| Konu: | 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 35 |
| Tarih: | 18.12.2013 |
CHP GRUBU ADINA OSMAN KAPTAN (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 2014 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın 9'uncu maddesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım, hepinizi selamlarım.
Sayın arkadaşlarım, yatırımlar, özellikle de sabit sermaye yatırımları çok önemlidir. Çünkü sabit sermaye yatırımları üretim demektir, iş demektir, istihdam demektir, gelir artışı demektir, teknoloji demektir, sermaye birikimi demektir. Hükûmet, yatırımların yaklaşık yüzde 80'ini özel sektöre bırakmıştır. Özel sektör ise kaynak yaratacak, istihdam yaratacak, döviz girdisi sağlayacak, üretime ve ticarete dönük yatırımlar yapmak yerine; genellikle altyapı yatırımları yapmaktadır.
Değerli arkadaşlarım, kuşkusuz ki ülkemizin büyüme ve kalkınma sürecinde ana unsur yatırımlardır. Yatırımlar, tasarruflarla finanse edilmektedir. Türkiye'de yurt içi tasarruflar AKP döneminde dibe vurmuştur. Çünkü insanlarımız, bırakın tasarruf yapmayı zaten zar zor geçinebilmektedirler. 1990'lı yıllarda millî gelir içindeki payı yüzde 23'ler civarında olan yurt içi tasarruflar, 2003-2013 döneminde yüzde 15'lere gerilemiştir.
AKP devri iktidarında icra dosyası sayısı 2,5 kat artarak 21 milyona ulaşmıştır, vatandaşlarımızın bankalara olan borcu ise 50 kat artarak 322 milyar TL'ye ulaşmıştır. Ülkemiz, 2002 yılında Birleşmiş Milletler insani gelişmişlik sıralamasında 88'inci sıradayken, 2012 yılında yine bu listede 90'ıncı sıraya düşmüşse, maalesef, son on bir yılda bırakın iyileşmeyi, durumumuz daha da kötüleşmiştir denebilir. Bu durumda, dünyanın en büyük 16'ncı, Avrupa'nın en büyük 6'ncı ekonomisi olmakla övünmemiz de ne yazık ki anlamsız hâle gelmektedir.
Değerli milletvekilleri, üretimin çok daha ciddi biçimde desteklenmesine, yapısının değiştirilmesine, yeni sektörlerin devreye sokulmasına, bilgi ekonomisine geçişin hızlandırılmasına ihtiyaç vardır. Enerjide dışa bağımlılığı azaltan, boraks ve diğer kıymetli maden potansiyellerimizi değerlendiren yatırımlara öncelik vermeliyiz. Teknolojiye, AR-GE'ye, eğitime, sağlığa, tarıma ve turizm yatırımlarına daha fazla ağırlık vermeliyiz. İç ve dış yatırımcılar için uygulanan bürokrasi ve prosedürler en aza indirgenmelidir. Kalkınmaya önder olacak, iş olanakları yaratacak doğrudan sermaye yatırımlarına, GAP, DAP, KOP ve DOKAP gibi bölgesel kalkınma projelerine gerekli kaynak ayrılmalıdır.
Hükûmet, eğitimi yazboz tahtasına çevirmiş, eğitimde sınıfta kalmıştır. Çin, Hong Kong, Kore, Malezya ve Japonya gibi ülkeler eğitime ciddi yatırım yapıyorlar, OECD PISA araştırmalarına göre de ilk sıralarda yer alıyorlar. Türkiye ise dip sıralardan kurtulmak için eğitime daha çok yatırım yapmak ve eğitimde ciddi çağdaş reformlar yapmak zorundadır.
Değerli arkadaşlarım, dünyanın her yerinde üretime destek vermek amacıyla akaryakıt ve elektrik fiyatları düşürülürken biz de artırılmaktadır. Mazot fiyatı benzine yaklaşmıştır. 5 liralık benzinden 3 liralık vergi alınmaktadır. Çiftçimiz dünyanın en pahalı akaryakıtını, en pahalı gübresini ve en pahalı ilacını kullanmaktadır. Mersin'de narenciye üreticileri "2001 yılında portakalın kilosunu 60-70 kuruştan satıyorduk, şimdi 25-30 kuruşa satamıyoruz. 2001'de mazot 1 liraydı, şimdi 4,5 lira. İstanbul'da portakalı 3 liraya vatandaş yiyor, 1 liraya yese bu durum ağırımıza gitmez ama Sayın Başbakan bizim anamızı ağlattı." diyorlar.
