GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BDP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:110
Tarih:23.05.2012

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; BDP grup önerisinin lehine söz almış bulunmaktayım. Emekten ve alın terinden yana olan tüm milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bugün KESK yurt genelinde görevini yapıyor ve üretimden gelen gücünü kullanarak grev yapıyor, hepinizin haberi vardır. Emekçiye bu komik zammı reva görenlerin utanma duyguları kalıp kalmadığını sorgulamaya davet ediyorum ve alanlardaki emek mücadelesi veren tüm emekçileri milletin bu kürsüsünden sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Bingöl ili doğunun her türlü zor koşullarını yaşayan, bir yanda terör belası ile boğuşurken diğer yanda depremle cebelleşen, bir yanda ekonomik zorluklarla mücadele ederken diğer yanda itilmişlikle ve kimlik sorunlarıyla uğraşan, sürekli göç veren, ancak tüm bunlara rağmen, onurlu insanlarıyla dimdik ayakta duran son derece özel bir kenttir. Ben de bu kentin gönüllü milletvekili olmaktan gurur duyuyorum, iftihar ediyorum ve her fırsatta Bingöl'ü ziyaret ederek onların sorunlarını yakından izliyorum. Geçen hafta üç gün boyunca Bingöl'deydim, Bingöl'ün her tarafını gezdim ve sorunlar hakkında da bilgi aldım. Ama bugün Bingöl'ün sorunlarını burada konuşurken, BDP'nin Bingöl Milletvekili konuşuyor, CHP'nin gönüllü milletvekili konuşuyor ama Bingöl hakkında konuşacak bir milletvekili yok.

EŞREF TAŞ (Bingöl) - Buradayım.

AYTUĞ ATICI (Devamla) - Bir milletvekili çıkıp konuşmuyor. Dönüp bakıyoruz?

AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) - Hepimiz her yerin milletvekiliyiz, Türkiye milletvekiliyiz.

AYTUĞ ATICI (Devamla) - Tabii hepimiz Türkiye milletvekiliyiz efendim, ama Bingöl özel bir kenttir. Bingöl halkı, kendi seçtiği milletvekillerinin, kendi seçtiği bakanın bu kürsüden sorunlarını dile getirmesini istiyor. Hangi bir gün çıkıp konuşuyorsunuz? Bingöl'ü konuşuyoruz, nerede bakan? Bingöl, çıktı bir bakan gönderdi buraya, nerede bakan, Bingöl'ün sorunlarını konuşurken nereye gitti? Yok. Ama, birazdan size onun söylemlerini aktaracağım. Şimdi bakın?

EŞREF TAŞ (Bingöl) - Ben buradayım.

AYTUĞ ATICI (Devamla) - Nerede olduğunuzu ben şimdi size söyleyeceğim, hemen söylüyorum çok merak ettiysen.

Bakın, Bingöl'ün sosyopolitik yapısına baktığımız zaman muhafazakâr bir yapı görürüz. Bingöl halkı size güvendi, AKP'ye güvendi ve büyük bir çoğunlukla bu partiyi destekledi. 2007 yılında Meclise 3 milletvekili gönderdi, 3 milletvekilinin 3'ünü de AKP'den gönderdi ancak bir de baktı ki, sürekli hayal kırıklığına uğruyor. Bir Allah kulu çıkıp da burada Bingöl'ün sorunlarını dile getirmiyor hiçbir şekilde. Bakana baktı, bakan da aynı keza, hiçbir şekilde gündeme getirmediği gibi, yolsuzluklar aldı başını gitti diyor ve 2011 seçimlerinde, "Acaba sesimizi muhalefet duyurur mu?" diye 1 milletvekilini BDP'den seçerek buraya gönderiyor. Yani sizi cezalandırıyor. Haksız mı? Haklı, çünkü siz Bingöl'e sahip çıkmadınız, çıkmayacaksınız. Bir daha ki seçime biz de Bingöl'den milletvekili çıkararak Bingöl'ün sesini, doğunun, güneydoğunun sesini burada yankılandıracağız, bundan da haberiniz olsun.

