GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:33
Tarih:16.12.2013

CHP GRUBU ADINA RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum ancak Meclisimiz boş olduğu için buradan televizyonları başındaki eli hamur, karnı aç olan üretici kardeşlerime, tüketicilerimize, atama bekleyen gıda mühendislerine, su ürünleri mühendislerine, ziraat mühendislerine ve teknisyenlerine, veteriner hekimlere ve teknisyenlerine sesleneceğim ve Bakanlığa da uyarılarda bulunacağım.

Değerli vatandaşlarım, nasılsınız, iyi misiniz? İyi olmadığınızı biliyorum. Kış geldi, dertler arttı. Yakacak dert, saman dert, ot dert, yem dert, mazot dert, ilaç dert. Elmayı, narenciyeyi, domatesi, biberi, sütü satmak, eti satmak dert. Üretmek de ayrı bir dert. Çünkü, siz gübreyi 8 liraya alıyordunuz, aynı gübre bugün 80 lira ama ürettiğiniz ürünlerin fiyatları yerinde saymaya devam ediyor. Her şey güllük gülistanlık ama durum öyle değil. Burdur tabiriyle "Cici pappam parıl parıl parıldıyor, aç karnım curul curul curulduyor." yani tok, açın hâlinden anlamıyor. (CHP sıralarından alkışlar)

Bakıyorum, yetkililer, sütü, eti, buğdayı, arpayı, fasulyeyi, salatalığı, domatesi, elmayı, armudu kendiliğinden oluyor sanıyor. Değerli vatandaşlarım, saygıdeğer milletvekilleri; bunların üretiminde toprak var, su var, enerji var, traktör var, mazot var, gübre var, ilaç var, alın teri var. Yeter mi? Teknik kadrosunda ziraat mühendisi var, gıda mühendisleri var, su ürünleri mühendisleri var, veteriner hekimler var, teknikerler var.

Bakanlığa soruyorum: Ne oldu Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında kadroya alınacak 6.557 kişi? Sayın Bakan diyor ki: "Biz bu kadroyu Maliye Bakanlığından istedik? Maliye Bakanlığı istediğimiz kadroyu vermedi." Sizler aynı Kabinenin üyeleri değil misiniz? Sayın Maliye Bakanına sözünüz geçmiyor mu? Niçin on binlerce ailenin duygularıyla oynuyorsunuz? Bir an önce bu sorunu çözün. Vatandaş sizden çözüm bekliyor.

Değerli vatandaşlarım, bakın, şu anda saman 40 kuruş, silaj 20 kuruş. Saman, dolgu maddesi, gıda değeri yok. Silaj, protein kaynağı, gerekli gıda. Bunu dahi öğretememişiz üretenlere. Niçin? Eğitim için, kontrol için, üretim için, koruyucu mücadele için. Maliye Bakanlığı bu kadro işini bir an önce çözmelidir. Bu çiftçilerimize bu maddeler öğretilmelidir. Silaj nedir, kepek nedir, yem nedir?

Günün birinde bir siyasetçi, bir köye gidiyor, köylüler dertleniyor "Efendim, kepek 100 kuruş, arpa 60 kuruş." diyorlar, "E, kardeşim, o zaman siz de kepek yerine arpa ekin." diyor. Çünkü, o siyasetçi kepeği bilmiyor, köpeği bilmiyor, biz bunlarla karşılaştık. Bu insanlara kepeğin ne olduğunu, köpeğin ne olduğu, kepeneğin ne olduğunu öğretmemiz gerekiyor değerli arkadaşlarım.

Şimdi, Et Konseyi ve Süt Konseyinin kurulmasını uygun buluyoruz. Ancak, Et Konseyi ve Süt Konseyinin, Tarım Kredi Kooperatiflerinin, Toprak Mahsulleri Ofisinin özerk yapıda olmasını istiyoruz. Ancak, buralarda siyasallaşmanın olduğunu görüyoruz ve üzülüyoruz. Bu kurumlar, çiftçinin kara gün dostudur ancak, kârlarının yüksek rakamlarda olması köylüleri üzmektedir. Tarım Kredi Kooperatifleri övünüyor "165 milyon kâr ettim" diye, kimden ettin kardeşim bu kârı? Köylüden, çiftçiden. Bu kârı etmeyeceksin, sen kara gün dostusun, ona destek vereceksin, o köylünün kârına ortak olmayacaksın. (CHP sıralarından alkışlar)

Hükûmet olarak, arz-talep dengelerini korumalısınız. Geçtiğimiz yıllarda "sıfır faiz" diye bir uygulama yaptınız, binlerce üreticiyi iflas ettirdiniz. Sıfır faiz oldu yüzde 100 faiz. Vatandaş perişan oldu, vatandaşı âdeta değirmene buğdaysız un öğütmeye gönderdiniz.

Sevgili vatandaşlarım, bu bütçeden yine bir müjde yok. Bağı bellemesini bilmeyen âşık, üzümün kıymetini anlamıyor. Buğday para etmiyor, elma para etmiyor, süt para etmiyor, narenciye para etmiyor. Şu anda, seralarda vatandaşlar akşam beşte başlıyor odun yakmaya, sabahın yedisine kadar odun yakıyor, sera ısıtıyor. Seralarda şu anda, odunun steri kamuda 60 lira, serbest piyasada 150 lira. Vatandaş seralara nasıl odun bulacağım diye kara kara düşünüyor. Bunlara çözüm bulmamız gerekiyor.

