| Konu: | 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 16.12.2013 |
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; 2012 yılı bütçemizin kesin hesabı ve 2014 yılı bütçemiz üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Gecenin bu vaktinde bizleri dinleyen aziz milletimizi de saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Bakanlık olarak bizim temel hedefimiz Türkiye'nin önümüzdeki on yıl içerisinde varmak istediği hedefler konusunda önemli adımlar atmak. Türkiye önümüzdeki on yılda 500 milyar dolar ihracat yapan ilk 10 ekonomiden biri olmak istiyor. Bunu yaparken geldiğimiz yer on yıl içerisinde 230 milyar dolarlık millî gelir seviyesinden yaklaşık 800 milyar dolara ulaşmak, fert başına 3.500 dolardan 11.000 dolara ulaşan bir Türkiye gerçekleşti, bu orta gelir düzeyi.
Teknolojik olarak da, yaklaşık on yıl önce, on beş yıl önce Türkiye'deki üretim yapısı düşük teknolojilerin yoğun olduğu üretim yapısıydı, üretimin ve ihracatın yüzde 70'i buna dayanıyordu ama son on, on beş yılda Türkiye'nin yapmış olduğu hamleler orta teknolojilerde bir odaklanma meydana getirdi. Fakat önümüzdeki on yılın hedeflerine varmak için ne bu gelir düzeyi, ne de bu teknolojik düzey bizim o hedeflere varmamızı mümkün kılmaz, bunun farkındayız. Onun için, AR-GE'ye ve inovasyona önem vererek rekâbet gücümüzün buralarda yattığını görerek önümüzdeki on yılda mutlaka Türkiye'nin hedeflerine varabilmesi için fert başına millî geliri 25 bin doları aşan, 2 trilyon dolar millî gelir üreten bir Türkiye inşa etmek ve yüksek katma değerli, ileri teknolojili ürünler üreten bir sanayi inşa etmek mecburiyetindeyiz, bu amaçla çalışıyoruz.
Sanayi Strateji Belgemiz Türkiye'nin bir sanayi ülkesi olması esasına dayanıyor. İhracatımızın yüzde 95'i sanayi ürünlerinden oluşmaktadır. Çok doğru bir tercih yaptık, bir sanayi ülkesi olmak. Bizim en doğru tercihlerimizden bir tanesi bu. Şimdi, bu sanayinin, yüksek katma değerli ve ileri teknolojili ürünler üreten bir sanayiye dönüşmesi adımlarını atıyoruz. Sanayi Strateji Belgemizin vizyonu da budur, orta ve yüksek teknolojili ürünlerde, ülkemizi, Avrasya'nın, bulunduğumuz geniş coğrafyanın bir üretim ve AR-GE merkezi hâline getirmektir. Bu konuda Türkiye geç kalmıştır, birçok konuda geç kaldığımız gibi. Mesela, Türkiye, fikri mülkiyet haklarıyla ilgili düzenlemelerini Amerika Birleşik Devletlerinden yaklaşık yüz yıl sonra yapabilmiştir, tüketici haklarıyla ilgili düzenlemelerini Avrupa'dan yaklaşık elli yıl sonra yapabilmiştir.
Bazı konularda adımlarımızı gerektiği zamanlarda atamamış olabiliriz. Son on yılda -2005, 2007, 2008 yılında- AR-GE'yle ilgili çok önemli kanunlar çıkardık ve ondan sonra, gerçekten, büyük bir hızlanma oldu ve şimdi, Türkiye'nin teknogirişimcilerini oluşturan, teknogirişim sermayesi desteğiyle 1.100-1.200 arkadaşımızın üniversitelerde teknogirişimci olmasını sağladık. Burada "Biz, 100 gençten 300 gence çıkaralım her yıl desteği. Bütçeyi 10 milyondan 30 milyona çıkaralım." Derken, Plan ve Bütçe Komisyonumuz bunun önemini kavradı önceki yıl ve bizi, 10 milyondan 50 milyona bu konuda çıkardı. Şimdi 550 gencimizi destekleyebiliyoruz. Bunların içinden çok önemli simalar çıkacak, çok önemli konularda projeler yürütüyorlar. Burada, bunların ayrıntısına girme şansımız yok.
AR-GE merkezleri kanununu çıkardığımızda 2007-2008'de, şimdi 150'den fazla büyük işletme AR-GE merkezi kurdu ve 21.500 AR-GE elemanı buralarda AR-GE çalışması yapıyor. Son on yıl içerisinde kurulan teknopark sayısı 50'yi geçti ve buralarda 20 binden fazla AR-GE elemanı teknopark şirketlerinde araştırma geliştirme faaliyetleri yürütüyor.
Sanayi Tezleri Programı'yla özellikle KOBİ'ler, küçük orta boy işletmeler, harcamaların yüzde 75'ini biz karşılıyoruz yaptıkları projenin, AR-GE projesinin yüzde 75'ini; Bakanlığımızın bütçesinden karşıladığımız SAN-TEZ projeleriyle AR-GE yapma imkânı elde ettiler. Yüzlerce KOBİ buradan yararlanıyor.
