| Konu: | 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 16.12.2013 |
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Millî Savunma Bakanlığının 2014 yılı bütçesiyle ilgili açıklamalarıma geçmeden önce sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sürekli bir değişimin yaşandığı günümüz dünyası on yıl öncesine göre daha az istikrarlı, daha az öngörülebilir ve daha çok karmaşık bir hâl almıştır. Bu değişim sürecinde yeni güvenlik sorunları ve ihtiyaçları ortaya çıkmıştır. Buna bağlı olarak güvenlik algılamaları klasik savaş tehdidinin ötesine geçerek çok taraflı, asimetrik, karmaşık ve belirsiz bir hâl almıştır. İşte, bu belirsizlik hâli içerisinde NATO'nun da en güçlü ordusu, bölgenin de en güçlü ordusu Türk Silahlı Kuvvetleridir. Bizim ordumuzun bu savaşa her an hazır olması nedeniyle başımız dik, alnımız açık ve ordumuzla gurur duyuyoruz.
Tabii, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ordumuzun temelini insan oluşturmakta; eğer insan yoksa ordu da yok. Dolayısıyla da bütün Türk Silahlı Kuvvetlerinin her bir bireyi bizim için çok değerli ve önemlidir. Öncelikle yaşam hakkı en temel hak olarak her türlü faaliyetin önünde tutulmaktadır ve "Ya şehit ol, ya gazi" diye gönderilen Mehmetçikler bize emanettir. Bu kapsamda biz emanetlerimize, Mehmetçiklerimize kışlaya adım atmalarından itibaren gerek fiziki sağlıklarıyla gerekse psikolojik durumlarıyla sıkı bir tarama yapılmakta ve birçok evladımız belki burada ilk defa psikologla karşılaşmaktadır. Fiziki sağlıklarıyla ilgili olarak aşıları yapılmakta, muayeneleri gerçekleştirilmekte varsa ifade ettikleri şikâyetler üzerine en kısa zamanda en yakın hastaneye sevk edilmektedir. Psikolojik durumları, katılışları esnasında uygulanan mülakat ve anketlerle incelenmekte, rahatsızlığı olan personel sağlık kuruluşlarına sevk edilmektedir. Uyum güçlüğü çeken personelle de psikologlarımızla görüşmeler gerçekleştirilmektedir ve askerliğe uyumunun sağlanmasına çalışılmaktadır.
Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde rehberlik ve danışma merkezleri, psikolojik olarak personelin sorunlarını belirlemek, yardımcı olmak ve koruyucu ruh sağlığı hizmetlerini sağlamak maksadıyla 337 merkezde 961 personel ile psikolog, psikolojik danışman ve yardımcı personel görev yapmaktadır. Her geçen gün bu sayının artırılmasına yönelik personel temin faaliyetlerimiz de devam etmektedir.
Ayrıca tüm Mehmetçiklerimizin istedikleri anda ulaşabilecekleri ve sorunlarını paylaşacakları "Alo Mehmetçik" hattı vasıtasıyla kışlalarımızda bulunan telefonlarla destek sağlanmaktadır. TELE-NET telefon hattıyla da personelin doğrudan GATA Askerî Psikoloji ve Harp Psikiyatrisi Bilim Dalı Başkanlığına her an ulaşma imkânı da vardır. Bunun yanı sıra, personelin silah arkadaşlığının bir parçası olarak "Can Dostu" Uygulamasıyla sürekli olarak ve özellikle de ani kriz durumlarında sağlık, hatta maddi sorunları takip edilerek her koşulda yardımcı olmaya çalışılmaktadır.
Tüm bu tedbirlere rağmen, Türk Silahlı Kuvvetleri personelinden, diğer ordularla da mukayese edildiğinde çok az da olsa ölümle sonuçlanan olaylar olmaktadır. Ölümle sonuçlanan her olayda hem adli hem de idari soruşturma açılmakta ve olay, mutlaka, en ince ayrıntısına kadar araştırılmakta ve varsa sorumlu olanlar hakkında idari ve adli soruşturma yapılmaktadır. Bugüne kadar kayıtlarımızda adli ve idari yönden tahkikat yapılmamış, ölümü araştırılmamış, şüpheli olarak bırakılmış bir vaka bulunmamaktadır.
Ancak, burada, yıllar itibarıyla Silahlı Kuvvetlerimizde yer alan Mehmetçiklerimizden intihar sayılarını görüyoruz. İntihar yıllar itibarıyla azalmış durumdadır. Bir rakam vermem gerekirse, 2000 yılında 149 er ve erbaş intihar etmişken, 2001'de 127; 2002'de 149; 2003'te 95; 2010'da 80 ve 2013'ün başından bugüne kadar 59 erbaş ve er intihar kaydı olarak geçmiştir.
