GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:29
Tarih:12.12.2013

CHP GRUBU ADINA MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkür ederim Değerli Başkan.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum, iyi akşamlar diliyorum aynı zamanda.

Tabii çok önemli bir konuyu görüşüyoruz, bütçe görüşmelerine devam ediyoruz ancak gerçekten kamu gelirlerinin savurganca kullanılmaması açısından, bu saatte Meclis açıksa, almış olduğum sayım üzerine şu anda AKP sıralarında -kayıtlara geçmesi açısından- 21 kişi oturmakta.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - 22.

MAHMUT TANAL (Devamla) - 22 kişi, peki. Bakın, gayet rahat, sayın, 22 kişi, peki. Cumhuriyet Halk Partisinin sıralarında 35 kişi, Milliyetçi Hareket Partisinin sıralarında 11 kişi, Bağımsız Demokrasi Partisinin sıralarında 4 kişi...

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Barış ve Demokrasi Partisi. Mahmut Bey, ne yapıyorsun!

MAHMUT TANAL (Devamla) - Barış ve Demokrasi Partisinin sıralarında 4 kişi, bürokrat memur arkadaşlarımızın oturduğu yerde 20 kişi oturmakta. Yani... (Gürültüler)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen müdahale etmeyin hatibe.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Buyurun sayın, hep birlikte bakın.

ADNAN YILMAZ (Erzurum) - Mahmut Bey, biz buradayız.

MAHMUT TANAL (Devamla) - "Güç" diyorsunuz, "Meclis" diyorsunuz, maaşa gelince tıpış tıpış koşuyorsunuz.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Arkadaşlar sizin konuşmanıza dayanamıyor. O yüzden dışarıdalar.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...

MAHMUT TANAL (Devamla) - Onun için, halkımızın bunu duyması açısından. Ey vatandaşımız, -halkımız şunu görsün- şu anda bütçe görüşülüyor.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Sayın Tanal, böyle konuşursan biz de çıkıyoruz.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Memurlar, çalışanlar, kim Mecliste hakkımızı savunuyor? Tüm muhalefet partileri hakkınızı savunuyor. Hakkınızı gasbeden, hakkınızı vermeyen, emeğinize, ekmeğinize göz diken siyasal iktidar. Sayılarla, gayet rahat, ben burada kamuoyuna bildiriyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, konumuza...

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Ben de çıkıyorum.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Çıkabilirsiniz. Tabii. Teşekkür ediyoruz.

Sayı 21'e indi Adalet ve Kalkınma Partisinden.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Dayanamıyorlar size Sayın Tanal.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Şimdi, netice itibarıyla, Türkiye'deki personel rejiminin esas uygulaması Anayasa'mızın 10'uncu maddesi, Anayasa'mızın 128'inci maddesi, Anayasa'mızın 70'inci maddesi, Anayasa'mızın 129'uncu maddesi.

Tabii, Devlet Memurları Kanunu'na, her vatandaşın talebi hâlinde herhangi bir ayrıma tabi tutulmaksızın eşit bir vaziyete alınması lazım. Ancak uygulama gerçekten bu şekilde mi? Mesela iki Sayın Bakanımız burada oturmakta. Hâkimler ve Savcılar Kanunu'nda, hâkim veya savcı alındığı zaman sağlık raporu aranmakta. Engelli vatandaşlarımız için işte yasal bir engel.

İki, Anayasa'mızın yine 70'inci maddesi "Her vatandaş kamu hizmetinden yararlanır." diyor. Ancak sınavlarla ilgili, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, yazılı var, siz kayırmayı yapabilmek için, partizanca personel alabilmek için sözlü mülakatları getirdiniz.

İSMAİL KAŞDEMİR (Çanakkale) - KPSS var.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Sözlü mülakatlarla ilgili olarak da, bu sefer kayırma işlemleriyle ilgili kamera kayıtları talep edildiğinde kamera kayıtlarından uzak bir alana şey yaptınız.

Ve bu olay ne oldu? Tamamen kamu rejimi, yani memurların, o 657 sayılı Kanun'da aranan tarafsızlık ilkesi, liyakat ilkesi bertaraf edildi ve aynı zamanda, memurlarla ilgili mevcut olan o güvence de daraltıldı. Peki, bu daraltılmalar ne getirdi? Kamu hizmetindeki kalitesizliği getirdi. Netice itibarıyla, bununla birlikte olarak yine ne oldu? Hep 2002 baz alınır ya, 2002'den önce memurlarla ilgili düzenlemeler kanunla olurdu, ancak askerî darbenin olduğu 12 Eylül 1980'de, o dönemde memurlarla ilgili kanun hükmünde kararnamelerle düzenlemeler yapıldı, ancak Anayasa Mahkemesi iptal etti. Bununla birlikte, o askerî darbelerin devamı olan, Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidara geldiği 3 Kasım 2002 tarihinden bugüne kadar memurlarla ilgili kanun hükmünde kararname, düzenleme yapıldı mı? Yapıldı. Yani aşağı yukarı birbirinin aynen devamı. Bu ne oldu? Yine, kamu rejiminde gerçekten sıkıntılar oldu. Ne oldu? 4/A'lı, 4/B'li, 4/C'li, yardımcı hizmetler, sözleşmeli personel, işçiler, seçilmişler, yükümlüler, gönüllüler... Yani dünyada kamu hizmetinin bu kadar, birden fazla kişinin elinde görüldüğü tek bir ülke varsa Türkiye var, bunun dışında başka bir örnek bulamazsınız.

