| Konu: | 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 31 |
| Tarih: | 14.12.2013 |
CHP GRUBU ADINA ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2012 yılında, Orman ve Su İşleri Bakanlığının yaptığı harcamalar ve işlemleri gereği gibi denetleyemedim çünkü siyasi iktidarın yönlendirmesiyle Sayıştay üst yönetimi Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderdiği raporları budadı. Milletimin bana verdiği bütçe hakkını kullanarak vatandaşımızın ödediği vergilerin usulüne uygun olarak harcanıp harcanmadığını tespit etmem Hükûmetçe ve Sayıştay üst yönetimi tarafından engellendi. Sözlerime bu durumu protesto ederek başlıyorum.
Sayın milletvekilleri, öncelikle, yine, konuşmamda, 12 Eylül Anayasası'na dayanarak ve 12 Eylül kanunlarına dayanarak bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisinde Orman ve Su İşleri Bakanlığının kanun hükmünde kararnameyle kurulduğunu ve yüz yetmiş beş yıllık tarihi olan bu Bakanlığın Anayasa gereği bütçesini görüşmenin yasal olup olmadığını da tartışmaya açmak istiyorum. Çünkü, kanun hükmünde kararnamenin Anayasa'mıza göre hâlâ Türkiye Büyük Millet Meclisine getirilip onaylanmadığını da belirtmek istiyorum. Acaba, bu soru üzerine de, bu bütçe burada yasal mı, değil mi, ayrıca bunu da saygılarımla hepinize sunmak istiyorum.
Faşist diktatörlerce yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren'i aramızdan ayrılışının 33'üncü yıl dönümünde anıyor, katillerini bir kez daha nefretle kınıyorum. Ayrıca, Çanakkale'de düzenlenen Gezi eylemlerine destek yürüyüşü sırasında yola "Hükûmet istifa" yazdı iddiasıyla, cezai sorumluluğu olmadığına dair raporu olmasına karşın, 13 yaşında, tekrar ediyorum 13 yaşındaki ortaokul öğrencisi, kamu malına zarar verdiği gerekçesiyle altı yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor. Cezai ehliyeti olmayan bu 13 yaşındaki ortaokul öğrencisinin yargılanması doğru mudur, etik midir? Bu çocuğun ömrü boyunca buradaki polisimize ve Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı ilerideki yaşamı boyunca bakışının nasıl olacağını merak ediyorum.
Değerli milletvekilleri, cumhuriyet tarihimizin hiçbir döneminde, AKP kadar orman ve ormancılığımıza düşman bir iktidar daha gelmemiştir. Ülkemizin en az ormanlaştırıldığı on bir yıllık AKP dönemi yaşanmıştır. Cumhuriyetin kuruluşundan 2002 yılına kadar toplam 12 kez, on bir yıllık iktidarınızdaysa 17 kez yasalarda değişiklik yaptınız, ormanların yağmalanmasının bu değişikliklerle önünü açtınız.
İktidarınızın en büyük günahlarından birisi de hızla çölleşen ülkemizde önce devlet orman fidanlıklarını, daha sonra da yılların kurumu olan Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğünü kapattınız. Ülkemize yapılabilecek en büyük ihaneti yaptıktan sonra çıkıp ağaçlandırma seferberliği yaptığınızı iddia ederek hayalî rakamlarla halkımızı aydınlattınız. Sayın Bakan, iki ay önce burada 2,5 milyar ağaç diktiğinizi iddia ederken geçen hafta da 3,5 milyar adet ağaç diktiğinizi iddia ediyorsunuz. İki ayda bu kadar, 1 milyar ağacı nasıl diktiniz?
Bozuk orman alanlarıyla eski ağaçlandırma alanında yapılan çalışmaları yeni ağaçlandırılmış gibi kayıt altına alarak, rakamları az önce verdiğim gibi şişirerek halkımızla alay ettiniz. Bu yetmiyormuş gibi, ülkemizin en değerli ormanlarının yer aldığı, yüzde 53'ü ormanla kaplı Çanakkale ve yüzde 56'sı ormanla kaplı orman bölge müdürlüğü olan Sinop'u kapattınız, yerine orman alanı yüzde 6 olan Kayseri ve orman alanı yüzde 1 olan Urfa'ya orman bölge müdürlükleri açtınız. Bunu anlamak mümkün mü? Bunu nasıl izah edebilirsiniz?
Ayrıca, ülkemizin oksijen deposu tarihî Kaz Dağları ormanlarımız ve su kaynaklarımızı talan etmeleri için çok uluslu altın maden şirketlerine peşkeş çektiniz. Altıncıların "Ben su havzalarını buradan alıp öbür tarafa getireceğim." diye halkımızla dalga geçmesine bile müsaade ettiniz.
Anayasa'mızın 169'uncu maddesinde "Devlet ormanlarının mülkiyetinin devir olunamayacağı, ormanlara zarar veren hiçbir eyleme müsaade edilemeyeceği, ormanların korunması ve sahaların genişletilmesi için gerekli kanunları koyacağı ve tedbirler alınacağı" hükmü yer almasına karşın ormanlarımızı sürekli tahrip ettiniz.
