| Konu: | 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 34 |
| Tarih: | 17.12.2013 |
AYŞE ESER DANIŞOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 2014 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı on ikinci tur görüşmeleri üzerine aleyhte söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Toplumun devlete, hükûmete, Meclise güven duyabilmesi için bütçenin şaibesiz ve şeffaf olması gerekiyor. Biz, maalesef, gelmeyen Sayıştay raporları nedeniyle meşruiyeti tartışmalı bir bütçeyi konuşuyoruz. Bütün milletvekillerinin bu duruma itiraz etmesi gerektiğini de düşünüyorum.
Sayın Bakan, gençlik ve spor adına Bakanlığının çalışmalarını açıkladı, ben de gençlik politikaları üzerine görüşlerimi aktaracağım. Türkiye, 29,7 yaş ortalaması ve 14-15-24 yaş aralığında 13 milyona yakın genciyle Avrupa'nın en genç nüfusuna sahip. Bu, sosyal, ekonomik, beşeri ve politik açıdan önemli bir fırsat penceresidir ama maalesef değerlendirilememektedir. Hükûmetin çalışmaları gençlerin ne bugünkü sorunlarını çözebilmekte ne de yarına ışık tutabilmekte. Maalesef Türkiye'de bir gençlik politikası yoktur. Politikasızlık burada kendi başına bir gençlik politikasıdır. Gençliğe hizmet sunan kurumlar arasında ortak bir strateji yoktur, ortak bir gençlik tanımı bile yoktur ama gençler arasında maddi olanaklar, eğitim ve toplumsal cinsiyet eşitliği gibi konularda belirgin bir eşitsizlik var. Gençlere sunulan hizmetler daha çok proje bazlı olduğundan geçici kapsam ve ulaşılabilirlik açısından sınırlı ve eşitsiz ve bu eşitsizlik ve yoksunluk, yaşamlar boyu sürmekte hatta gelecek nesillere de yansımakta. 2012 UNICEF Türkiye Raporu'na göre, 15-24 yaş grubunda nüfusun ancak yüzde 36'sı tam zamanlı olarak eğitime devam etmekte yüzde 32'si ne eğitim ne de çalışma yaşamında, boşta geziyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının koordinasyonunda hazırlanan bir raporda da ortaokul çağındaki çocuklardan 117.480'inin okulu terk ettiğini öğreniyoruz. 15-17 yaş grubunun yüzde 66'sı ortaöğrenime devam etmiyor. Çocukluk ve gençliğe dair tüm politikaların bütüncül bir anlayışla biçimlendirilmesi gerekiyor. Bu arada işsizlik de artıyor, bugün rakamlar açıklandı. Tabii, genç işsizliği de buradan payını alıyor.
Sayın milletvekilleri, üniversitelerde özgür düşünce ve ifade özgürlüğünün sesi kısılmaya çalışılıyor. 2013 Haziran verilerine göre 2.776 tutuklu ve hükümlü öğrenci var, ayrıca sözde iyileştirilmiş YÖK Disiplin Yönetmeliği'yle 5.229 öğrenci disiplin cezası almış, çoğu uzaklaştırma. İktidar gençleri nasıl bir tehdit olarak görüyor ki sisteme itirazı olan her öğrenci cezalandırılıyor.
Bir diğer konu, üniversiteler arasında eğitimin kalitesi. Öğrenci başına öğretim üyesi, laboratuvar, barınma olanakları gibi konularda, alanlarda derin uçurumlar var. Sayın Bakan bursların arttığından, yeni yurt yatırımlarından bahsetti. Bunların da yeterli olmayacağını zannediyorum çünkü çok büyük bir ihtiyaç var. Yeni yapılacak yurtlar bizi memnun eder ama on bir yıllık iktidarın sonunda her yer binalarla dolduktan sonra nihayet sıranın yurt yapımına gelmesi de çok sevindirici. (CHP sıralarından alkışlar)
Bu iktidar gençliğe, geleceğe dair ne umut verebilir? Hükûmetin bir bakanı "Bizden mucit çıkmaz, ara eleman yetiştirmeye odaklanalım." diyorsa gençliği ucuz emek deposu olarak görüyor demektir. Bu mu gençlere umut verecek? Sanatçı olmak isteyen gençler tiyatrolar kapatılırken, müzisyenler dava edilirken, heykeller yıkılırken bu ülkede nasıl bir gelecek kuracak?
Değerli milletvekilleri, gençler sadece yarının emanetçisi değil, bugünün de ortağı olmak istiyorlar. Gençleri susturma, yaşam biçimlerine müdahale etme, onları ezerek şekillendirme politikaları demokrasilerde olmaz. Onlara hakları olan özgürlükleri tanır, yollarını açacak destekleri verirsek biz de geleceğimize güvenle bakabiliriz.
Son olarak Sayın Bakana kendi Bakanlığının 2012'de yaptığı bir araştırmasını hatırlatmak istiyorum: Buna göre, gençlerin yüzde 34,1'i Gençlik ve Spor Bakanlığının ismini dahi duymamış, yüzde 64,4'ü ise Bakanlığın övündüğü gençlik merkezlerinden haberdar bile değil. Gençlerin refahına gelecek olursak: Beşte 1'i hiçbir sosyal güvenlik kurumundan yararlanmıyor.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)