| Konu: | 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 35 |
| Tarih: | 18.12.2013 |
MUSTAFA MOROĞLU (İzmir) - Sevgili Başkan, sayın milletvekilleri; evet, siz sussanız tarih susmayacak. Bunu son konuşan arkadaşım çok güzel söyledi çünkü bugün milletvekili görevi yapanların asıl görevi bugünün sorunlarını ve çözüm yollarını anlatmak, özellikle son iki gündür yapılan olaylarla ilgili bu Meclisi göreve davet etmektir. Bu Meclisin görevini yapması ancak öyle sağlanabilir. Değilse, elli yıl öncesindeki hikâyeleri anlatmakla milletvekilinin görevini yapmış olabileceğini zannetmiyorum.
BÜLENT TURAN (İstanbul) - Hikâye değil, tutanağı var.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Hikâye değil, tutanaklar var. Meclis tutanakları hikâye değil yahu!
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Yasama, yürütme, yargı var.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Meclis tutanakları hikâye değil ki!
OKTAY VURAL (İzmir) - Polis tutanakları da var.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - 3 erki bir anlasanız; yasama, yürütme, yargıyı bir anlasanız.
MUSTAFA MOROĞLU (Devamla) - Dediğim gibi, siz bugünkü tutanaklara bakarak görevinizi yapmaya çalışırsınız, geçmişe de...
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Sizden mi öğreneceğiz ne yapacağımızı?
MUSTAFA MOROĞLU (Devamla) - Bakın arkadaşlar, ben sizi ilk önce bir... (AK PARTİ ve MHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...
MUSTAFA MOROĞLU (Devamla) - Sevgili milletvekili arkadaşlarım, ilk önce, ne zaman milletvekilleri birbirini dinlemeyi öğrenirse, ne zaman... (AK PARTİ ve MHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...
Şimdi, Sayın Moroğlu, siz Genel Kurula hitap edin lütfen.
MUSTAFA MOROĞLU (Devamla) - Herhâlde yeniden başlatacaksınız?
BAŞKAN - Sayın Özel lütfen... Tek tek isim olarak mı söyleyeyim canım.
MUSTAFA MOROĞLU (Devamla) - Genel Kurula hitap edeceğim de hakkımı talep ediyorum Sayın Başkan.
Savunmaya devam edecektik, dün savunma bütçesiyle ilgili söyleyemediklerimi söylemeye çalışacaktım, arkadaşlarım kendilerine dokunan sözler olunca, eleştiri olunca dayanamıyorlar. Ben her zaman dayanmaya ve söz sırası geldiğince sözümü söylemeye devam edeceğim. Bütün arkadaşları da aynı kurallar içinde çalışmaya davet ediyorum sevgili arkadaşlarım.
"Savunmaya devam edeceğiz." dedim çünkü savunmayla ilgili İzmir'in önemli sorunları var. İzmir'in en önemli sorunları arasında da Bütünşehir Yasası'yla ortaya çıkan, kamu mallarının talan edilmesi için Hükûmetin ve İktidarın tıpkı bugün tartışılan konularda olduğu gibi İzmir'e büyük saldırıları var. Bu saldırıların en önemlilerinden birisini de kamu mallarının haraç mezat satılması şeklinde görüyoruz çünkü Bütünşehir Yasası çıktıktan sonra bütün il özel idarelerinin yaptıkları hizmetleri belediyelere yüklerken kamu mallarının yani o şehrin bugüne kadar elde ettiği, kazandığı bütün zenginliklerin kime devredileceği konusunda AKP iktidarı kendi belediyelerine farklı, diğer, Cumhuriyet Halk Partili ve muhalefet belediyelerine de farklı davranışlarını sürdürmektedir. Başbakan Trabzon'da en son yaptığı konuşmada, kendiliğinden, Bütünşehir Yasası'nın ortaya koyduğu antidemokratik kurulları bile oluşturmaya gerek kalmadan "Evet, Trabzon'un bütün mallarını, İl Özel idaresinin bütün mallarını Trabzon Belediyesine veriyorum." diyebilmektedir.
AKP'nin Trabzon milletvekilleri ya da Cumhuriyet Halk Partisinin milletvekilleri dışında da AKP'nin Trabzon ve İzmir milletvekillerinden buna karşı bir ses çıkarmalarını beklemek de bir İzmir milletvekili olarak benim görevim. Çünkü, bu kurullar oluşturulurken muhalefetin milletvekillerine ya da muhalefetin belediye başkanlarına bile sorulmadan İzmir'in kara yolları arazileri haraç mezat satılmıştır, Kınık'taki arazileri başka bir biçimde yandaşlara peşkeş çekilmeye devam edilmektedir.
Şimdi, soruyorum değerli milletvekilleri ve değerli yurttaşlarıma: Kendi çıkardıkları yasalara bile bağlı kalmadan bir kürsüden "Ben, özel idarenin mallarını, tümüyle, Trabzon Büyükşehir Belediyesine veriyorum." diyen bir Başbakanınız varsa, bakanlarınızın buna bağlı olarak işlem yapmaları ve dün ve bugün yaşadığımız tabloların ortaya çıkması doğaldır. Onun için...
BÜLENT TURAN (İstanbul) - Gereği neymiş? Anlayamadık.
MUSTAFA MOROĞLU (Devamla) - Dinlerseniz anlarsınız çünkü başka şeyler konuşuyorsunuz.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Ne yazık ki anlayamıyoruz sizi, öyle bir sıkıntımız var bizim.
MUHARREM İNCE (Yalova) - Bence dinlese de anlayamıyor.
BÜLENT TURAN (İstanbul) - Hayır, belediyeleri bitiremediniz mi?
MUSTAFA MOROĞLU (Devamla) - Belediyelere... Sevgili arkadaşlarım, talebimiz şudur, sevgili kardeşim, talebimiz şudur: Bir Başbakan, kendi çıkardığı Bütünşehir Yasası'nın kurullarını bile oluşturmadan "Şu şehirde AKP'li belediye var, bu özel idarenin mallarını ben bu belediyeye veriyorum." diyemez. Diyorsa, orada Başbakan tek adam diktatörlüğü vardır.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Aynı yasa Antalya'da uygulanacak, CHP'li belediye var, onu ne yapacağız?
MUSTAFA MOROĞLU (Devamla) - Demin eleştirmeye kalktığınız tek adam diktatörlüğü vardır. Siz Meclisin iradesini de...
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen.
MUSTAFA MOROĞLU (Devamla) -... bu tek adama devretmiş sayılırsınız.
BÜLENT TURAN (İstanbul) - Şaka mı, şaka mı?
MUSTAFA MOROĞLU (Devamla) - Bunu anlayamayacak kadar ve buna karşı çıkamayacak kadar iradelerinizi bir kişiye teslim ettiyseniz, benim söyleyecek bir şeyim yok, siz yolunuza devam edin. (CHP sıralarından alkışlar)
BÜLENT TURAN (İstanbul) - Çok ayıp, çok ayıp.
MUSTAFA MOROĞLU (Devamla) - Ama ben yine, sözlerimi o şairin sözleriyle... Tarihin akışını hiç kimse durduramayacaktır, ne İçişleri Bakanının talimatıyla görevden alınan emniyet müdürlerine yaptığınız uygulama uygulayacaktır ne de üç çocuk yaparak yolsuzluklara devam etme mecburiyeti dolduracaktır.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Bu kadar dam üstünde saksağan olamaz.
MUSTAFA MOROĞLU (Devamla) - Yolsuzluklarınıza devam edin.