| Konu: | 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 29 |
| Tarih: | 12.12.2013 |
AK PARTİ GRUBU ADINA HASAN KARAL (Rize) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; insanlık tarihi içerisinde birçok şey değişmişse de değişmeyen tek olgu dindir. İnsanlar sınırlı hayat çizgileri içerisinde sadece beş duyularıyla yaşayamazlar, zihin dünyalarındaki sonsuzluk duygusunu da yaşam süreçlerine katarlar. Şu bir gerçektir ki din olgusu insanlığın vazgeçemediği en kudretli bir olgudur. Devleti yönetmeye talip siyasilerin, halklarının bu en yüce duygularına kayıtsız kalması da asla düşünülemez.
Değerli arkadaşlarım, bir insan olarak, insanca duygulara sahip bir varlık olarak gelecek adına hepimizin ortak bir beklentisi vardır: Daha iyi, daha mutlu bir yaşam tarzına sahip olmak. İnsan sayısınca gelecek beklentisinin olduğu yerde bunu sağlamak elbette zordur ama bütün dereleri, ırmakları denize akıtabilirsiniz. Deniz sonsuzluk duygusudur. Derelerin önünü tıkasanız da güneş onu buharlaştırarak denize ulaştırır, bunun önüne geçmek asla mümkün değildir. Neler yaparsak yapalım, gelecek hepimizin adına ölümdür. Ölüm, bütün bir hayatı paranteze alarak onu sıfırla çarpandır yani hayatı yutandır. İnsanlığa hizmet adına, insan fıtratına uygun yaptığımız her şey elbette ki kayda değerdir ve kutlu yaklaşımlardır. İnanan insanlar için söylüyorum, ya ötesi? Sonsuzluğa gidilirken elleri boş olarak Allah'ın huzuruna varmak üzücü bir varış değil midir?
Siyaseti insanlara ve insanlığa hizmet olarak algılıyoruz. Kavgamız bizzat insanla değil, insanlığa tebelleş olan kötülüklere karşıdır ve öyle olmalıdır. Bir doktor gibi, hastaya değil, mikroba düşman olmak; yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevmek aynı zamanda fıtratımızın da hayata bir yansımasıdır. İbadeti evrenle bütünleşmek olarak algılayan Mevlânâ, medeniyetimizin önemli bir iz sürücüsü olarak bizlere şunu hatırlatıyor: "Kavga testiler arasında. Kırın testileri, su birliğine ulaşacaksınız." Dünyadaki ve ülkemizdeki kavgalara baktığımızda bunu net olarak görebilmekteyiz. İnsanlığa hizmet adına yola koyulanlar testi hükmünde olan çıkarlarını, şan ve şöhretlerini, makamlarını kırarlarsa ruh birliğine ulaşarak barışı sağlamakta zorlanmazlar. Ruhlarını kalıba dökemeyenlerin aynı bayrak altında, bir arada barış içinde yaşaması zordur.
Diyanet İşleri Başkanlığımız, maddi dünyanın içinde zaman zaman zorlanan insanlarımıza iç dünyalarındaki suyu hatırlatmaktadır. Dünyadaki oluşumlara baktığımızda, olmak için değil sahip olmak için çaba harcayan, bu uğurda savaşları göze alan devletlere, kurum ve kuruluşlara rastlamaktayız. Sahip olunan şeyler adil bir biçimde insanlar arasında paylaşılamıyorsa oralarda mutlaka kan akmaktadır; ahlaki erozyonlar, kişisel ve toplumsal bunalımlar ayyuka çıkmaktadır. O zaman, midelerini doyurduğumuz insanların ruhlarını da doyurmak barış adına elbette ki hükûmetlerin işidir, işi olmalıdır. Artık, iyi vatandaş yetiştirmek yetmiyor; evrensel algılı iyi insan da yetiştirmek, insanlara saygısı kadar çevreye de duyarlı bireyler yetiştirmek hepimizin görevi olmalıdır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Diyanet İşleri Başkanlığı cumhuriyetimizin kuruluşuyla yaşıt olan teşkilatlarımızdan bir tanesi olup 1924'ten bugüne başarıyla hizmetlerini yürütmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığının birinci ve asli görevi din hizmetleridir. Bu görevini ifa ederken, Diyanet İşleri, topluma doğru bilgiyi oluşturmak, doğru bilgiyi insanlara öğretmek konusunda çok önemli bir hizmeti ifa etmektedir; hem kültürümüzün hem de medeniyetimizin anlayışlarını, milletimizin birliğini beraberliğini temin edici, insanlar arasındaki sevgi ve saygıyı güçlendirici bir usul ve üslup içerisinde, Kur'an ve sünnete uygun, İslam'ın temel kaynaklarını referans yaparak bugüne kadar başarıyla yürüttüğü din hizmetlerini 2013 yılı içerisinde de başarıyla sürdürmüştür.
Bu anlamda öne çıkan bazı hizmetlerden örnekler vermek istiyorum: Özellikle, Kutlu Doğum haftaları artık topluma mal olmuş bir haftaya dönüşmüştür. Kadın ve aile konusunda Diyanet İşleri Başkanlığımız rehberlik büroları oluşturmuştur ve ülkemizin muhtelif yerlerindeki camilerin fiziki yapısında değişiklikler yapılmış, cezaevlerinde hükümlü ve tutuklu olan pek çok insanımızın din hizmetleri konusundaki ihtiyaçlarını karşılamak için vaiz ve din görevlisi kadroları tahsis edilmiştir. Engelliler konusunda da, özellikle camilerimizin fiziki şartlarının engelli vatandaşlarımızın ibadetlerini kolaylıkla yerine getirebilmeleri için dönüşüm süreci başlatılmıştır. Personelin eğitimi konusunda da ciddi çalışmalar yapılmış, bu çerçevede özellikle Kur'an kurslarında örgün eğitimde ve hafızlık eğitiminde binlerce yavrumuz Kur'an-ı Kerim'i öğrenmekte ve hafızlık yapma noktasında desteklenmektedir.
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; bütçesini görüştüğümüz Diyanet İşleri Başkanlığımız, ülkemizin âdeta bir sibobu hükmündedir, varlık ve birlik suyumuzdur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Karal.
HASAN KARAL (Devamla) - Bu duygularla sözlerime son verirken 2014 yılı bütçesinin milletimiz ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan temenni ediyor, yüce heyetinizi, tekrar, saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)