| Konu: | 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 16.12.2013 |
CHP GRUBU ADINA BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Sayın Başkan, çok sevgili milletvekili arkadaşlarım; biliyorsunuz Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa olarak bir yılın bütçesini Sayıştay raporu olmadan onaylamaya çalışıyoruz. Bunun ne demek olduğunu aslında şuna baktığınızda anlıyorsunuz. Özellikle ben bugün TÜBİTAK ve TÜBA bütçesi üzerinde konuşacağım. Bu kalın, kiremit gibi, tuğla gibi kitap veya rapor Plan ve Bütçe Komisyonunun 2012 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı Raporu. Onun, TÜBİTAK'la ilgili bu raporun son bölümünü okumak istiyorum size olduğu gibi buradan.
Bu bölümde, denetimin görüşü yani Sayıştayın görüşü yazılmış. Aslında TÜBİTAK Sayıştaya defterleri ve belgeleri vermemiş yani kanunen vermekle yükümlü olduğu bu belgeler verilmemiş. Ancak gene de bir şeyler yazabilmişler, onu da işte, geçici mizan, kesin mizan ve bilançolara bakarak yapmışlar. Yani, son hesap değil, kesin hesap değil ama işte bulabildikleri kadarıyla bir şeyler yazılmış burada.
Denetim görüşü şöyle özet olarak: "Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) özel bütçesi 2012 yılına ilişkin mali rapor ve tablolarının, kamu idaresinin faaliyet ve işlemlerinin sonucunu tüm önemli yönleriyle doğru ve güvenilir olarak yansıtmadığı; içerik, nitelik ve miktar olarak önemli sayılabilecek hatalar içerdiği; kamu idaresinde 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun öngördüğü bir muhasebe sisteminin kurulup yürütülemediği; gelir, gider ve mallarına ilişkin hesap ve işlemlerinde mali rapor ve tabloları etkileyecek düzeyde hukuki düzenlemelere aykırılıklar bulunduğu kanaatine varılmıştır." Yani, bu korkunç bir şey, inanılacak bir şey değil gerçekten de.
Ne diyor burada özet olarak söyleyeyim: Sayıştaya TÜBİTAK'ın sunduğu rapor da -veya şeyde- bilgiler bir kere doğru ve güvenilir değil, çok önemli hatalar veya önemli sayılabilecek hatalar içeriyor; muhasebe sistemi yok, bu sistem kurulmamış; hâlbuki kanunen kurulması gerekiyor ve ne gelirine ne giderine ne de mallarına ilişkin olarak, işlemlerine baktığınızda bunlara ilişkin hukuki düzenlemelerde büyük aykırılıklar var.
Şimdi, ayrıca bunu ben Komisyonda olan arkadaşlarıma da danıştım çünkü Plan ve Bütçe Komisyonunda ne konuşulduğunu bilmiyordum, onlardan edindiğim bilgiye göre yani sadece bu defterler, belgeler verilmemiş değil, maaş bordrolarında mesela düzensizlik, usulsüzlük ve yolsuzluklar var; bu bilgiye ulaştım. Çalışanlara mesela, mükerrer ödemeler yapılmış; işte, böyle bir araştırmalarda görev almışlar gibi gösterilip TÜBİTAK bütçesinden onlara para ödenmiş. Nitekim, şuraya baktığınızda, yani bu tuğla kitaba baktığınızda sayfalarca "Sayıştay işte şu, şu konuda şu kadar bin lira zarara uğratılmış veya hata yapılmış." diyerek 4 sayfa, 5 sayfa bunları belirtiyor. Hepsinin toplamı 5 milyon Türk lirası civarında, bütün bu zararların.
