| Konu: | 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 13.12.2013 |
CHP GRUBU ADINA KAZIM KURT (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, bir milletvekili olarak denetim hakkımızı elimizden alan, Parlamentonun bütçe hakkına engel olan ve halkın da bilgilenme hakkını engelleyen Hükûmeti ve Sayıştayı kınayarak başlıyorum ben de. (CHP sıralarından alkışlar)
Bu yıl Sayıştay raporları düzgün bir biçimde Türkiye Büyük Millet Meclisine gelmiş olsa idi gerçekten çok ciddi ve farklı bilgiler elde edecektik ancak bunu elde edemedik. Yalnız, Gümrük ve Ticaret Bakanlığında bir istisna ile karşı karşıyayız. Biz, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının esas raporunu bulduk. Burada çalışan yurtsever, devrimci, hukuka inanan denetçilerin vermiş oldukları rapor değerlendirildiği zaman neler görecektik, sizinle onları paylaşmak istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bravo! Yurtsever, devrimci arkadaşlara selam olsun buradan.
KAZIM KURT (Devamla) - Sayıştay, denetçilerin raporlarını değiştirmek üzere baskı yaptı ancak bazıları değiştirdi, pek çoğu direndi. Bunun üzerine, Rapor Denetleme Kurulu devreye girdi ve raporları sansürledi. Gümrük ve Ticaret Bakanlığının 250 sayfalık raporu sansürden sonra 19 sayfaya düştü.
Bu "Eskiden de raporlar gelmiyordu, şimdi rapor geldi, daha ne istiyorsunuz?" diye bizi eleştirmeye çalışan arkadaşlara şunu söylemek istiyorum: Yasalar değişti, 6085 ve 5018 sayılı yasalar hesap verebilirliği temel ilke olarak aldı. Bunun yanında, 17/12/2011 tarihinde bir de yönetmelik yapıldı, esaslar tespit edildi ama kurumlar bu esaslara uygun olarak Sayıştaya bilgi vermedi. Bunun üzerine, 8 Aralık 2013'te, yani bütçe görüşmeleri başlamadan iki gün önce, Sayıştaya farklı bir yönetmelik değişikliği yaptırarak güya değişikliği ötelediğimizi belgelemeye çalıştık.
Ben, bir milletvekili olarak, Sayıştay Başkanlığından Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'na göre bu belgeleri istedim, reddetti, Sayıştay da -güya kendi bilgi alamıyor, belge alamıyor ama- bize bilgi ve belge vermekten kaçındı.
Bu belgeleri alsaydık neler olacaktı? Bakınız; bir, gümrük kapılarının modernizasyonu amacıyla yap-işlet-devret modeliyle yapımının hukuka aykırı taraflarını görecektik. İhale aşamasında, yapım aşamasında ve işletme aşamasında hangi yanlışlıkların ve hangi kayırmacılıkların yapılmış olduğunu görecektik ama Allah rızası için yapıldığı iddia edilen gümrük kapılarının, Allah rızası için değil ciddi bir rant için yapıldığı net bir biçimde ortaya çıkacaktı.
3996 sayılı Kanun ve 94/5907 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'na göre, yap-işlet-devret modeliyle yapılan bu işlerde, ihale hazırlığı, çağrı, teklif alma usulü ve bunların denetlenmesi aşamalarında yanlışlıklar yapılmıştır, belgeler saklanmıştır, Sayıştay bu belgeleri alamamıştır.
Gümrük kapılarının modernizasyonu işlerinin TOBB'a verilmesi başlı başına yanlıştır ancak bu yanlış bilerek ve isteyerek yapılmıştır. Kamu kurumu niteliği öne çıkarılarak kamunun paraları odaya ve odanın şirketine aktarılmıştır. Oysa 5018 sayılı Kanun'un 71'inci maddesi kamu zararını "Kamu görevlilerinin kasıt, kusur ve ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem ve eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel ve eksilmeye neden olunması" olarak tarif etmiştir. Kanunun bu tanımına göre, TOBB ile gerçekleştirilen yap-işlet-devret modelinin tamamı kamu zararıdır. Yaklaşık maliyet hesabı, TOBB'un bulduğu, anlaştığı şirket tarafından yanlış olarak hesaplanmıştır. Bu yanlış hesap nedeniyle işletmeciye hak ettiğinden daha fazla işletme süresi verilmiştir. Yatırım finansman maliyetiyle işletmeden elde edilecek tahminî gelir kıyaslanarak işletme süresi tespit edilmektedir. Hem yatırım finansman hesabı, tahmini yanlış yapılmıştır hem işletmecinin bulduğu şirketler tarafından hesaplanınca ister istemez işletme süreleri olması gerekenden daha uzun olmuştur.