Ancak, bu, sadece Türkiye'de olan bir husus değildir, sadece Silahlı Kuvvetlerde olan bir husus değildir. Bizde bakan intihar etti -eğer girerseniz- Japon bakanı intihar etti, Suriyeli bakan intihar etti, Sırp bakan intihar etti, bizde rektör intihar etti, Bayburt...
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Siz de intihar edecek misiniz?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Yani intihar etti Bayburt'tan, Erzincan'dan. İlahiyat profesörü intihar etti. Mimar, anne babasını öldürdükten sonra intihar etti. Yani Türk Silahlı Kuvvetleri bu milletin bir parçasıdır, bu millette ne varsa aynısı Silahlı Kuvvetlerde de var; onu söylemek istiyorum.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - İyi bir şey mi?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - İyi bir şey değil, onda hiç şüphe yok ama toplumun...
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sanki iyi bir şeymiş gibi anlatıyorsunuz.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Bunun sadece basit bir sorun olmadığını, toplumun her tarafında böyle bir sorun olduğunu, dolayısıyla herkesin katkısını gerektirdiğini...
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sanki normal bir şey gibi anlatıyorsunuz.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Bakın, Amerika Savunma Bakanlığı sitesine girildiğinde, her ay Amerikan Savunma Bakanlığı sitesinde o ay ne kadar asker intihar ettiğine ilişkin kayıtlar vardır.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Bizim dinimizde intihar en büyük günah.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - 2012 yılında 182 adet aktif olarak askeriyede bulunanlardan, 143 adet de ulusal muhafızlar ve yedekler, toplam 300'ün üzerinde ve yine diyor ki general: "Otuz yedi yıldır Silahlı Kuvvetlerdeyim -Birleşik Devletler'in- fakat bunun kadar zor bir problemle hiçbir yerde karşılaşmadım. Dolayısıyla, bu problemi çözmek için herkesin, ailelerin, komutanların, arkadaşlarının ve sivil toplumun da yardımı gereklidir." Yine, bir başka yerde ekim ayında aktif olarak 10, aktif olmayanlardan 12 kişi intihar etti. Bu ana kadar da 126 tane aktif olanlardan, 125 tane de aktif olmayanlardan... Bunların sayısını artırabiliriz.
Yine, Amerikan generalinin dediği gibi, bu sadece bizim Silahlı Kuvvetlerin sorunu değildir; dünyadaki silahlı kuvvetlerde de vardır. Bir rakam vermek isterim: Yine, Amerikan Savunma Bakanlığının sitesinde "2012 yılında intihar eden Amerikalı sayısı 34 bin ve bu sayı trafik kazasında ölenlerden çok daha fazladır ve bunların da çoğunluğu genç insanlardan olmaktadır." diyor. Bizim toplumumuzun da bu intihar olayına bağışıklığı yoktur.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Bakan, bir yılda mı 34 bin?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Evet, evet, 2012 yılında ama askeriyede değil. Bu yazıyı size tekrar verebilirim, sitesine de girerseniz Amerikan Savunma Bakanlığı sitesinde var, bir yıldaki 34 bin. "34 bin insanımız, ..." (x) diyerek, "Geçen yıl 34 binden fazla insan kendi canını aldı." diyerek kayıtları var. Dolayısıyla, çok kompleks ve karmaşık bir şey.
OKTAY VURAL (İzmir) - Orada olağan da bizim dinimize uymaz efendim.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Dolayısıyla "Her gün yeni bir şey öğrenmek gerekiyor." diyor. Dolayısıyla da aşırı risk alma var, madde bağımlılığı var, hayatında keskin değişiklikler var, sahip olduklarından ayrılmak, bırakmak, bunların her biri bunu etkiliyor. Dolayısıyla da biz tüm... Bu Mehmetçikler, bu evlatlar hepimizin evlatları hepimizin kardeşleri. Kim ne biliyorsa, kim ne destek vermek istiyorsa hoş geldi, sefa geldi, Silahlı Kuvvetlerimiz buna açıktır. Herkesin bu yolda desteğini almaya hazırız ki bu, toplumumuzun ortak problemi, Silahlı Kuvvetlere yansıyan parçasını minimuma indirelim.
