GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:31
Tarih:14.12.2013

CHP GRUBU ADINA MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygıdeğer üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum; "Günaydın." diyorum, iyi bir hafta sonu diliyorum.

76 milyonun bir temsilcisi olarak vatandaşımızın ödediği vergilerin usulüne ve amacına uygun olarak harcanıp harcanmadığını denetleme hakkım bu Hükûmet ve Sayıştay üst yönetimi tarafından engellenmiştir. Bu durumu şiddetle kınıyor ve protesto ediyorum.

Değerli milletvekilleri, geçtiğimiz yıl İçişleri Bakanlığının toplam bütçesi 23 milyar 950 milyon, eski parayla 23 katrilyon 950 trilyon, bugün ise, 2014 yılı bütçesi 26 milyar 842 milyon, eski hesap ile 26 katrilyon 842 trilyon. Ama ne yazık ki bizler parlamenterler olarak, milletvekilleri olarak bu harcamaların hiçbirini denetleyemiyoruz ve Sayıştay raporları buraya gelmiyor.

Bunlar buraya gelmiyor, hesap vermiyorlar fakat kendileri her türlü hesabı yerel yönetimlerden ve diğer kamu kurumlarından soruyorlar. Hesap vermeyen Hükûmet hesap sormaya devam ediyor. Muhalefette bulunan tüm yerel yönetimler mülkiye müfettişleri tarafından âdeta abluka altına alınmış, biri gidiyor biri geliyor, biri gidiyor biri geliyor ve âdeta, yerel yönetimler, belediye başkanları çalıştırılamaz hâle getiriliyor. Baskılar ve soruşturmalar, yargılamalar akıl almaz derecede devam ediyor.

Bunlardan bir tanesi de İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Tire'den süt kooperatifinden süt aldığı için, Bayındır'dan çiçek kooperatifinden çiçek aldığı için, Seferihisar'dan mandalina kooperatifinden mandalina aldığı için ve 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde kadınlara fular dağıttığı için toplam üç yüz doksan yedi yılla yargılanıyor arkadaşlar. Onlardan hesap soruluyor ama bakanlıkların katrilyonluk bütçelerinden hiçbir hesap sorulmuyor ve bu, büyük bir adaletsizlik ve büyük bir haksızlık.

Sayın Bakan, bütünşehir yaptınız, il özel idarelerini kaldırdınız. İl özel idarelerinin mülkleri şimdi sizin iktidarda olduğunuz yerel yönetimlerde belediyelere devrediliyor.

İzmir'de İzmir İl Özel İdaresi Sümerbank'ın yerinin, 3 kez Meclisten geçirerek, İzmir Büyükşehir Belediyesine devredilmesiyle ilgili kararını aldı ama İzmir Valisi 3 kez bunu reddediyor arkadaşlar, veto ediyor. Geçtiğimiz günlerde, Sayın Başbakan Trabzon Valiliğine talimat vererek Trabzon'da bulunan il özel idaresi mülklerinin Trabzon Belediyesine devredilmesiyle ilgili talimatı veriyor ama İzmir'de İzmir İl Özel İdaresinin almış olduğu kararları ne yazık ki uygulatamıyoruz arkadaşlar. Bu da İzmir'deki bir başka vahşet.

Değerli milletvekilleri, dün Sayın Başbakan İzmir'de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanını açıkladı. Hayırlısı olsun.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Büyükşehir Belediye Başkanı değil, adayı.

MUSA ÇAM (Devamla) - Ama 2011 yılından beri İzmir'e özel olarak bir ambargo uygulanıyor, İzmir'in projelerine, İzmir'in gelişmesine her türlü ket vuruluyor.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - "Başkan" diye Allah söyletti galiba.

MUSA ÇAM (Devamla) - Sayın İçişleri Bakanımız da burada, hem müfettişleriyle hem de diğer organizasyonlarıyla.

Şimdi, arkadaşlar, İzmir'de yapılacak olan seçim klasik anlamda Aziz Kocaoğlu ile Binali Yıldırım arasında bir seçim değil. Sayın Başbakan her seferinde İzmir'e gâvur olduğunu söylüyor...

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) - Ne alakası var?

MUSA ÇAM (Devamla) - ...onun bürokratı Diyanet İşleri Başkanı da İzmir'e geliyor ve diyor ki: "İzmir irfanı olmayan bir kenttir." Elinde derecesi var, ölçüyor; İzmir'in irfanı var mıdır yok mudur, ölçüyor ve İzmir'e böyle çamur atıyor. (CHP sıralarından alkışlar)

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Ne zaman, nerede söylemiş?

MUSA ÇAM (Devamla) - İzmirli bunun hesabını 30 Mart 2014'te görecek. Bunun hesabını görecek! Kendisine yapılan hakaretlerin ve kendisine yapılan bu zulmün hesabını 30 Martta soracak. İzmir çağdaş, demokrat, laik, Atatürkçü bir kent ve yaşam biçimine son derece sahip olan bir kenttir ve bu kent de sonuna kadar mücadelesini devam ettirecektir.

