Başkan, bu tutanakları celbedin, getirin ve düzeltin.

Uzlaşma önerimizi burada tekrar ediyoruz, grup başkan vekilleri arkada bunu düzeltsinler.

Saygılarımla. (BDP sıralarından alkışlar)