Organize sanayi bölgeleri çok önemli bir altyapı sanayileşme açısından. Türkiye'de altyapısı tamamlanan 150'den fazla sanayi, organize sanayi bölgesinin yaklaşık 90 tanesi bu dönemde tamamlandı; son on yıl içerisinde 153 taneden 90 tanesi bu dönemde tamamlandı.
Şimdi, ıslah organize sanayi bölgeleriyle -yaklaşık 40'a yakın ıslah organize sanayi bölgesi başvurusu oldu- bunlarla Türkiye'deki dağınık sanayiyi de topluyoruz. İşte, Trakya'da Ergene havzasında, 9 tane Tekirdağ'da, 2 tane Kırklareli'de olmak üzere 11 tane ıslah organize sanayi bölgesinin kuruluşu gerçekleşti. Bunların 8 tanesi normal organize sanayi hüviyetini kazandı ve şimdi önümüzdeki yıl, 2014 yılının Ocak ve Şubat aylarında yaklaşık 500 milyonluk altyapı ihalesi Ergene havzasındaki bu ıslah organize sanayi bölgeleri için yapılacak. Bununla alakalı projelendirme çalışmalarımız tamamlandı.
Değerli arkadaşlar, bunlar gerçekten Bakanlığımıza tahsis edilen bütçelerin yerli yerinde kullanıldığının çok önemli işaretleri. Ben muhalefet partilerinden arkadaşlarımızın eleştirilerini de dikkatle dinledim, iktidar partisinden arkadaşlarımızın da Bakanlığımız faaliyetleriyle ilgili çalışmalarını dikkatle dinledim, hepsine teşekkür ediyorum. Çok güzel şeyler ifade edildi, güzel eleştiriler de oldu bunlardan da istifade edeceğiz ama gerçekten biz, bu Bakanlığa tahsis edilen, yüce Meclisin tahsis etmiş olduğu bütçe rakamlarını en üst düzeyde harcamaya özen gösteriyoruz.
KOSGEB'le gerçekten KOBİ'lere ve girişimciliğe çok büyük önem veriyoruz. 5 bin girişimcinin her yıl kendi işini kurması için 30 bin liraya kadar hibe destek, 170 bin liraya kadar kredi, faizsiz kredi veriyoruz. Girişimcilik eğitimleri çok yaygınlaştı, son dört beş yıl içerisinde 200 binden fazla insan girişimcilik eğitimi aldı. Üniversitelerimizde girişimcilik ve yenilikçilik endeksini oluşturduktan sonra gerçekten bütün üniversitelerimiz bir yarışa girdiler ve girişimciliğe, yenilikçiliğe önem vermeye başladılar.
Türk Standartları Enstitüsü, artık, Türkiye'de ölçülemeyen, Türkiye'de analizi yapılamayan hiçbir mevzunun kalmayacağı bir altyapıya kavuştu. İnşallah uluslararası bir şirketle, uluslararası kuruluşlarla rekabet edebilecek bir noktaya getirmiş olacağız Türk Standartları Enstitüsünü.
TÜBİTAK'ın araştırmalarıyla, her alanda gerçekten TÜBİTAK'ta çok önemli araştırmalar yapılıyor, biyoteknolojiden tutun da savunma sanayi, uzay araştırmalarına varana kadar. Türkiye artık kendi uydularını yapabilen ve bunun fırlatma sistemlerini yapabilecek olan ülkelerden birisi hâline geliyor. Şimdi, gözlem uydularının yerine takım uydular ve haberleşme uyduları projeleri de artık TÜBİTAK'ta, Savunma Sanayimizle birlikte çalıştığımız projeler hâline geldi. Yani "Paramız nereye gidiyor?" diye sorduğumuz zaman şunu da söyleyebiliriz: Evet, paramızın bir kısmı uydu olarak uzaya gidiyor. "Bizim ülkemizin fotoğrafını çeksinler, görüntüsünü alsınlar." diye başkasına verdiğimiz paralar... Artık, uzayda kendi uydularımız Türkiye'nin fotoğrafını çekiyor, Türkiye'nin görüntülerini alıyor.
Daha ileriki dönemlerde haberleşme uydularıyla Türkiye kendi haberleşmesini de, diğer sistemlerini de kendisi yapma imkânına sahip olmuş olacak. Bütün bunlar sizlerin vermiş olduğu desteklerle gerçekleşen hadiselerdir.
Biyoteknoloji alanında yapılan yeni çalışmalarla, biyoteknolojik ilaçların üretilmesi süreci TÜBİTAK'ta başlatılmıştır. Yerli enerji sistemlerinin, teknolojilerinin geliştirilmesi süreci başlatılmıştır. Bütün bunlar gerçekten ülkemiz adına sevindirici gelişmelerdir.
Ben arkadaşlarımıza yapmış oldukları katkılardan dolaylı çok teşekkür ediyorum. Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerimize, Genel Kurulda milletvekillerimize, 2014 yılı bütçesinin de aynı anlayışla kullanılacağını, ülkemizin menfaatine çok önemli projeler için bu kıt kaynakların -Türkiye kaynakları kıt problemleri çok bir ülke- bu şekilde kullanılacağının taahhüdünü bir kere daha yineliyor, hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)