GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:35
Tarih:18.12.2013

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, Türk milletinin saygıdeğer milletvekilleri; 9'uncu madde üzerine şahsen söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.

Bütçe, kapsadığı dönem itibarıyla bütçenin uygulayıcısı olan hükûmetlerin gelir politikalarıyla gider politikalarının neler olduğunu, hangi önceliklere sahip olduklarını, siyasal ve sosyal tercihlerini gösteren belgelerdir. Bir başka açıdan ise bütçe, milletten alınan ve devlete geçen paranın nasıl harcanılacağını gösteren bir belgedir.

Bu bütçeyi hazırlayan ve dokuz gündür bizimle müzakere eden Hükûmet, dün, bu sefer gerçekten cumhuriyet tarihinin en önemli olayına imza atmıştır. Dün, alın yetkiyi, milletin ve devletin parasını harcayın dediğiniz bu Hükûmetin üyelerinin çocukları, akrabaları, yanlarında çalışanlar, belediye başkanları ve birçok yandaş iş adamları, birçok kişi, kara para aklama, ihaleye fesat karıştırma, imar yolsuzluğu, kaçakçılık gibi çok ciddi suçlardan gözaltına alındılar. Soruşturmanın sonucu nereye gider, kime dayanır henüz bilmiyoruz ama sizlerin, iktidar partisi milletvekillerinin "Beyler, ne oluyor?" deme vaktiniz hâlâ gelmedi mi? "Bu olan biten nedir, bu kadar cüretkâr bir soruşturmanın içinde muhakkak doğrular vardır, Hükûmet bize Başbakan aracılığıyla izahta bulunmalı." talebiniz olmayacak mı? Yoksa "Beni milletvekili yaptılar, bana ne, ne güzel ceylan derisi koltukta oturuyorum, iyi bir maaş ve itibar sahibiyim." mi diyeceksiniz? Ya da "Bizim de kredi ve teşvik, ihale gibi işlerimiz var, aman sessiz kalayım da sekteye uğramasın." mı diyeceksiniz? Veyahut "Beni zamanında bürokraside terfi ettirdiler, o zaman da salla başı, al maaşı, şimdi de." mi diyeceksiniz?

Tercih tabii ki sizin ancak hatırlatmak isterim ki işler bu noktaya gelmeden evvel bu kürsüden ve birçok yerden sizlere uyarılar yapıldı, "Bu Hükûmet yolsuzluğa bulaşmış." denildi, "bizim" diye sahip çıktınız. Elli defa Kamu İhale Kanunu değiştirildi, itiraz ettik, parmak çoğunluğunuzla reddettiniz. "TELEKOM özelleşiyor, pis kokular geliyor, kasasında milyara yakın parayla devrediliyor." dediğimizde "Usta bilir." dediniz. 55 milyon dolarlık Balıkesir SEKA, 1 milyon 100 bin dolara Sayın Başbakanın dünürüne satılıp Danıştay satışı iptal ettiğinde Özelleştirme Kanunu'nu değiştirip yargı kararını etkisiz kılan düzenlemeye imza attınız.

Partinizin bir genel başkan yardımcısının ilk defa rüşvetin belgesiyle yakalandığını görmezden geldiniz.

Gemlik'te bir gübre fabrikası deposunda 33 milyon dolarlık gübreyle 85 milyon dolara 5 taksitle satıldı, o gübre kokusunu bile duymadınız.

Sabah-ATV grubu satıldı, satın alan kişi Sayın Başbakanın damadını Genel Müdür yaptı. Satışı için iki kamu bankası her türlü kuralı çiğnedi, kredi verdi. Yani, devletin parasıyla devletin malını aldılar, olayın içine bakmak yerine, ATV'nin dizilerine baktınız.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tanesi 1 milyon 200 bin avroya metrobüs aldı yani Türk parasıyla tanesi 3,5 trilyona otobüs aldı, "Kadir Ağabeyimiz." deyip geçtiniz.

Cuma günü 14.30'da 16 milyon TL'lik ihale onayı veren, 16.30'da ihale ilanına çıkan, takip eden pazartesi sabah dokuzda ihale yapan, o işe münhasır 10 milyon TL'lik teminat mektubunu ihaleden on gün önce hazırlayan firmaya işi veren valinin işi tezgâhlayan milletvekilinizin ricasıyla batıya daha iyi bir ile tayin edilmesine "Terfi" dediniz.

İnsanımızın fitre, zekat ve kurban paralarını zimmetine geçirenlerin soruşturmasını köstekleyen Hükûmete, hatta soruşturma yapan savcıların sudan bahanelerle yargılamasına, bu savcıların "Dokunulmaz, yaklaşılmaz bir hırsızlar imparatoru var." ifadelerine üç maymunu oynadınız.

Bütün dünyada sorgulanan ve yargılanan Mercedes ve Siemens'in rüşvet iddialarını merak bile etmediniz. Sabaha kadar saysak zaman yetmez.

Şimdi, bugün, 17 Aralık depreminden sonra sakın bize "Vallahi yeni duyduk, Allah Allah neler olmuş? İftiradır. Yaptığımız bir cihat. Yoldan çıkma olabilir. Cemaatin işleri..." filan demeyin. Bu soruşturmalardan dolayı failler muhakkak Türk adaleti önünde hesap vermelidir, ucu nereye dayanırsa dayansın, sonuna kadar gidilmelidir.

Ancak, Adalet ve Kalkınma Partisinin ehli namus milletvekilleri için bir fırsat vardır ve fırsat da bu Hükûmetin hemen bugün sorgulanmasıdır. Eğer bu yapılmaz ise bu yolsuzluk, usulsüzlük ve kaçakçılığa suç ortağı olmak anlamına gelir ki belki bu dünyada bundan sıyrılmak mümkün olur ama mahkemeikübrada kaçmak ve gizlenmek asla mümkün değildir.

Bu düşüncelerle bütçenin hayırlı olmasını diler, Türk milletinin milletvekillerini saygıyla selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)