| Konu: | 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 34 |
| Tarih: | 17.12.2013 |
CHP GRUBU ADINA MEVLÜT DUDU (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın 4'üncü maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisimizi ve halkımızı saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, bugün Ankara Gölbaşı'nda meydana gelen helikopter kazasında şehit olan subaylarımıza ve askerî personelimize Allah'tan rahmet, ailelerine ve tüm halkımıza başsağlığı ve sabır diliyorum.
Ve yine, bir hukukçu olarak, Anayasa Mahkemesi kararına rağmen hâlâ cezaevinde tutulan milletvekillerine karşı yapılan haksız ve hukuk dışı uygulamayı kınıyorum, bir an önce Parlamentodaki yerlerini almalarını diliyorum.
Değerli milletvekilleri, AKP Hükûmetinin on bir yıldır hazırladığı ve uyguladığı bütçelerle, acaba, bazı kişilere ve yandaşlarına "Yürü ya kulum." denmiş midir, denmemiş midir? Bu bütçeler kimin yararına olmuştur? Halkın yararına olmadığı kesin. Ama bütçelerin yarar getirdiği kesimler ve kişiler acaba yırtık ayakkabıyla siyasete girenler olabilir mi, yandaşlar olabilir mi, mesela, 4x4 ciplere binen yeni yetme zenginleriniz ve gemicik sahipleri olabilir mi? İşte, bütün bunları bugün başlatılan soruşturma sonucunda göreceğiz. Bu bütçeler kimlere yaramış, onu da göreceğiz, AKP'nin adaletini de göreceğiz.
Değerli milletvekilleri, bir haftadan bu yana bütçe görüşmeleri devam ediyor ve bu kürsüye gelen iktidar partisi milletvekilleri iktidarın, Hükûmetin icraatlarını savunmaya, kendilerine övünecek hususlar üretmeye çalışıyorlar. Şunu kabul etmek gerekir ki bu gerçekten zor bir iş sizin açınızdan. Ben bu bir haftalık masalların bir kısmını şöyle özetleyebilirim: "Geliştik." diyorsunuz, "Büyüdük." diyorsunuz, "Millî geliri artırdık." diyorsunuz. Evet, millî gelir anlaşılmaz bir şekilde artıyor ama halkımız da anlaşılır bir şekilde yoksullaşıyor, zora düşüyor. TÜRK-İŞ'in araştırmasına göre Ekim 2013'te 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 3.470 lira. Peki, aylık olarak Türkiye'de kaç ailenin eline bu para geçiyor? Dolayısıyla, Türkiye'de kaç aile yoksulluk sınırının altında yaşamını sürdürmeye çalışıyor?
Bakın, TÜİK rakamlarına göre millî gelirin dağılımı: Yüzde 20'lik dilimlere ayrılmış millî gelirin dağılımı açısından toplum kesimleri. İlk yüzde 20'nin aldığı pay millî gelirden 1 birimken, son yüzde 20'nin yani daha fazla pay alan kesimin aldığı pay 8 birim, tam 8 katı ve bu başarınızı ve istikrarınızı 2011'de de, 2012'de de sürdürmüşsünüz. Millî gelir dağılımındaki adaletsizlik yönünden sizi gerçekten kutluyorum.
