GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:28
Tarih:11.12.2013

CHP GRUBU ADINA SAKİNE ÖZ (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Radyo ve Televizyon Üst Kurulu bütçesi üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle belirtmek isterim ki, 2012 yılında RTÜK'ün harcama ve işlemleri, diğer kurumlarda olduğu gibi gerektiği ölçüde denetlenememiştir. Siyasi iktidarın Sayıştay üst yönetimini hukuksuzca yönlendirmesi sonucunda, Meclisimize sunulan raporlar budanmıştır. Milletimizin bize verdiği yetkiyle bütçe hakkını kullanan vatandaşlarımızın ödedikleri vergilerin usulüne uygun harcanıp harcanmadığını tespit etmek görevimiz, Hükûmet ve Sayıştay tarafından engellenmiştir. Hükûmet, yolsuzluk batağında çırpındıkça suçluların telaşına düşmektedir, halkın vergisinin hesabını halkın temsilcisine vermemek için Sayıştayı kendine suç ortağı yapmaktadır. Bu durumu protesto ediyorum.

Hiç kimse endişe duymasın, halkımız suçlulardan ve suç ortaklarından hesap sormaya devam edecek. Sizinle sonuna kadar mücadele edeceğiz.

Sayın milletvekilleri, üzerinde söz aldığım RTÜK, Anayasa'mız ve yasalarla güvence altına alınan televizyon ile radyo yayınlarında tarafsız ve bağımsız bir kamu denetimi yapma hedefiyle kurulmuş, yayın lisansı veren bir üst kuruldur. Üst kurullar demokratik ve şeffaf devletlerde hiçbir siyasi iktidarın gölgesine girmezler, alacakları kararlarda tarafsızlığı ve titiz denetimi ilke edinirler. Şeffaf devletlerde radyo ve televizyon yayınlarını denetleyen üyeler titiz seçilir. Ne var ki, RTÜK bu ilkeleri son dönemde tümüyle yok etmiştir. RTÜK, AKP'nin elinde Hükûmetin medya alanındaki sopasına dönüşmüştür. Tarafsız yayın denetimi ve şeffaf ihale süreci beklediğimiz RTÜK, Hükûmet-cemaat çatışmasında ve Bakanlar Kurulu içindeki gerilimin bir şubesi olmuştur. Öyle ki, Gezi direnişi sürecinde çeşitli bahaneler ile Halk TV, Cem TV ve Ulusal Kanal'a kesilen cezalar, bu televizyonların yayın hayatı boyunca kesilen cezalardan kat kat fazladır. Yani, RTÜK, iktidar adına bu kanallara ceza yağdırmıştır.

RTÜK'te her kanal için 1 uzman görevliyken, Halk TV'ye hangi gerekçeyle 3 uzman tayin edilmiştir? Halk TV yayınlarını izleyen RTÜK uzmanı kanal aleyhine tweet atarken, konuklara hakaret ederken hangi gerekçeyle koruma altına alınmıştır? Oysa, Bülent Arınç'a bağlı TRT'de, mesai saatleri dışında Gezi'ye destek veren 15 çalışana soruşturma açılmıştır, 2 sözleşmeli çalışanın işine tam da kadroya geçecekleri gün son verilmiştir.

RTÜK, ilkeli denetimi bırakmış, yerel yayıncılara sudan sebeplerle ceza kesmeyi görev bilmiştir. RTÜK, yasaları tümüyle yayıncıların aleyhine uygulamıştır. Reklam beyannamesini sadece bir gün geciktirdi diye, 471 yayıncı kuruluşa 660 bin lirayı aşan cezalar kesmiştir. İcralar sonucunda, reklam geliri son derece düşük olan Anadolu yayıncısının radyo ve televizyonları işlemez hâle gelmiştir.

Yine, ekranlardaki sigara görüntüleri, muhalif kanalları cezalarla çökertmek için gerekçe olmuştur. Bu mudur sizin demokrasi anlayışınız, bu mudur sizin adalet anlayışınız? Atatürk'ün sigara içen görüntüsünü verdi diye, 73 bin lira ceza yiyen Kaçkar TV'yi unutmuyoruz. Yanlışlara kol kanat geren RTÜK, kestiği cezaların tahsilinde birçok defa davalık olmuştur.

Sayın milletvekilleri, ihale yapılmıştır, yapılan ihalelerde RTÜK tarafından usulsüzlük iddiaları ileri boyutlara varmıştır. Karasal sayısal yayına geçiş ihalesi usulsüzlük nedeniyle ya geçersiz olmuş ya da yürütmesi durdurulmuştur. İhaleler için Bülent Arınç ve RTÜK Başkanı devlete gelir getirdiklerini iddia etmişler ama tam tersi, bir fiyaskoyla karşılaşmışlardır, bu işi becerememişlerdir. Hükûmete yakın duran medya organları bile rekabetten uzak olan bu ihale sürecine isyan etmişlerdir.