Örneğin, 1923-2002 yılları arasında 7.500 olan taş ocağı ruhsatı, sayenizde 43.500'e çıktı. Yani bu rakamların on bir yıllık döneminizde ne kadar arttığını sizlere soruyorum.
Anadolu'nun en ücra köşelerindeki akarsularımızı sattınız. HES'ler için 23 bin hektar orman alanı katlettiniz. Yüce Atatürk'ün mirası Atatürk Orman Çiftliği'ni 1'inci derecede sit alanından 3'üncü derecede sit alanına dönüştürdünüz. 10 bine yakın ağacı keserek Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın saray hayaline kurban ettiniz.
Hangi yandaşınızdan kiraladıysanız, Orman Genel Müdürlüğünü kiralarda süründürüyorsunuz.
ODTÜ ormanlarının içinden geçen yol için 15 binden fazla ağaç kestiniz. Bu katliama "Dur" diyen öğrenci vatandaşlarımızın üzerine TOMA'larınızı, gazlarınızı saldınız. Gençlerimizi, mücadeleden dolayı, bir kez daha kutluyorum. Sayın Bakan katledilen ağaçlar için "Oradaki şeyi bir başka yerde telafi ederim." diyor. Ormanın telafisinin mümkün olmadığını en iyi bilmesi gereken Bakandan çıkan lafa bakın. Gençler bu mücadelede sizleri tekrar kutluyorum.
Sayın Bakan üçüncü köprü için "381 bin ağaç kesilecektir." derken, Başbakan da belediye başkanlığı döneminde "Bu bir cinayettir." dedi. Şimdi soruyorum: Ne değişti de bu laflarının arkasında durmadılar?
Üçüncü havalimanı için 2 milyon 330 bin, Kanal İstanbul için de milyonlarca ağacın bir rant için katledileceği söyleniyor. Çok acıdır ki üçüncü köprü ve gerek üçüncü havalimanı ve yollar için ÇED raporu ve izni alınmaksızın 8.715 hektar ormanı keserek İstanbul'un akciğerini yok ediyorsunuz.
Faşist 12 Eylül döneminin çıkarıp uygulamadığı 6235 sayılı TMMOB Yasası'na eklenen 3'üncü maddeye dayanarak Orman Mühendisleri Odasının denetimini Orman ve Su İşleri Bakanlığına bağladınız. Böylece "Darbe anayasasını kaldırıyoruz." derken bir meslek odasını susturmak için darbe anayasasına sığındınız. Size yazıklar olsun! Bu mudur ileri demokrasiniz? Bu mudur 12 Eylülle hesaplaşmanız? (CHP sıralarından alkışlar) Bu faşist yönetimle Orman Mühendisleri Odasını susturmaya çalışıyorsunuz. Orman Mühendisleri Odasını denetlemeyi bırakın, Bakanlığınız hakkındaki yolsuzluk iddialarını denetleyin ve aklanın ve ondan sonra Sayıştay raporlarıyla karşımıza gelin. (CHP sıralarından alkışlar)
Burada, Cide Orman İşletme Müdürlüğünde, geçen, bu hafta içerisinde tutuklamalar olduğunu duyduk. Bu tutuklamalar hakkında kamuoyunda hiçbir açıklama görmedik. Bu tutuklamaları açıklar mısınız Sayın Bakan?
Çok değerli milletvekillerim, orman yangınlarıyla mücadele etmek üzere kiralanan helikopterlere 1.800 dolar kira ödeniyordu ama döneminizde 9.200 euroya kiralandığı iddia ediliyor. Bu, tamam, 7 kat fazlasına kiralanmış. Bu kiralama işinden kötü kokular gelmiyor mu Sayın Bakanım?
Anayasa'mızın 170'inci maddesine göre, 2/B Yasası'nı da ihlal ederek -halkımızın ve vatandaşımızın- ihtiyacı olanların dışındakilere de satmayı bir rant hâline getirdiniz ama başaramadınız. Şimdi sormak istiyorum: Köylülerimizin bu paydan hiç gelir alamamasına rağmen, yüzde 1 dahi pay alamayan orman köylüsüne "2/B maddesi" olarak adlandırılan alanlarımızın bedava olarak verilmesi gerekirken vermediniz ama Cumhuriyet Halk Partisi bunu savundu. Sizin döneminizde acaba yüzde 1 pay dahi alamayan orman köylüsünden bu seçimlerde gidip nasıl oy isteyeceksiniz?
Sendikalara yaptırdığınız ve... Sendikalarda liyakat ölçüsüne uymadan sadece kendi sendikalarınıza bağlı olan bürokratları atadınız ve bu bürokratları da atamaya devam ettiniz.
Ben, kısacası, böyle bir orman katliamı yapan ve zulmeden ve ormanı kesen bu Bakanlığımıza "Hayır." diyor, en derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)