Yer tesliminden itibaren bir yıl içinde tamamlanması gereken yatırımlar tamamlanmamıştır. Buna rağmen, idare yüklenici firmaya hiçbir yaptırım uygulamamıştır. Proje firması, kontrol firması, üretici firma ve işletmeci firma aynı ya da birbiriyle bağlantılı olunca yatırımların gerçekleşmesi aşamasında da aykırılıklar, eksiklikler ve sözleşmeye aykırılıklar bulunmaktadır.
Kapıkule, Habur, Sarp, Cilvegözü sınır kapılarında hangi ileri teknoloji kullanılmıştır ve hangi yüksek maddi kaynak aktarılmıştır? Bu iki unsur, yap-işlet-devret modelinin temel gerekçesi olan bütçe imkânsızlığı, ödenek yetersizliği gibi sebeplerin doğru olmadığını ortaya koymaktadır.
Tüm kapılarda TOBB yatırımı 212 milyon 938 bin 156 Türk lirasıdır. Buna karşılık, altı yılda toplam elde ettiği gelir 611milyon 933 bin 433 liradır. Demek ki, TOBB yatırdığının 3 katını altı yılda almıştır.
Yapılan işlere baktığımız zaman, Kapıkule Gümrük Kapısı, yirmi yıl süreyle işletilmek üzere, TOBB'a ait Gümrük ve Ticaret AŞ'ye verilmiştir. Proje değerlemesi yapılırken ortaya konulan finansal analizlerde yer alan tahminler ile gerçekleşen rakamlar karşılaştırıldığında ortaya çıkan 17,5 katlık sapma makul değildir. Dört yılda, yatırımın 3 katı gelir elde edilmiştir. İşletme süresi derhâl gözden geçirilerek -denetçilerin saptamasına göre- en az bin yedi yüz gün, yani beş yıl kısaltılmalıdır. Bu gümrük kapısında en çok göze çarpan, x-ray cihazında da sorun vardır, tümünde vardır.
Sarp Gümrük Kapısı'nda aynı yanlışlıkları saptayan denetçiler, inşaatların tamamlanmamasına rağmen erkenden geçici işletme izni verildiğini, yine x-ray cihazının bozuk olduğunu, maliyetlerin şişirilmiş olduğunu, bu nedenlerle izin verilmemesi gerektiği hâlde işletmeye başlatıldığını ve sürenin en az iki bin iki yüz yirmi gün, yani altı yıl gibi bir kısaltmaya tabi tutulması gerektiğini saptamıştır.
Cilvegözü Sınır Kapısı için öngörülen on üç yıllık işletme süresinin de yanlış hesaplandığını, çünkü gelir tahminlerinin TOBB tarafından yapıldığını ve bilerek kendi lehine düzenlemeler yapıldığını tespit etmişlerdir. X-ray cihazı ve tır arama hangarı yanlış konumlandırılmıştır. Hatalı konumlandırma nedeniyle şu anda Cilvegözü'nde sıkıntılar yaşanmaktadır. Habur Sınır Kapısı da on beş yıllık bir süre için işletilmek üzere yapılmış ve orada da benzer yanlışlıklar devam etmiştir. Şu anda, tesisin içinde ve sözleşme kapsamında yapılması gereken lojmanlar kullanılmayacak durumda ve kötü üretilmiştir. Söz konusu lojmanların yıkılmak üzere olduğu tespit edilmiştir. Tüm gümrük kapılarında x-ray cihazları sorundur. Bakanlık, ayrıca, burada İnternet ve bilgisayar yatırımlarını kendi cebinden yapmıştır. Sarp Sınır Kapısı'nda x-ray cihazı arızalı olarak kırk altı gün boyunca onarılmamış, işlem yapılamamıştır. Dikkat ederseniz, ortak sorun, yanlış hesaptan kaynaklanan bir sorun ve tamamı kamu zararıdır. O hâlde, bu denetçilerin raporları Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulsaydı bunları net bir biçimde görecektik ve öğrenecektik.
Sadece bunlar mı yanlış? Hayır, değil. Gümrük Kanunu'nun 244'üncü maddesine göre uzlaşma müessesi getirildi, bu uzlaşma müessesesinde 100 milyon 478 bin 680 liralık alacak için uzlaşmaya gidildi, denetçiler belgeleri istediği zaman, gizli olduğu gerekçesiyle bu belgeler verilmedi. Bu uzlaşmalar kiminle yapıldı, nasıl yapıldı, hangi koşullarda yapıldı, doğru mu yapıldı, bunu denetleyecek bir mekanizma bu Hükûmet tarafından gerçekleştirilmedi, ortadan kaldırıldı, Meclis de denetleyemiyor. Oysa 5018 sayılı Kanun'un 1'inci maddesi mali saydamlık ve hesap verebilirlik ilkesini getiriyor. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı bu ilkeyi çiğnemiş, hesap vermemiş, hesap vermek isteyenlere de karşı durmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAZIM KURT (Devamla) - Vatandaş vergisini veriyorsa, hükûmet de hesabını vermelidir diyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)