GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ASKERLİK KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:109
Tarih:22.05.2012

MHP GRUBU ADINA ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Askerlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın üçüncü bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Kanun tasarısının üçüncü bölümü ağırlıklı olarak uzman jandarma, astsubay ve sözleşmeli subaylar ile askerî okullarda görev yapacak sözleşmeli eğitim elemanlarının özlük ve sosyal haklarını düzenlemektedir.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin belkemiğini oluşturan ve Mayıs 2012 itibarıyla sayıları 95 bini bulan astsubaylarımız ile 24.700 uzman jandarma ve 40.515 uzman erbaş statüsündeki askerimiz yıllardır büyük vakar ve olgunluk içerisinde sorunlarının çözülmesini beklemektedir.

Türk Silahlı Kuvvetlerimiz içerisinde yer alan subayların 3 katından fazla bir sayıda olan astsubaylar, yine azımsanamayacak sayıda olan uzman jandarma ve uzman erbaşların çeşitli mecralarda dile getirdiği en önemli sorunların arasında yükseköğrenim yapsalar bile özlük haklarının ortaokul mezunu düzeyinde kalması sıralanıyor ve ek gösterge ve kademe ve derece ilerlemelerinde aldıkları eğitimin karşılığının bulunmamasından yakınıyorlardı.

Millî Savunma Komisyonundan oy birliğiyle geçen bu tasarının en olumlu yönlerinin başında, uzman erbaşlarımızın yıllık ve mazeret izinlerinin dışında, eşinin doğum yapması, kendisinin ve çocuğunun evlenmesi, eşinin ve çocuğunun ölümü ile kendisinin veya eşinin ana, baba veya kardeşinin ölümü hâllerinde, isteği üzerine ilave izin verilmesi ve ağır hastalık hallerinde üç aya kadar aylıklı ve istekleri hâlinde altı aya kadar aylıksız izin verilmesi ve aylıksız izinli olarak geçirilen sürenin sözleşme süresinden sayılmaması hâlinin düzenlenmesi gelmektedir.

Yine, uzman jandarmalarımıza yükseköğrenimleri karşılığında derece ve kademe ilerlemesi getirilmesi bu tasarıyı desteklememizde ana etkenlerden biridir. Ancak gönül isterdi ki bu tasarıda "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması" adı altında Er ve Erbaş Harçlıkları Kanunu'nda değişiklik yapılırken, asker harçlıklarının küsuratlarını 1 TL'ye tamamlamak yerine, bir yandan bedelliyi çıkarırken bir yandan da Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli Bey'in önerdiği ve benim de kanun teklifi olarak verdiğim "Temel eğitim aşamasını tamamlayan er ve erbaşlara ifa ettikleri kamu görevi karşılığında Devlet Memurları Kanunu'na göre göreve başlayan memur aylığı kadar harçlık verilir." düzenlemesi kabul edilseydi. Otuz yaş üzerinde olan, 30 bin TL yatırmak kaydıyla bedelli askerliğini yapabilecek olan bir vatandaş topluluğu yanında, asgari ücretle geçimini sağlayan ve imkân bulamadığı için askere gitmek durumunda kalan insanlara da devletin bir borcu olarak bu yasa son derece şık bir şekilde gündemimize otururdu.

Değerli milletvekilleri, dosta güven, düşmana korku veren kahraman Türk ordusunun günün değişen koşulları karşısında mevzuatında eksik kalan kısımların değiştirilmesi çabasını olumlu karşılıyoruz. Ancak yapılan mevzuat düzenlemesine destek vermemiz Hükûmetin askerin moral motivasyonunu bitiren politikalarına da destek vereceğimiz anlamına gelmemelidir. Türk Silahlı Kuvvetleri arasında darbeciler varsa onların ayıklanması lazımdır, bu doğrudur ama darbecilerin yüzünden Türk Silahlı Kuvvetlerinin varlığı inkâr edilemez, saygınlığı, güvenilirliği zedelenemez. Ordumuz, milletin gözbebeğidir. Ordumuz, milletin ordusudur.

Değerli milletvekilleri, bir başka meseleye de temas etmek istiyorum. Geçtiğimiz cuma günü Hatay'da Jandarma Binbaşı Erhan Dikmen, Jandarma Üsteğmen Aytaç Kaya ve Jandarma Teğmen Ahmet Tarım'ın şehadet haberini aldık. Allah şehadetlerini kabul etsin, rahmetini üzerlerinden eksik etmesin. Bu vesileyle, şehit subaylarımızın ailelerine başsağlığı ve sabırlar diliyorum.

Daha birkaç ay önce Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Bursa'da katıldığı bir televizyon programında "Başbakanımız talimat verdi, Amanoslar temizlendi. Bütün örgüt üyelerinin elleri kırıldı, çökertildi, silahlarıyla birlikte yakalandı. Umarım Amanoslardan bir daha saldırı haberi duymayacağız." açıklamasında bulunmuştu ve hain pusudan bir gün önce, Taraf yazarı Emre Uslu ise taa Amerika'dan yazdığı bir yazıda Amanoslara dikkat çekerek, bu bölgede yakın zamanda bir saldırının gerçekleşeceği bilgisini verdi ve ertesi gün de beklenen saldırı gerçekleşti.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, bu kürsüden söyledik, ilimizde söyledik, birçok platformda söyledik, "Hatay'ın çok farklı şartlarda terörle mücadele konusunda kanunlarla güçlendirilmesi gerekiyor, Hatay'ın özel statülü il olması gerekiyor ve Hatay'da koruculuk sisteminin tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor." dedik. Bugün hakkında kanunlar çıkardığımız askerlerimizin bu şekilde şehit vermesini elbette ki hiçbirimizin, hiçbirinizin gönlü istemez ama bu koruculuk sistemiyle, 1 lira maaş almayan, hiçbir sosyal güvencesi olmayan koruculuk sistemiyle istihbarat nereden toplanacak? Nereden toplanacak? İstihbaratın başındaki komutan ancak ve ancak kendi dağın başına çıkacak, orada da şehit olacak. İşte, bunları ayrıştırmak gerekiyor. Bu konuda bunları incelemek gerekiyor. Bu konuda, gelen feryatlara ses vermek gerekiyor, kulak vermek gerekiyor. Bunlar çok hassas konular. Bu konular ayrıca incelenmeli ve bunun için bir kurul oluşturulmalı.

