GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:34
Tarih:17.12.2013

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Biraz önce Grup Başkan Vekili Sayın Elitaş çıktı, dünyanın bize güvenmediğini söyledi. Efendim, zaten, Büyük Orta Doğu Projesi'ni elinde tutan dünyanın bize güvenmemesinden biz büyük bir onur duyuyoruz. Bunlar, size güvendiler, sizi iktidar yaptılar ve size destek oldular.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Millet yaptı, millet!

RECEP ÖZEL (Isparta ) - Millet yaptı!

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Müsaade edin... Müsaade edin. Bak, sizin dinledik, müsaade edin.

"Cotarelli ismini şimdi hatırlayanınız var mı?" diyor. Kundaktaki bebeklere bile Barzani'yi, Öcalan'ı ezberlettiniz. Bu sizin eseriniz.

"Efendim, şunu yaptık, bunu yaptık, bu bizim eserimiz." dedi biraz önce gelen AKP'li hatip. Evet, sizin bugün gerçekten tarihe geçmiş bir büyük bir eseriniz daha var. Bundan önce de bazı hükûmetlerde yolsuzluğa karışan birtakım üst düzey yöneticiler, bakanlar olurdu ama herhâlde ilk kez kabinenin bakanlarının âdeta organize suç şebekesi gibi suçlandığı bir dönem de sizin eseriniz Sayın Elitaş, onu da tarih yazıyor.

Evet, biraz önce, sabahki oturumda Sayın Maliye Bakanı geldi, dedi ki: "Efendim, uzlaşma müessesini kaldırmak istiyorsanız, yahut işte, şeffaf bir vergi sistemi istiyorsanız ben hazırım." Sanki buraya on bir yıllık bir Hükûmetin Bakanı gibi değil de, seçim meydanlarında oy isteyen bir siyasetçi edasıyla geldi.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Hazırlanmamışsınız konuşmaya, savruluyorsunuz.

S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Yani, Sayın Bakan, madem bunların doğru olduğunu düşünüyordunuz, elinizi kolunuzu tutan mı vardı, niye yapmadınız? Ha, bakın, muhalefet de sizinle aynı görüşte yani şeffaf bir vergi sistemi konusunda, uzlaşma müessesesinin kaldırılması konusunda madem aynı görüşte neden muhalefetle görüşmenizi, diyaloğunuzu -Genel Kurulda- kırk yılda bir gelerek kurmaya çalıştınız? İşte, muhalefet grupları orada. Onları ziyaret edip onların da desteğini istemek çok mu zordu? Efendim, Maliye Bakanımızın bu söylediği "İşte, efendim, getirin önerinizi, yapalım, edelim..." Millete çok şey kaybettirdi. Bunun faturasını kim ödeyecek Sayın Bakan?

Burada, kıymetli arkadaşlar, doğruyu seslendirmek lazım. Eğer zamana göre, mekâna göre konuşmaya kalkarsanız buna kargalar bile güler.

Bakın, Sayın Maliye Bakanının bir Avrupa geçmişi var yani asla bir imada bulunmak istemiyorum, İngiltere'de yaşamış. Yani, parlamenter sistemin ocağı... Parlamenter sistemlerde Sayın Bakan, bu hükûmetin denetlenmesi görevini parlamentolarda kim yapar? Kesin hesap komisyonu yapar. Kesin hesap komisyonu İngiltere'de kime teslim edilmiş? Muhalefete teslim edilmiş. Niye bu gerçeği bugüne kadar hiç dillendirmeniz? İç Tüzük çalışmalarında biz bunu -Sayın Elitaş, siz de oradaydınız- defalarca dile getirdiğimizde neden umacı görmüş gibi saçlarınız diken diken oldu? Bakın, her tarafta yapılan doğrular, işinize gelmediği zaman görmüyorsunuz, görmemezlikten geliyorsunuz. Ama sizin bu metal körlüğünüz millete çok şey kaybettiriyor, bunun hesabını kim verecek?

Burada hesaplar yapıldı yani yaklaşık on bir yıllık AKP iktidarında 160 milyar dolar bütçe gelirini 11'le çarpın, üzerine özelleştirme gelirlerini koyun, üzerine verilen bütçe açıklarını koyun, aldığınız dış borçları koyun, yaklaşık AKP Hükûmeti 2 trilyon dolar civarında kaynak kullandı bu on bir sene içerisinde. Denetlenmeyen, bu 2 trilyon doların hesabını vermeyen bir hükûmet olabilir mi? Denetimden niye kaçıyorsunuz? Neden korkuyorsunuz? Yani başı dik, alnı açık olan hükûmet, parti kendisi ister denetimi. Niye kaçıyorsunuz? Bakın, teftiş kurullarını perişan ettiniz. Sizin Maliye Bakanlığınızda da Türkiye'nin en iyi yetişmiş elemanları vardı, hesap uzmanları vardı, maliye teftiş kurulu vardı. Diğer bakanlıklardaki teftiş kurullarını iğdiş ettiniz, iç ve dış denetim diye bir şey çıkardınız, ne deve ne kuş, Sayıştayı perişan ettiniz, perişan ettiniz.

Arkadaşlar, denetlenmeyen hükûmet olur mu? Olursa bu hükûmetin bulunduğu ülkenin rejimi demokrasi olur mu? İşinize geldiği gibi konuşmaktan vazgeçin, zaten, kıymetli arkadaşlar, bu işin sonuna doğru gelindi, bunun hesabını vereceksiniz.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)