GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:30
Tarih:13.12.2013

AK PARTİ GRUBU ADINA YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet Bakanlığının 2014 yılı bütçesi hakkında AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

AK PARTİ'nin adalet vizyonu, güven veren adalettir. Bunun için, AK PARTİ adaletle ilgili sorunların tümünü hem parti programıyla hem de hükûmet programlarıyla analiz etmiş, hazırlanan Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde belirtilen hususların yüzde 70'ini adım adım gerçekleştirmiştir. Türkiye, son on bir yılda atılan bu adımlarla hukukun hâkim olduğu, her vatandaşın hakkını arayabildiği bir ülke hâline gelmiştir.

Adalet Bakanlığının 2002 bütçesi 808 milyon lira iken 2014 bütçesi 10 kat artışla 8,8 milyar liraya yükselerek dikkate değer bir artış gerçekleştirilmiştir on bir yıl içinde.

AK PARTİ'den önce adalet hizmetleri fiziki imkânsızlıklar içerisinde, apartmanların ara katlarında görülürken, bugün adalet teknolojiyle donatılmış saraylara taşınmıştır.

Geçen yüzyıldan kalan ve güncelliğini kaybeden, toplumun gerisinde kalan temel kanunların tamamı yenilenmiş, ceza mevzuatımız ve özel hukuk mevzuatımız çağdaş sisteme uyarlanmıştır.

Cezaevi şartları insan haklarına uygun hâle getirilmeye çalışılmış, cezaevlerinin fiziki imkânları ve ceza infaz mevzuatı da daha çağdaş hâle getirilmiştir.

AK PARTİ'den önce güçlünün hukukuna göre şekillenen adalet bugün hukukun gücünü yansıtmakta, sıfatı ne olursa olsun, yanlış yapandan millet adına hesap sorulmaktadır.

Bugün, darbe anayasasına göre şekillenen bir Anayasa Mahkemesi yerine Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve baroların da üye seçebildiği, bireysel başvuru hakkıyla bir insan hakları mahkemesine dönüşen bir Anayasa Mahkemesi vardır.

Ankara'daki 120 yüksek yargı mensubunun seçtiği bir HSYK yerine, bugün, Türkiye genelindeki 13 bin hâkim ve savcının seçtiği, Bakanlığın uhdesindeki yetkilerin devredildiği, demokratik hukuk devleti ilkesine uygun bir HSYK vardır.

Değerli milletvekilleri, AK PARTİ iktidarı döneminde yargı bağımsızlığının ortadan kaldırıldığı şeklindeki konuşmalar tamamen çarpıtmadan ibarettir. Yargı kurumlarını ve mensuplarını da itham altında bırakan bu karalama kampanyalarına katılmamız mümkün değildir. Bunlar, bu kampanyayı yapanlar genellikle darbe davalarından rahatsız olan çevrelerdir. Milletimize karşı komplo kuranlar karşısında yargının sessiz kalması beklenemez. Bu önemli suçları soruşturmak demokratik hukuk devletinin gereğidir. "Silivri'deki mahkemenin kararları meşru değildir. Onları yargıç olarak tanımıyoruz." demenin hukuk devletinde yeri yoktur. Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru nedeniyle verdiği kararı bir beraat kararıymış gibi topluma sunmak da doğru değildir. Bugün yayınlanan gerekçeli kararı incelediğimizde, evet, tutukluluk süresi açısından kabul edilebilirlik kararı veriliyor ancak daha önemli olan, tutuklanmayı haklı gösterecek somut olayın gerçekleşmediği iddialarını yüksek mahkeme reddediyor. Hepimizin yargı sürecini sonuna kadar beklememiz ve ona göre konuşmamız gerekiyor.

Ülkemizde, özellikle 2010 referandumuyla birlikte, yargı bağımsızlığının güçlendirilmesinden rahatsız olanlar, yargının arka bahçe olmaktan çıkıp milletin yargısı hâline gelmesini hazmedemeyenlerdir. Yakın tarihimiz yargının arka bahçe hâline geldiği örneklerle doludur: Partisinin il kongresinde konuşan dönemin Adalet Bakanını hatırlıyoruz. 27 Mayısla birlikte Türk demokrasisinin üzerinde asker ve yargı vesayetini kuranları hatırlıyoruz. Darbenin ilk 7 ayı içinde 614 yüksek yargı mensubunu resen emekli edip yerine Yassıada mahkemesinin hâkim ve savcılarını yerleştirerek yüksek yargıyı parselleyenleri hatırlıyoruz. Adnan Menderes için idam kararı verenlerin Anayasa Mahkemesine nasıl üye yapıldıklarını hatırlıyoruz. Bugünkü yargı için "İktidarın arka bahçesi." diyenler, geçmişte kendi arka bahçeleri olarak kullandıkları bir yargıyı özlüyor olabilirler ancak artık o günler geride kalmıştır.

Elbette ki yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğünü daha da kuvvetlendirme adına önemli çalışmalar yapılması gerekir, biz buna katılıyoruz. Şu anda, Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin önemli bir kısmı gerçekleşmiş ve gerçekleştirilmektedir ve 2014 yılında da bu reformların devam edeceğine olan inancımı belirtmek istiyor, Adalet Bakanlığı bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.