Hatay, terörle mücadelede, bunu daha fazla çekemez. İşte, geçtiğimiz sene Dörtyol olaylarını hep birlikte yaşadık. Dörtyol, en az 70 vatandaşını, 70 sivil vatandaşını teröre kurban veren bir ilçe. Bunlara karşı çok dikkatli yaklaşmalıyız ve bu sistemi yeni baştan incelemek ve değerlendirmek durumundayız.

Değerli milletvekilleri, şimdi, yine Hatay'la ilgili, yine askerî meselelerle ilgili bir başka konuya temas etmek istiyorum. Geçtiğimiz ocak ayında, Hatay'ın Kırıkhan mevkisinde bulunan askerî tesislerin üzerinde ve bölgede dört saat boyunca uçan İsrail Heron'ları tespit edilmiştir. Bunlar bugün de Kıbrıs'la ilgili tartışılıyor. Şimdi, Hatay'ın üzerinde Heron'lar, İsrail Heron'ları dört saat boyunca dolaşıyor ve bunun yanında, bir gazetede bir haber çıkıyor, bu Heron'ların -mealen- silahlı kuvvetler tarafından kasıtlı olarak düşürülmediği, kasıtlı olarak bunlara müdahale edilmediği yazıyor. Şimdi, biz bunu sorduk Sayın Dışişleri Bakanımıza. Ne zaman? 17/01/2012. Cevap yok. 11/04/2012'de yeniden sorduk, yine cevap yok. Neyi soruyoruz? "Burada ihmali olan kim; Dışişleri Bakanlığı mı, Millî Savunma Bakanlığı mı, yoksa silahlı kuvvetler mi? Bunun hesabını birisinin vermesi gerekir." dedik. Yok. Şimdi, kimi zamanlar "one minute", kimi zamanlar İsrail uçaklarını Kıbrıs semalarında kovalama. Kıbrıs semalarında kovalayacağımıza, kendi sınırlarımız dâhilinde, Hatay'da kovalamak gerekiyor. Dört saat, bir yabancı ülkenin, üstelik sorunlu olduğumuz bir ülkenin uçakları oralarda geziyor. Bunun hesabını da birisinin vermesi gerekiyor. Bunun hesabını ya silahlı kuvvetler eğer suçluysa verecek ya da silahlı kuvvetler Dışişleri Bakanına gerekli bildirimi yaptıysa onlar verecek; Hükûmet verecek, Sayın Dışişleri Bakanı Davutoğlu verecek.

Şimdi, burada, değerli askerlerimizin özlük hakları ve diğer meselelerle ilgili konuları konuşurken bir konuyu da gündeme getirmeden geçemeyeceğiz. Türk Silahlı Kuvvetleri bizim namusumuz ve şerefimizdir ve Türk Silahlı Kuvvetleri sınırlarımızı bekler, Türk Silahlı Kuvvetleri bayrağımızı bekler; her şeyden evvel, sınırlarımızı, bayrağımızı bekleyen ve bunları savunan mukaddes bir kurumdur.

Bayrak çok önemli bir şeydir. Bayrağın ne olduğunu, ne manaya geldiğini bu yüce Meclisin çok değerli milletvekillerine tarif edecek hâlim yok, ancak hazır Millî Eğitim Bakanımız Sayın Ömer Dinçer Bey de buradayken bir soru sormak istiyorum. Bu Bayrak şiirinde "Sana benim gözümle bakmayanın mezarını kazacağım. / Seni selamlamadan uçan kuşun yuvasını bozacağım." dizeleri şu anda Millî Eğitim müfredatından çıkarılmıştır. Ve ben bunu sordum, Sayın Bakanımızın verdiği cevap: "Türk edebiyatı, dil ve anlatım dersi ders kitaplarını inceleme ve değerlendirme ölçütlerindeki "Ders kitabına alınan metinler?"

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) - "?metin seçimi altında verilen açıklamalara uygun olmalı. ifadesiyle, iyi alışkanlıklar kazandırmalıdır. yargısından hareketle, olumsuz düşünceye ve davranışlara neden olacağı, bunun bayrak ve vatan sevgisini karşılayan bir şiirde bu seviyedeki öğrenciler tarafından yanlış anlaşılabileceği düşünülerek söz konusu mısralar çıkarılmıştır."

Çok teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Çirkin, lütfen?

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - İstiklal Marşı'ndan da "Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar"ı çıkarsınlar, olsun bitsin madem. Yazık yani, şöyle bir cevap verilir mi? Yazık yani!

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) - Sayın Bakanımızdan da bu konuda bir açıklama yapmasını beklemek Meclis adına, millet adına?

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Çirkin.

MUHARREM VARLI (Adana) - Sayın Bakan dinlemiyor bile.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Bakan, cevap verin lütfen.

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) - Sayın Başkanımdan çok özür diliyorum.

Çok teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.