Ama İzmir'de bir başka şey daha oluyor arkadaşlar. İzmir'e geçtiğimiz yıllarda bir vali geldi, Diyarbakır Valisi, İzmir Valisi de Diyarbakır'a gitti. Araştırdığımızda İzmir Valisinin de Erzincanlı olduğunu ve Sayın Ulaştırma Bakanının çok yakını olduğunu görüyoruz arkadaşlar.

AHMET ARSLAN (Kars) - Sen de Erzincanlısın!

MUSA ÇAM (Devamla) - Bir buçuk yıldır, iki yıldır İzmir'de ciddi bir örgütlenme var. Valisinden kaymakamına, mülki idare amirinden bilmem neyine varıncaya kadar Sayın Binali Yıldırım ciddi bir örgütlenme yapmaktadır. Dolayısıyla, 30 Mart 2014'te yapılacak olan yerel seçimlerden ciddi endişeler ve kaygılar duymaktayım. Neden?

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Korkudan!

MUSA ÇAM (Devamla) - Çünkü mülki idare amirlerinin baskısı, tehdidi ve sandık sorumlularıyla ilgili ciddi endişeleri ve kaygıları taşıyorum.

O nedenle, bunu bu kürsüde burada dile getirmeyi de tarihsel bir görev olarak biliyorum çünkü orada ayrı bir örgütlenme var ve bu örgütlenmeyi de burada açığa çıkarmak hepimizin görevidir.

Değerli arkadaşlar, Sayın Bakan, şuradaki resimleri siz göremediniz. Görüyor musunuz? Bu resimler sizin bakan olduğunuz bu dönemde, 24 Ocaktan bugüne kadar, haziran ayında öldürülen çocuklar.

Bunlara iyi bakın. Siz de bir babasınız, biz de bir babayız ve çocuklarımız var. Bu çocukların annelerinin, ailelerinin ne büyük acılar, ne büyük ızdıraplar çektiğini herhâlde tahmin edebilirsiniz.

MUHARREM IŞIK (Erzincan) - Annesi yok artık!

MUSA ÇAM (Devamla) - Sayın Kesimoğlu biraz önce söyledi. Mehmet Ayvalıtaş'ın annesi, 43 yaşında, oğlunu kaybetmenin acısına dayanamadı ve dün kalp krizi geçirdi ve bugün İstanbul'da toprağa verilecek.

Şimdi, hepimiz ve hepiniz elinizi vicdanınıza koyarak... Bu çocuklar neden öldürüldü? Niçin öldürüldü? Neden? Niçin? Taksim'deki Gezi Parkı'nda üç ağaç için mi? Gerek var mıydı? Aynı günlerde, Brezilya'da, otobüse yapılan zam, 2016 yılında yapılacak olimpiyatlardaki yolsuzluklar nedeniyle gençler ve milyonlarca insan sokaklara döküldü. Brezilya Devlet Başkanı, kadın Devlet Başkanı televizyonlara çıktı, dedi ki: "Gençlerimizi kutluyorum. Demokrasimizin nereye geldiğini, ne kadar büyük özgürlükler içerisinde insanların bu hakkını kullandığını büyük bir gururla, büyük bir iftiharla görüyorum. Kendilerine teşekkür ediyorum, mesajı aldık, gereği yapılacaktır. Şimdi, eve dönmenin zamanıdır." dedi. Bizim ülkemizin Başbakanı ne dedi: "Talimatı verdim güvenlik güçlerine, gereken yapılacaktır." denildi. İşte, gereken yapıldı, bu arkadaşlarımız öldürüldü. Benden önce konuşan Değerli Kesimoğlu da... Onlarca arkadaşımız organlarını kaybettiler ve bugün, yüzlerce genç arkadaşım da cezaevlerinde, Gezi eylemlerine, haziran eylemlerine katıldıkları için de hapishanelerde.

Sayın Bakan, bunun vebali ve sorumlusu, Sayın Başbakan ve sizsiniz. Bu bütçeyi, vergi ödeyen, vergi veren vatandaşların çocuklarını öldüresin diye Türkiye Büyük Millet Meclisi sizlere aktarmıyor. Bu ülkede barışı, kardeşliği, dostluğu sağlamanız için veriyoruz ve bu kaynakları da biber gazına, kimyasal suya, TOMA'lara, akreplere aktarmanız için değil Sayın Bakan.

Değerli dostlar, 2014 yılına giriyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSA ÇAM (Devamla) - 2014 yılının barış, özgürlük ve demokrasi yılı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. İçişleri Bakanlığı bütçesine kırmızı oy vereceğimizi ilan ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)