Şimdi, BDP grup önerisi gündeme geldi, ben, bundan daha önce bir soru önergesiyle aynı konuyu gündeme getirmiştim. Bir soru önergesi verdim, dedim ki; "Bingöl ili Karlıova ilçesi Hacılar köyünde Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünce bir sondaj çalışması yapıldı ve ekonomik değeri yüksek?" Bakın -oradaki halkı bilen milletvekilleri bilir- fakruzaruret içerisindeki millet, ekonomik değeri yüksek bir jeotermal su bulunduğundan dolayı çok mutlu oldu ve Bingöl Milletvekili aynı zamanda Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, bu doğal kaynağın Bingöl'ün öz malı olduğunu söyledi -çıksın konuşmalarını kontrol etsin- dedi ki: "Bölge halkına yararlı olacaktır, refaha katkı yapacaktır, işsizliği azaltacaktır." ve dedi ki: "Velhasıl Bingöl'ün makûs  talihi değişmeye başlamıştır." Bakan ya, koskoca Bakan? Halk güvendi buna ve hayaller kurmaya başladı. Ben oraya gittiğimde dedi ki: "Burada bir su çıktı, biz bu suyla neler yapmayız ki? Evlerimizi ısıtırız -oradaki ahırlar evler kadar önemlidir çünkü insanların yaşam kaynağı hayvancılıktır, tabii sizden geriye bir şey kalırsa- ahırlarımızı ısıtacağız, seracılıkta kullanacağız, hatta ve de hatta Batı'ya özendik buralara turistik tesis yapacağız." Ne oldu? Bir sabah uyandılar baktılar ki, bu sıcak su kaynağı tamamen satılmış, ihaleyle birilerine devredilmiş. Şaka gibi ya, şaka gibi?

EŞREF TAŞ (Bingöl) - Gidip girseydin, gidip girseydin.

AYTUĞ ATICI (Devamla) - Ben senin gibi tüccar değilim. Ben bir milletvekiliyim ve tüccarlarla iş birliği yapmam, bunu da hiçbir zaman unutma. Bütün hayallerini suya düşürdünüz Bingöl halkının. Benim derdim, ihaleyi kimin aldığı değil, benim derdim bu ihalede yapılan yolsuzluklar. Benim derdim, bu ihaleyle sizin, Bingöl halkını hayal kırıklığına uğratmanız.

Bakın, ben iki bakana bu konuyu, bu soruyu tevdi ettim. Bir tanesi, Enerji Bakanımız Taner Yıldız. Soru önergesi verdim. Bakın, ne komik şeylerle cevaplandırmış beni. Demişim ki: Jeotermal su kaynakları devlet eliyle halkın yararına kullanılabilecekken? Bakın, devlet eliyle? Ben  burada ihaleden bahsetmiyorum, buradan oturduğunuz yerden "Sen de girseydin." deyip ticari kafanızı bana burada sergilemeyin. Biz bu kaynakların  devlet eliyle, halkın yararına kullanılabileceğini söylüyoruz. "Hangi gerekçelerle bu kullanım hakkını devrettiniz?" diyoruz. "Bu gerekçe, bu gerekçeniz, halkın ortak yararından üstün müdür?" diyoruz. Komedi gibi bir cevap: "Efendim MTA tarafından bulunmuştur. MTA söz konusu jeotermal kaynakları falanca yasaya göre almıştır. Arzu edilirse buradan ısınma, sera hizmetlerinden yararlanılacaktır." Böyle bir komiklik olur mu? Böyle içi boş bir cevap olur mu? Siz burayı halkın yararına sunacaksınız ama işletmeci eliyle. İşletmeci buradan kâr etmeyecek mi? Edecek. Sen ne güne duruyorsun devlet olarak? Niye sen bunu halkın yararına kullanmıyorsun da kalkmışsın peşkeş çekmişsin? Buradaki suyun kullanım parasını kim verecek? Gene bu halktan alacaksınız.