Aynı zamanda, bu kamu görevlileriyle ilgili ne var? Milletvekilleri ve bakanlar dâhil olmak üzere, efendim, mal varlığının gizliliği esas. Mal beyanında bulunacak, mal varlığının açıklanması yasak, gizli. Demokrat olan, demokratik olan tüm sistemlerin tamamında, hesap verebilen ülkelerin tamamında, temiz iktidar olan ülkelerin tamamında, temiz toplum olanların tamamında hem bakanın hem başbakanın hem milletvekilinin hem kamu görevlisinin mal varlığına erişilebilir imkân sağlanıyor. Aynı zamanda, açıklamak zorunda. Bu, temiz iktidarın, temiz toplumun gereklerindendir. Ancak, bununla ilgili kanun teklifi verdik, bu kanun teklifini dahi kabul etmediniz.

Genellikle bu mal beyanı zorunluluğu neye ihtiyaçtır? Yolsuzlukla mücadeleye ihtiyaçtır. Peki, yolsuzlukla ilgili eğer mücadele ihtiyaçsa bunun tam amacına ulaşabilmesi için her vatandaşın, sayın bakanların, Sayın Başbakanın, sayın milletvekillerinin, sayın Meclis başkan vekillerinin, sayın kamu görevlilerinin mal varlığına erişilebilmesi lazım, bu imkânın sağlanması lazım. Aksi takdirde, efendim, siyasetle uğraşanlar, başbakanlar, bakanlar, milletvekilleri, kamu görevlilerinin tamamı bir şaibe altında kalmış olurlar. Eğer gerçekten bu şaibeyi kaldırmak istiyorsak şeffaf, temiz topluma ulaşmamız lazım.

Bir başka sorun. Nedir bu? Genellikle Batı toplumlarında mümkün olduğunca bakanlık sayısı azaltılır. Doğu toplumlarında bakanların sayısı daha yüksektir. Türkiye bu örneklerden bir tanesi.

RECEP ÖZEL (Isparta) - 15.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Bakanlık sayısı 15 değil, 24. Bilmiyorsan öğren yani sana hep öğretiyoruz.

RECEP ÖZEL (Isparta) - 40'tı biz geldiğimizde ya, 15'e düştü bakanlık.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Ya, iki dönemdir milletvekilisin, on dört dönem milletvekili olsan da öğrenemeyeceksin kardeşim ya! (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Karşılıklı konuşmayın lütfen.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Netice itibarıyla 24 bakanın da 24 bakan yardımcısı var ve aynı zamanda içinizden bazı milletvekilleri -ben de isimleri var, nezaketsizlik yapmak istemiyorum- çoğu bakanlıkta insan kaynaklarının müdürlüğüne kendi eşlerinizi getirmişsiniz. Böyle bir savurganlık olamaz değerli arkadaşlar. Ne olur yani biraz iğneyi kendinize batırın. Bu çok önemli, isimlerini vermek istemiyorum. Doğru bir hadise değil. Çünkü Sayın Başkan diyor: "Ne olur isim açısından şey yapmayın. Bir sataşma yaratmayalım." Bu önemli. Onun için, sizden istirham ediyorum, bu olaydan vazgeçelim.

Sayın Faruk Çelik Bey, sizden istirham ediyorum. Ben Şanlıurfalıyım. Şanlıurfa milletvekilisiniz, Şanlıurfa'nın ekmeğini yiyorsunuz. Şanlıurfa'da Sosyal Sigortalar Kurumunda 15 arkadaşımız TEDAŞ'ta işten atılıyor. Niçin? Bütçede ödenek yok. Yapmayın değerli Bakanım, bölgenin milletvekilisiniz, Türkiye'nin bakanısınız, o bölgenin nimetlerinden yararlanıyorsunuz ama 15 vatandaşımız TEDAŞ'ta işten atılıyor, mektupları da bende, ödenek yok diye insanlar bize mektup yazıyor.

Sabırla dinlediğiniz için ben hepinize teşekkür ediyorum. Bu bütçe, insan odaklı değil ama insanlardan nasıl vergisini topluyorsanız Türkiye'ye de hesabını verin, topladığınız verginin hesabını verin. Vermediğiniz için tüm 24 bakan hakkında, tüm üst düzey kamu görevlileri hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundum. Siz, "Raporlar geldi." dediniz. Bakın, hemen...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT TANAL (Devamla) - Peki, teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tanal. Nezaketinizden dolayı ayrıca ben şahsım adına da teşekkür ediyorum.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Sağ olun.