Şimdi, sizlere açıkça soruyorum: Yayın ihale sürecinde başa döndüğünüze göre, yaratılan bu kamu zararını kim karşılayacak? Medyaya saldığınız güvensizliğin üstesinden hanginiz gelecek? 2015'e kadar hizmete girmesi gereken karasal yayın ihalesini bitiremediniz. Bu süreci bir yıl içinde tamamlayacak bir planınız var mı? Yoksa seçimlerdeki oy pusulasını ihalesiz aldığınız gibi, karasal yayınları da ihalesiz ve doğrudan temin usulüyle istediğiniz yandaşa verecek bir yasa mı hazırlıyorsunuz? Anadolu Ajansındaki hisse devri usulsüzlüğünü örtmek için yasa hazırladığınız gibi, şimdi de RTÜK için yasa mı dayatacaksınız? (CHP sıralarından alkışlar) RTÜK'ün itibarını yerle bir ettiniz. Çıkın şimdi, bu ihaleleri şeffaf biçimde düzenleyecek misiniz, bunları bizlere anlatın.

Sayın milletvekilleri, RTÜK'ün yayın denetimlerinde kadına yönelik ayrımcılık dikkate değer düzeyde artmıştır. Televizyonlarda ilahiyatçı yorumcu, hamile kadınlara karşı son derece ayrımcı, kadınları erkek karşısında tümüyle arka plana iten sözler söylemiştir. Bülent Arınç, soru önergeme verdiği gecikmiş yanıtıyla bu gafı benimsemiştir. RTÜK, programa yaptırım uygulamamış, kadına hakareti açıkça onaylamıştır. Skandal RTÜK kararına karşı çıkan duyarlı bazı RTÜK üyelerinin tavrı ise belgelerle ortadadır. RTÜK, yayıncılık ilkelerini hiçe sayarak, bu kanallara karşı yine yaptırımda bulunmamıştır.

Sayın milletvekilleri, Türkiye'de en önemli vesayet, AKP'nin kadınlar üzerindeki vesayetidir. RTÜK, cemaat-Hükûmet gerilimleri ve kendi içindeki sır dolu sürtüşmeler sonucunda, bünyesindeki kadın personellere de baskı uygulamaktadır. Sayın Bülent Arınç açıklasın, RTÜK'te on iki yıldır büro müdürlüğü yapan bir kadın memur, geçtiğimiz günlerde hangi gerekçeyle görevden alınmıştır?

Kadın yönetici, Deniz Feneri sabıkalısı eski RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın özel kalem müdiresi ve Bakan Egemen Bağış'ın akrabasıyla olan yakın arkadaşlığı nedeniyle mi görevinden olmuştur? RTÜK'te Zahid Akman'ın devam eden bir ağırlığı mı var ki mevcut Başkan bu ağırlığı kırmaya çalışıyor?

Kurulda büyük ses getiren bu olay üzerine, Sayın Egemen Bağış'la RTÜK'ün herhangi bir yöneticisinin ya da sizin bire bir görüşmeniz olmuş mudur?

Sayın milletvekilleri, RTÜK tüm kanallara eşit uzaklıkta olmalıdır. Etik sorumluluk gereği TRT'yi denetleyen RTÜK'ün bir yöneticisinin, aynı zamanda TRT Yönetim Kurulu üyesi olmasını asla kabul etmiyoruz. Bu yetmezmiş gibi, Bakanlar Kurulunda bekletilen dosyayla, bir TRT Yönetim Kurulu üyesinin daha aynı anda RTÜK üyeliğine atanması önerilmiştir.

Peki, Sayın Arınç'ın önerdiği bu RTÜK adayı aylardır neden atanmadı, o koltuk neden boş? Bakanlar Kurulu bu üyelik hakkında neden karar veremiyor? Yoksa Sayın Bülent Arınç ile Başbakan arasındaki gerilim yüzünden mi RTÜK ataması Bakanlar Kurulunda bekliyor?

Sayın milletvekilleri, RTÜK'ün kuruluş ve hisse oranlarıyla ilgili 19'uncu maddesinde "Sendikalar, meslek kuruluşları, birlikler, dernekler, vakıflar gibi kurumlar, doğrudan veya dolaylı ortak olan gerçek ve tüzel kişilere yayın lisansı verilemez." diye bir hüküm vardır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SAKİNE ÖZ (Devamla) - Bu maddeyle, üniversitelere, iletişim fakültesi olan üniversitelere televizyon kanalı açamazsınız mı demek istiyorsunuz?

Tarafsız ve özgür medyanın bağımsız denetimden geçmesi düşüncesiyle hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)