GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:35
Tarih:18.12.2013

RAMİS TOPAL (Amasya) - Bütçe kanunun 12'nci maddesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi ve ekranları başında bizi izleyen sayın vatandaşlarımı saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz yıllardaki bütçeler, Türkiye'ye ve Amasya'ya neler kazandırmış şöyle bir bakalım: Orman ve Su İşleri Bakanlığının ORKÖY aracılığıyla orman köylüsünü 18 bin TL borçlandırıp süt ineği diye verdiği inekler, kesimlik et ineği angus çıktı. Türkiye'ye çağ atlattığını söyleyen Hükûmet; hâlâ Amasya'da içme suyu bulunmayan ya da zehirli içme suyu bulunan köylerimiz var. Bu köyler adına ben buradan Hükûmete soruyorum: Bu köylerimiz ne zaman temiz içme suyuna kavuşacak? Buna ek olarak, yıllarca bitmeyen Amasya sulama göletleri yanına bir de Amasya merkezde Aydınca Barajı eklendi.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının projeler düzenleyerek, köylülere yardım olsun diye 7 bin TL'den başlayıp 4 bin TL'ye verdiği ineklerin bugün piyasa değerleri 1.500 TL'dir.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gelince, güzelim Yeşilırmak üzerine 22 tane HES projesine izin verdi. Yeşilırmak havzasını can suyuna muhtaç bıraktı. Amasya'nın dünya markası olmuş elmasının, çiçek bamyasının suyunu keserek onları yok etmeye çalıştı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ise ön adı "yeşil" olan Amasya'ya termik santral yapmak için kolları sıvadı. Sevdası için dağları delen bir Ferhat'ı vardı Amasya'nın. Şimdi ise Amasya'yı, Suluova'yı, Merzifon'u kül ve zehirli havayla doldurup yaşanmaz hâle getirmeye çalışan bir Enerji Bakanımız var.

Ulaştırma Bakanlığı on yıldır bir kamyon, bir greyderle Amasya'ya çevre yolu yapmaya çalışıyor. Ne yazık ki bitiremiyor, bitecek gibi de gözükmüyor. Yetmiyor, 21'inci yüzyılda yolları asfalt olmayan ya da asfaltları bozulmuş, derin çukurlar olan köy yolları var. Köylüler, köylere gidip gelirken bu yollara düşmemek için, çukurlara düşmemek için ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Bu mu çağ atlamış Türkiye?

Dışişleri Bakanlığı tüm komşularımızla aramızı bozdu. Türkiye'nin en fazla soğanını üretip komşulara satan Amasya'nın, soğanlarını satamayıp Yeşilırmak'a dökmesine sebep oldu.

Millî Eğitim Bakanlığı, ilçede norm kadro fazlası öğretmen bulunmasına karşın, köylere öğretmen atama yerine, köydeki öğrencileri ve köylüleri ilçelere göç etmeye zorladı.

Maliye Bakanlığı çiftçiye, memura, emekliye zam verirken cimri davrandı; mazota, gübreye, elektriğe, besi yemlerine, suya ve benzeri temel ihtiyaçlara zamma gelince eli çok açık ve bonkör davrandı.

Ekonomi Bakanlığı kişi başına düşen millî gelirin 10.500 doları geçtiğini söylüyor ama Amasya'da kimse kredi kartı borçlarını, Ziraat Bankasına olan borçlarını, tarım kredi kooperatiflerine olan borçlarını kapatamadı; aksine, her geçen yıl borçları daha da arttı. Bu gidişle kapatmaları da imkânsız görünüyor.

Sağlık Bakanlığına gelince, hastanelerin eksik olan doktor ve araç gereçlerini tamamlayacağı yerde, Amasya Merzifon'daki hastane tabelalarından "T.C." ibaresini kaldırmayı Amasya'ya büyük hizmet olarak gördü.

İçişleri Bakanlığı milletin huzurunu ve güvenliğini sağlayacağı yerde, Gezi olaylarında insanların ölümlerine, gözlerini kaybetmelerine ve yaralanmalarına sebep oldu. Taksim Divan Oteli önünde benim burnumu kıranlar da dâhil olmak üzere suçluları yakalayamadı.

Adalet Bakanlığı suçluları yakalayıp adaletin karşısına çıkaracağına suçluları koruma yoluna gitti. Her vatandaşın hukuk karşısında eşit hissetmesini sağlayacağı yerde Amasya Gümüşhacıköy'de liseyi kapatıp bir hapishane verdi.

Gençlik ve Spor Bakanlığına gelince, yapamadığı yurtlar yüzünden bırakın durumu iyi olan ailelerin çocuklarını, asgari ücretle geçinen ailelerin çocuklarını bile yurtlara yerleştiremedi. Çocuklarımız üniversite eğitimlerini yarım bırakmak zorunda kaldı.

Ben, Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu üyesiyim. Bu Komisyonun görevinin ne olduğunu, hangi amaç için kurulduğunu hâlâ anlayamadım. Komisyonda ülke çiftçisinin, besicinin sorunlarının tartışılacağını, kanunlar, teklifler hazırlanacağını düşünüyordum. Ancak bu Komisyon, üç yılda 13 defa toplandı. Bu Komisyona Tarım Bakanı bir defa katıldı. Tarımdaki sıkıntılar bir defa konuşuldu. Kalan 12 toplantıda ise, 2/B arazileri ve uluslararası anlaşmalar konuşuldu. Nasıl bir Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu bu komisyon, bilemiyorum!

Üç yıl içinde Amasya'mıza birçok bakan geldi, gitti. Hiçbir bakan Merzifon'a, Taşova'ya, Suluova'ya, Göynücek'e, Hamamözü'ne, Gümüşhacıköy'e gidip "Buradaki sıkıntılar, sorunlar nedir?" diye sormadı. Her geldiklerinde o güzelim Amasya'nın tarihî yerlerini, camilerini, müzelerini gezip turistik seyahat yaparak gittiler.

2014 bütçesinin de, diğer bütçeler gibi, Türkiye'de ve Amasya'daki çiftçinin, köylünün, esnafın, emeklinin durumunun daha da iyileştireceğini düşünmüyorum. Bu bütçeyi bir cümlede özetlemek gerekirse "Kayınpeder enişte, çiftçi, memur, vatandaş, hiç şaşırmadık bu işe!" diyor, saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)