Şimdi, "5 milyon Türk lirası bir devlet bütçesi için nedir?" diyebilirsiniz ama bir kamu kuruluşu için önemli bir rakam. Geçen gün, bu bütçenin açılışında Sayın Başbakan birtakım hesaplardan bahsetti, kendisi hesaplamış; işte, dedi ki: "Biz iktidara geldiğimizde asgari ücretle çalışan bir kişi şu kadar bulgur alıyordu, şimdi bu kadar bulgur alıyor; şu kadar mercimek alıyordu, oysa şimdi bu kadar mercimek alıyor." Vallahi, ben de ona benzer bir hesap yaptım yani bu "5 milyon lira ne anlama geliyor" diye ve hesabım şu: 14 işçi otuz yıl boyunca çalışsalar ve kazandıkları parayı hiçbir şekilde harcamasalar 5 milyon lira ediyor 14 işçinin emeği. (CHP sıralarından alkışlar) Dolayısıyla, bu, mühim bir para, önemli bir para ve bu paranın niçin burada olmadığı belli değil.
Şimdi, benim sorum şu: Bütün bu ciddiyetsizliğe, yasaları hiçe saymaya, istismara rağmen TÜBİTAK bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonundan nasıl geçti? Bunun çok önemli bir soru olduğunu düşünüyorum yani böyle bir bütçe geçemez. Ben ki bütçelerden mütçelerden fazla anlamam ama hakikaten de baktığımda şaşkına döndüm, "Acaba ben mi yanlış okuyorum, ben mi yanlış görüyorum, cümleleri mi anlayamadım?" diyerek... Buna kim oy verdi? Aslında bu soruyu düşünmenizi istiyorum, bunu AKP'li arkadaşlara söylüyorum ama maalesef pek yoklar ortada. Düşünmenizi istiyorum hakikaten, kendim de bu sorunun cevabını biliyorum çünkü bu Mecliste defalarca ve defalarca yapıldığı gibi şöyle geçti: AKP'li üyelerin oylarıyla. O Komisyonda 40 üye var. Bunların 25'i AKP'li üye, ellerini kaldırdıklarında, bütün komisyonlarda da olduğu gibi ve daha da önemlisi bu Mecliste olduğu gibi, istediklerini geçiriyorlar, eleştirilere bakmadan, muhalefet görüşlerine bakmadan. Ben, bunun fevkalade yanlış olduğunu düşünüyorum ve şimdi "Bu tabloyla biz ne yapacağız" diye Sayın Bakana da bunu sormak istiyorum. Yani böyle bir rezalete bu Meclis göz mü yumacak? Sayıştayın bizzat söylediği "Şurada usulsüzlük var, burada yolsuzluk var, burada hata var, burada yanlış var, burada kanuna aykırılık..." dediği bir bütçeyi bu Meclis onaylayacak mı? Yani 2012'nin hesabını vermemiş olan TÜBİTAK için biz 2014'te para mı vereceğiz?
Eyvah, zamanım çok azalmış.
Aslında, ben, şunu öneriyorum TÜBİTAK'la ilgili olarak: Bu kanun tasarısını, eğer yani 2012 tasarısını, kesin hesap tasarısını geçireceksek bunu bir şerhle geçirelim diyorum, TÜBİTAK'la ilgili bir şerh konsun oraya. Her şeyden önce, TÜBİTAK yeni baştan bütün bu hesaplarını sunsun Sayıştaya, yolsuzlukların müsebbiplerini bulsun, müeyyideler uygulansın bunlar hakkında ve Sayıştay Meclise bildirdikten sonra biz 2012 bütçesini onaylayalım. Yani niye Plan ve Bütçe Komisyonundaki bizim arkadaşlarımız böyle bir şerh koymamışlar, onu da anlamış değilim, konulması lazım diye düşünüyorum. Aksi hâlde hakikaten de bugün buna onay verecek olursak Meclisin ciddiyeti ve saygınlığına gölge düşürmüş olacağız.
Aynı zamanda, tabii, bu beni çok da şaşırtmıyor çünkü TÜBİTAK'da, TÜBA'da, her ikisinde de sorun var. Bu ciddiyetsizliğin bir önemli nedeni de kuruluş kanunlarının değişmiş olması.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
BİNNAZ TOPRAK (Devamla) - Her ikisi de idari, mali ve bilimsel yönden özerk kuruluşlarken AKP'nin bir önerisiyle, daha doğrusu kanun hükmünde kararnamesiyle Hükûmete bağlı kuruluşlar oldular. Tabii ki böyle hatalar oluyor.
Çok teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)