Bu Hükûmeti ve icraatlarını savunmak zor bir iş demiştim. Ben bu konuda size biraz yardımcı olmak istiyorum. Bazı rakamlar vereceğim, yine TÜİK rakamları, devletin resmî rakamları: 2002'den bu yana tüketicilerin banka borcu 6,6 milyardan 321,2 milyara çıkmış. Artış miktarı tam 49 kat. Bununla övünebilirsiniz mesela. Tüketicilerin borcu 2003 yılında yıllık gelirinin yüzde 5,5'u iken 2012 yılında borç gelirin yüzde 50,7'sine çıkmış. Bu konuda da başarınız görünüyor. Vatandaşın finansal borçları 23 kat artmış. Borçlu vatandaş sayısı, bankalara borçlu vatandaş sayısı Aralık 2002'de 1 milyon 655 bin kişiyken Haziran 2013'te 13 milyon 879 bin kişiye çıkmış. Buradaki artış miktarı da 8 kat. Bununla da övünebilirsiniz. Batık tüketici kredisi 2002'de 278 milyon, 2013'te 9,1 milyar TL. Artış hızı, artış oranı 32 kat. Bu da bir övünç kaynağı olabilir sizin açınızdan. Borcunu ödemeyen vatandaş sayısı Aralık 2002'de 847 bin kişi, Eylül 2013'te 2 milyon 835 bin kişi. Borcunu ödeyemeyen vatandaş sayısı da 1 milyon 991 bin kişi artmış. Karşılıksız çek tutarı 2002'de 2,2 milyar, 2012'de 16,2 milyar. AKP karşılıksız çek tutarını da 14,2 milyar TL artırmış, artış hızı 7 kat. Bu da bence bir övünç kaynağı olabilir sizin açınızdan. Protesto edilen senetler 2002'de 499 bin adet, 2012'de 1 milyon 75 bin. Protesto edilen senet sayısında 575 bin adetlik bir artış var. İcra dairelerindeki dosya sayısı 2002'de 8 milyon, 2012'de 21 milyon 6 bin. Burada da 12 milyon 740 bin adetlik bir artış var. İşte, on bir yıldır halk bunlarla boğuşurken Hükûmet ve yandaşları ne durumda, bu halk bunu da görüyor.
Değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da sizin için övünülecek bir şey bulmuş, diyor ki Sayın Bakan: "Çin'de şu an işçilik ücretleri 450 dolar civarında, bizde ise 400 dolar civarında." Ekonomi Bakanı söylüyor bunu ve bununla gurur duyuyor. Sayın Bakan, ben sana ne diyeyim! Eskiden "En ucuz iş gücü Çin'de." denirdi ama sen artık Türkiye'nin bu konuda Çin'i geçtiğini, Çin'in rekorunu kırdığını söylüyorsun ve bununla övünüyorsun. Söyleyecek kelime bulmak gerçekten mümkün değil.
Değerli milletvekilleri, AKP hükûmetleri on bir yıldır kapitalizmin en vahşi şeklini uyguluyor. Nerede sizin gelir adaletiniz? İşçiler tersanelerde, madenlerde, fabrikalarda ölüyor. Nerede sizin iş güvenliğiniz? Nerede sizin Allah korkunuz? Yırtık ayakkabıyla siyasete girip en zengin başbakanlardan biri olmayı becerebiliyorsunuz, sıra vatandaşa gelince kulaklarınız sağır, gözleriniz kör, vicdanınız firar etmiş.
Değerli milletvekilleri, bugün sabah saatlerinde başlatılan operasyon ve bunu izleyen soruşturma zannımca aynen Gezi Parkı olayları gibi bu yıl içinde yaşadığımız çok önemli bir dönüm noktasıdır, kırılma noktasıdır.
Gezi Parkı'nda özgürlük, demokrasi talep eden o pırıl pırıl gençler inançlarının peşinde koşuyorlardı; onlara söylemediğinizi bırakmadınız, etmedik hakaret bırakmadınız, "çapulcu" dediniz, "terörist" dediniz. Bütün bunlar yetmedi çıktınız bir de anne babalarına bir tavsiyede bulundunuz "Çocuklarınıza sahip çıkın." dediniz. Tekrar söylüyorum: O çocuklar, o gençler, sadece ve sadece inançlarının peşinde koşuyorlardı.
Peki, bugün sabah gözaltına alınan bakan çocukları, bürokratlar, acaba neyin peşinde koşuyorlar?
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Çocuklarına sahip çıkarlar, çıkarlar!
MEVLÜT DUDU (Devamla) - Bunu, bunu size sormak istiyorum: Kul hakkının peşinde koşuyor olabilirler mi mesela? (CHP sıralarından alkışlar)
Bakın, ben burada gerçekleri söylüyorum. Unutmadan söyleyeyim, biraz önce verdiğim rakamlar da TÜİK'in rakamları demiştim. Nasıl Sayıştay denetimini engelliyorsanız, bence size bir tavsiye, TÜİK'i de biran önce kapatın, vatandaşın gerçekleri öğrenmesini engellerseniz, bu sayede ve sizin masallarınıza daha kolay inanmalarını sağlarsınız.
Yine, bugünkü operasyonla ilgili aynen Gezi Parkı çocuklarına söylediğinizi size iade ediyorum. Lütfen, çocuklarınıza sahip çıkın.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)