Bir başka konu, "Suriye'ye silah ihracatı yapıldı mı?" ile ilgili olarak, Türkiye'den yapılan bütün silah ihracatlarının izni Millî Savunma Bakanlığından geçer. Millî Savunma Bakanlığı olarak Suriye'ye herhangi bir silah ihracatına izin verilmemiştir. Ancak, Gümrük Bakanlığının bugün yapmış olduğu açıklamayı bir kez daha yüce Meclise açıklamak isterim. "Suriye'ye harp silahı ihraç edilmemiştir. Haberdeki mesnetsiz iddianın aksine 2013 yılında Türkiye'den Suriye'ye hiçbir silah gitmemiştir. İhraç edilenler ise yivsiz av tüfeği ve kurusıkı ses tabancası cinsi eşyadır. Bunun dışında bir ihracatımız söz konusu değildir. Haberlerin görsel olarak verilen fotoğraflarında yer alan harp silahlarının ihracatı yapılmamıştır, yivsiz silahların da resmi değildir. Dolayısıyla, haber görselinde verilen fotoğraflarla kamuoyu bir kez daha yanıltılmak istenmektedir. Suriye'ye ihraç edilen spor amaçlı kullanıma uygun yivsiz av tüfeği ve kurusıkı tabanca cinsi silahlar söz konusu, haberde denildiği şekilde harp silahı değildir. Bu eşya mevcut uluslararası mevzuata uygun olarak Suriye'ye ihracatı herhangi bir kısıtlamaya ve izne tabi değildir ve gümrük kontrolünde de kırmızı hattan geçirilerek yapılmıştır."
Bir başka husus...
GÜRKUT ACAR (Antalya) - Gizlice gönderilmiş Sayın Bakan, ihraç edilmemiş.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Onlar da istatistiklerde yer almaz, ihracat kalemi olmaz. [CHP sıralarından alkışlar(!)]
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Çok doğru söylediniz Sayın Bakan(!)
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Sayıştay denetimi dışında kalan Silahlı Kuvvetlerin hiçbir unsuru yoktur. Her hususta Silahlı Kuvvetlerin her bölümü denetlenmektedir.
Son olarak da; Türkiye'de toplumsal barış, toplumsal farklılıklara, kimliklere ve değerlere hakem olacak bir devleti zorunlu kılar, farklılıkların bir arada, birlikte yaşamasının hayata geçirilmesi bizi güçlendirecektir. Çözümsüzlük uğruna her yıl belli sayıda şehit vermeyi kaçınılmaz zayiat gibi gören bir anlayışa son vermek istiyoruz. Yıllarca denenenleri hiçbir şey olmamış gibi bundan sonra denemenin bu ülkenin sorunlarını çözmeyeceğini söylüyoruz. Türkiye'de bin yıllık süreç içinde bir arada yaşayan, o yapı içinde akrabalaşmış, aynı tarihi yaşayarak medeniyet kurmuş, ortak paydaları farklı oldukları noktalardan çok daha fazla olan insanlar yaşamaktadır. Onları bir millet hâline getiren bin yıllık süreci ve tarihi, kültürü hiç kimse geriye çeviremez, buna kimsenin gücü de yetmez. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Teröre 30 binden fazla... 15 bin şehit verdik, 15 bin gazi verdik, teröristlerin tarafında da var. Dolayısıyla, mahkeme kararıyla da terör örgütünün terör örgütü olduğu tespit edilmiştir, tasdik edilmiştir. Gözünü kapayan kendisine gece yapar. Kim ne söylerse söylesin, bu insanların... Hiçbir şey 33 tane Mehmetçik'imizin şehit olduğunu unutturamaz. Ancak, bu Mehmetçiğimiz sadece Türklerden değil, içinde Türk'ü de var, Kürt'ü de var, Laz'ı da var. Yani, Türkiye Cumhuriyeti'ni oluşturan milletin bütün unsurları şehitlerimizin içinde de vardır.
Biz kendimize güveniyoruz. Neden? İstiklal Marşı diyor ki: "Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak." Ne zamana kadar? "Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak." Tek bir ocak kaldığı sürece bu ocak sönmez, bu bayrak inmez. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
LÜTFÜ TÜKKAN (Kocaeli) - Sayın Bakan "korkma" diyor ama niye korkuyorsunuz?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Son cümle olarak diyorum ki: "Hakkıdır Hakk'a tapan milletimin istiklal."
Dolayısıyla da İstiklal Marşı'na inanan, güvenen kimsenin bu bayrağın inmeyeceğine, bu devletin bölünmeyeceğine, bu vatanın bölünmeyeceğine şüphesi yoktur. Biz inanıyoruz, güveniyoruz ve bunu sağlamak için de Türkiye'nin yeterli gücü vardır. Silahlı Kuvvetlerimize güveniyoruz, biz kendimize güveniyoruz, biz milletimize güveniyoruz, bu milleti oluşturan unsurlara güveniyoruz.
Bu görüşlerle, bu duygularla yüce heyetinizi saygıyla selamlıyor, bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)