Sayın milletvekilleri, inşaatta Çin'den sonra dünya 2'ncisiyiz; inşaat firmalarımızı kutluyoruz. Ne yapsınlar, yurt içinde TOKİ'yle haksız rekabet yapacaklarına yurt dışına gidiyorlar. Sayın Erdoğan Bayraktar "Geçen yıl TOKİ 50-55 milyon lira dolandırıldı, bunda bizim de sorumluluğumuz var." demişti. Sayın Bakan, bu sorumluluğunuzun gereğini yerine getirdiniz mi? Ne yaptınız? Yoksa, konuyu oğlunuza mı havale ettiniz? TOKİ, öncelikle, 174 üniversitemizin ihtiyacı olan YURTKUR'un öğrenci yurtlarını bir an önce yapıp bitirmelidir, öğrencilerimizi de kışta kıyamette perişan olmaktan kurtarmalıdır.
Sayın arkadaşlarım, Türkiye'de yatırımlar açısından öncelikli illerden bir tanesi de Antalya'dır. Bu kürsüden birçok kez ifade ettiğim gibi, Antalya demek, yılda 11 milyon turistin geldiği, 7 milyar dolar turizm geliri getiren il demektir. Antalya, Paris, Londra ve New York'tan sonra dünyada en fazla turist çeken 4'üncü, Avrupa'da ise 3'üncü il demektir. Antalya, sebze ve meyve ihracatında Türkiye'de 1'inci il demektir; nüfusta 6'ncı, sosyoekonomik gelişmişlikte 5'inci ildir.
Antalya demek, 80 ilden insanlarımızın gelip yerleştiği il demektir. Antalya, her yıl sele, su baskınına, doluya, dona maruz kalan, seralarını su bastığı, sebzeleri çürüdüğü, çiftçilerimizin elinin böğründe kaldığı il demektir.
GAP gibi, DAP gibi projelere bir de BAP (Batı Akdeniz Projesi) veya AP (Antalya Projesi) eklenmelidir. Batı ilçelerimizin birine havaalanı yapılmalıdır. Antalya çevre yolları öncelikle bitirilmelidir. Çubukbeli'ne tünel yapılmalıdır. Doğal gazın turizm ve seracılıkta kullanılması için tüm ilçelerimize yaygınlaştırılması sağlanmalıdır. Üretici bölgelerinin aleyhine olan Toptancı Hal Kanunu'nun yeniden düzenlenmesi sağlanmalıdır.
Sebzemizin, narenciyemizin, narımızın, elmamızın, mantarımızın, velhasıl malımızın para etmesini istiyoruz. İhracatın süreklilik kazanmasını, ihracat primlerinden üreticilere de pay verilmesini istiyoruz.
Antalya'ya hızlı tren projesi EXPO 2016'ya yetişecek denmişti, 2014 yılı yatırımına da alınmamıştır. Bu gidişle Antalya'ya ne Konya üzerinden ne de Eskişehir üzerinden 2016'ya hızlı tren de yetişmez, yavaş tren de yetişmez. Devletten aldığının fazlasını devlete veren bir il olan Antalya, bu yatırımları fazlasıyla hak etmiyor mu?
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yatırımlar konusunda gerçek şudur: Samanı bile dışarıdan ithal eder duruma geldikten sonra Hükûmet ekonomik yatırım yapmıyor diyebiliriz. Ne yapıyor? Siyasi yatırım yapıyor, ideolojik yatırım yapıyor, kendi partisine yatırım yapıyor, kendi yakınlarına, yandaşlarına yatırım yapıyor, çocuklarına yatırım yapıyor; laik cumhuriyete karşı, Atatürk'e karşı, Türk'e karşı, ne mutlu Türk'üm diyene karşı yatırım yapıyor. Bu tehlikeli, bu karşı devrim yatırımları Hükûmetin elinde er geç patlayacaktır. Bu yanlış gidişe, bu tehlikeli gidişe yüce Türk milleti sandıkta "dur." diyecektir.
Dün başlayan soruşturmaların selameti için ilgili bakanlar hemen istifa etmelidir. İstifa etmezlerse yine soruşturmanın selameti için derhâl görevlerinden alınmalıdırlar.
NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Soruşturmayı yürüten savcıları görevden aldılar, savcıları, bırak istifa etmeyi!
OSMAN KAPTAN (Devamla) - Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)