GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:35
Tarih:18.12.2013

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüştüğümüz 2014 Mali Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı'nın 7'nci maddesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nde eğitim her alanda kalkınmanın öncelikli hedeflerinden birisi olmuştur. Bu anlamda, eğitimde yakalayacağımız başarılar tabii ki ülkemizin gelişmesi adına da çok önemlidir. Hükûmetimiz, on bir yıllık dönemi boyunca, eğitimin alt yapısını güçlendirmek, eğitimdeki sıkıntıları gidermek adına birtakım girişimlerde bulunmuştur.

Türkiye çok genç bir nüfusa sahip. Hükûmetimiz, ülkesini takip eden, çağdaş ülkeleri takip eden nesillerin yetiştirilmesi adına da elinden geleni yapmaya devam etmektedir. Maalesef, bu noktada, yurt dışında lisansüstü eğitimini tamamlayanlar ülkemize gelip çalışmak yerine, dış ülkelerde birtakım şirketlerde, üniversitelerde görev almaktadırlar. Buna, biz kısaca "beyin göçü" diyoruz. Türkiye yıllardır beyin göçüyle ilgili birçok çalışma yaptı ancak biz bunda istediğimiz hedefi yakalayamadık ta ki tersine beyin göçünü başlatıncaya kadar. Bu anlamda, büyük teknoloji şirket ve kurumlarımızın hem de üniversitelerimizin dış ülkelerle rekabet edecek düzeyde ekonomik güce ulaşmaları beyin göçünü azaltarak ülkemize olan talebi artırmıştır. Ülkemizde ciddi anlamda AR-GE olanaklarının artırılması, bakanlıklarımızca verilen destekler artık giderek beyin göçünün azaldığını kanıtlamaktadır. Yurt dışında yaşayan Türk araştırmacıların ülkemize geri dönmesi için TÜBİTAK tarafından başlatılan 2232-Yurda Dönüş Araştırma Burs Programı büyük ilgi görmüştür. 2013 yılında, 117 araştırmacı Türkiye'ye geri dönmek için başvuruda bulunmuştur. Bu burs programı sayesinde, geçen yıla göre bu başvuru oranı 5 kat artmıştır. TÜBİTAK Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkanlığının başlattığı 2232-Yurda Dönüş Araştırma Burs Programı kapsamında, araştırmacılara iki yıl boyunca aylık 3.250 TL burs verilmektedir.

Eğitimin sürekli çok önemli olduğunu vurgulamaktayız. Bu anlamda, 2002 yılında 99 tane üniversitemiz vardı, geldiğimiz tarih itibarıyla 175 tane üniversitemiz oldu. Bu rakam devlet ve vakıf üniversitelerini kapsamaktadır. Yeni kurulan 51 üniversiteye de 106 bin yeni kadro ihdas edilmiştir. 2002 yılı bütçesinde Bakanlık, YÖK ve üniversiteler olmak üzere eğitime yaklaşık olarak 10 milyar TL ayrılmıştı. 2014 yılı bütçesinde ise eğitime ayrılan tutar yüzde 630 artırılarak 72 milyar liraya ulaşmıştır. Bu da cumhuriyet tarihinin rekoru demektir. Bütçedeki oranına baktığımız zaman da birinci sıraya eğitimi almış bulunmaktayız.

Birkaç rakam daha vererek konuşmamı sonlandırmak istiyorum.

Bizi, kadınları, kızları hapsetmekle suçlayanlara, her ortamda kadın politikamızı eleştirenlere yükseköğretimde geldiğimiz oranları vererek konuşmamı tamamlamak istiyorum. 2002-2003 öğretim yılında yükseköğretim içinde okullaşma oranı kadınlarda yüzde 23, erkeklerde yüzde 31, toplamda yüzde 27 olmuştur. 2012-2013 eğitim öğretim yılında ise okullaşma oranı -yükseköğretimden bahsediyoruz- kadınlarda yüzde 70, erkeklerde yüzde 79, toplamda yüzde 74'e yükseltilmiştir. Bu rakamlar gerçekten dikkat çekicidir. Çünkü, özellikle ana muhalefet partisinin sürekli, diline pelesenk ettiği "Kadınları, kızları evlere kapatıyorsunuz. Kadınları çocuk doğurmanın dışında işlevselleştirmediniz." diyenler için bu rakamların dikkatle incelenmesini rica ediyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MUHARREM İNCE (Yalova) - Daha zaman vardı, 40 saniye vardı daha.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Daha süre vardı.

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Konuşun, çıkın, konuşun.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Artan süreyi biz kullanabilir miyiz?

MUHARREM İNCE (Yalova) - Yani süre vardı, kullanabilirdiniz. Konuşurken laf atmadık bak, oturunca söyledik.

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Hayır, çıkın, konuşun. Buradan laf atınca da "Çık, konuş." diyorsunuz, konuşuyorum, işte.