Sormuşuz: "İhaleye hangi şirketler katıldı, ihale bedeli nedir?" El cevap: Ben de zannettim ki bir sürü şirket katılmış, bir tane şirket katılmış. İsmi de İnternette olduğu için söylüyorum, Öz Yapıcılar İnşaat Ticaret Sanayi Şirketi. KDV hariç 470 bin dolara? Fazla gibi geldi değil mi size? Birazdan size anlatacağım, bu rakamı unutmayın, Bingöl halkı siz de unutmayın, 470 milyon? Affedersiniz, yanlış söyledim, 470 bin dolar. Komik bir rakam. 470 bin dolara ihale etmişler, hem de yüzde 20'si peşin, geri kalanı dört yıl taksitle, dört ay değil, dört yıl taksitle devretmişler değerli arkadaşlar.

Sonra demişim ki başka hangi şirketler katıldı? "Vallahi başka kimse katılmadı." Bunları birazdan yolsuzlukla ilgili konularda gündeme getireceğim zaten.

Demişiz ki peki, hadi 470 bin liraya verdiniz, yine kanun gereği, masraflar düştükten sonra sizin Bingöl İl Özel İdaresine para vermeniz lazım, kalan paranın yarısını Bingöl İl Özel İdaresine devretmeniz lazım. Ne kadar devrettiniz?

Bakın, Bingöl İl Özel İdaresi, doğrudan doğruya Bingöl halkına hizmet edecek bir yapıdır. Kalktılar bize dediler ki: "Efendim, el elde, baş başta." Nasıl el elde, baş başta? "Vallahi masraflar 470 bin, biz de bunu 470 bine verdik, bir kuruş bile parayı Bingöl halkının yararına sağlamadık." İmza: Taner Yıldız.

Biz buna tabii çok sinirlendik ve burada bir tartışma sırasında Bingöl'ün Bakanı Cevdet Yılmaz'a da sorular sorduk. Dedik ki yahu kardeşim siz bu suyu nasıl peşkeş çektiniz, siz hiç utanmadınız mı bunu yaparken? Bize verdiği cevap şu: "Efendim, siz bunu soru önergesi yapacakmışsınız." Ee? "Siz verin bir sürü soru önergesi, biz de sizi işte soru önergesi şampiyonu ilan edelim." gibisine işte tutanaklarda bunlar var, diyor. Çıkıyor, burada Bingöl adına konuşan AKP Milletvekili, o da diyor ki: "Meclisi meşgul ediyorsunuz Bingöl'ün sorunlarıyla."

Buradan şikâyet ediyorum: Evet, biz Meclisi Bingöl sorunlarıyla işgal ediyoruz. Sizin gibi davranmıyoruz, Bingöl'ü perişan ettiniz, biz de o sorunları buradan konuşuyoruz.

Bakın, ne diyor Bingöl'ün sorununu konuşan Bingöl Bakanı? Diyor ki: "Ben nöbetçiyim valla burada. Böyle olur olmaz sorular soruyorsunuz, bizi zor durumda bırakıyorsunuz." Aynen söylediği şey bu. Daha sonra biz sorularımıza devam ediyoruz, diyoruz ki: "Yahu, bu halkın yararına kullanılacaktı, niye böyle yapıyorsun?" Diyor ki: "Kardeşim, biz burada suyu bulduk, tabii ki biz kullanacağız. Sanki biz suyu aldık başka ile mi götürdük, sanki Bingöl'ü mahrum mu bıraktık?" Kimin sözlerine benziyor? Başbakanın sözlerine benziyor. Buradaki vatan toprağını satarken şöyle demişti Başbakan: "Ne var sanki, toprağı alıp, sırtlayıp götürdüler mi? Toprak yine burada kaldı." Tutanaklarda var. (AK PARTİ sıralarından "Doğru" sesi) Buradan da "Doğru" diyor, aynı şekilde siz de Bakanın bu konuşmasını alkışlamışsınız "AKP sıralarından alkışlar" diye not düşmüş. Yani Bakan Bingöl'ün suyunu satıyor, siz de alkışlıyorsunuz, aferin size! (CHP ve BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.