Ürün, yerinde ucuz, pazarda pahalı. Elma, şu anda -Çivril'deydim, Eğirdir'deydim geçen hafta- 10 kuruş değerli arkadaşlarım ama Ankara'da 2 lira. Bu, yazık değil mi? Bu üretici-tüketici buluşmasını niçin başaramadınız? On yıllık iktidar, "Başarılı bir iktidar" diyorsunuz, neden bu işi başarmadınız? Üretici-tüketici buluşmasını niçin yapmadınız? Hâlâ da yapamıyorsunuz.

OKTAY VURAL (İzmir) - Onlar başka buluşmaların peşinde.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Oslo'da buluşuyorlar onlar.

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlarım, isteklerimiz: Bakın "Yeşil mazot veya ucuz mazot vereceğiz." dediniz, on yılda veremediniz, bir an önce yeşil mazotu verin. "Sütte, ette KDV'yi yüzde 8'den 1'e çekeceğiz." dediniz, çekmediniz; yüzde 1'e çekin. "Tarımsal sulamada kullanılan enerjide indirim yapacağız." dediniz, yapmadınız, hâlâ yüzde 18. Destekler yeterli mi? Hayır. "Gayrisafi millî hasılanın yüzde 1'ini destek olarak vereceğiz." dediniz, hâlâ o oranı yakalayamadınız. Mazottan alınan özel tüketim vergisi ve KDV 10 milyarı geçiyor, 10 milyarı. Vatandaşa verdiğiniz tarımsal destek 9 milyar. Yani, sağ cebinden verdiğinizi, sol cebinden alıyorsunuz. Buna, ilaçtan alınanı, gübreden alınanı, yemden alınanı, şaraptan alınanı katmıyorum.

Bakın, Çal ilçesinde şarap üreticileri var. Onların ürettiği paradan biz de maaş alıyoruz, siz de maaş alıyorsunuz, imam da alıyor, müftü de alıyor. Onlardan şişe başına 1 litreden 5 lira para alıyorsunuz; daha bunu, tüketime sunulmadan alıyorsunuz. Bu para, yazıktır, günahtır, haramdır. Bunu kesinlikle kaldırmanız gerekiyor. Bir cebine koyduğunuzu diğer cebinden alıyorsunuz dedim. Bu arada, KDV indirimi beklerken, geçen gün, kanatlı etinde yüzde 1'lik KDV'yi yüzde 8'e çıkardınız. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! Doğruluğunu Sayın Bakan anlatsın. Bu mudur üreticiyi, tüketici korumak?

Sayın Bakan, besicilik bitiyor, köylerde mal sayısı her gün azalıyor. Geçenlerde Afyon'da, Burdur'da 50-60 tokası yani hayvanı olan insanlar, 5-6 hayvana şu anda bakamıyor girdi maliyetlerinden dolayı. Bunun için, buna bir an önce son verdirmeniz gerekiyor. Bakanlık olarak "Düve ihraç ettik." diye övünüyorsunuz. 250 düve ihraç etmişiz, 174.501 düve son dört yılda almışız. Alınana bakın, satılana bakın. Bu, övünç meselesi olmamalı.

Uyarılarımız: Islah kooperatiflerini destekleyiniz. Yerli üretime sahip çıkınız. Ucuz yeşil mazotu veriniz. Irk ıslahını yaygınlaştırınız. İthalattan vazgeçiniz. Orta Doğu ülkeleriyle barışınız. Onların gıda ihtiyaçlarına cevap arayınız. Üretici desteklerini artırınız. Unutmayın, üç yılda samana 3 milyar dolar bu Hükûmet para verdi, 3 milyar dolar; yazıktır, günahtır.

Bakın, koruyucu mücadele ve tedbir eksikliğinden şap, çiçek, brusella, tüberküloz, Kırım Kongo kanamalı ateşi, kuduz devam ediyor. Hayvan pazarları kapalı. Vatandaş sudan çıkmış balığa döndü. Kadro eksikliğini tamamlayın, bu hastalıklara son verin.

Bir daha, ithal süt tozu, tereyağı veya süt alımı istenmiyor. Sahada kooperatiflerde yetki kargaşası var. 1163 sayılı Yasa'yla kurulan kooperatifleri koruyunuz.

Son olarak, 31/12/2013'e kadar devam eden, 200 kilogram üstü danalara verilen desteğin, bugün, burada 2014 yılı için de devam edeceği sözünü veriniz. Unutmayın, bu uygulama dişi kesimleri bir nebze olsa önlemektedir. "Ana olmadan dana olmaz." söylemini hatırlatmak isterim.

Bütçenin ülkemize hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Bu kısa sürede ancak bunları anlatabildim vatandaşlarım. Sizlerle daha sonra çok büyük sorunları beraber paylaşacağız.

Çözüm, Cumhuriyet Halk Partisi. (CHP sıralarından alkışlar)