| Konu: | SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 42 |
| Tarih: | 02.01.2014 |
RUHSAR DEMİREL (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Milliyetçi Hareket Partisinin 47'nci maddede verdiği önerge üzerine parti grubumuz adına söz almış bulunuyorum.
Valla devri iktidarınızda zaten sağlığın tanımı korkarım ki değişecek. Dünya Sağlık Örgütü onlarca yıl önce bir tanım yaptı "Sağlık, bedenen, ruhen ve sosyal çevreyle birlikte iyilik hâlidir." diye.
Bakalım ne kadar sağlıklıyız? Aciline 90 milyon hastanın başvurduğu, 2 milyar kutu ilaç tüketilen, milyonlarca MR çekilen ve sahte ilaç cenneti olan bir ülkedeki insanların sağlığından söz edilebilir mi? Maalesef söz edilemez. O yüzden, daha önce yasayla ilgili bir konuşmada ben Bakanlığın adının değiştirilmesini bile teklif ettim parti grubumuz adına "tedavi hizmetleri bakanlığı" olması çok daha uygun olur diye.
Mesela tutarsızlıklarınız var, diyorsunuz ki: "Bu ülkede doktor açığı var." Hekim açığı varsa, hekimlerin çalışmasını, çalışma alanını ve çalışma saatlerini neden kısıtladığınızı makul bir şekilde ifade eden hiçbir açıklamanız yok sizin de daha önceki bakanların da. Diyorsunuz ki: "Bu ülkede 18 yaşına kadar herkes devletin güvencesi altındadır, sağlık hizmeti alır." Örnek veriyorum: Doktor Ersin Arslan'ı öldüren çocuk 17 yaşındaydı, bir çocuktu. Öldürme sebebi, sizin hatalı politikalarınız, Sosyal Güvenlik Kurumunun 18 yaşına kadar olan herkesi kapsamamasının örneğiydi. Ama daha acı bir örnek: İki hafta önce Konya'da Ayaz bebek. Hani siz bütün anneleri muayene ediyordunuz? Hani siz gebe kontrolleri yapıyordunuz? Hani Türkiye'de kişi başına muayene sayısı yıllık 8,2'ydi Sayın Bakan? İstatistik yayınlıyorsunuz. Ayaz bebeğin annesini hiç muayene etmediğiniz, bebeği hiç muayene etmediğiniz, askerdeki babasıyla da hiç kimsenin iletişim kurmadığı haberlerden topluma yansıyan örnekler.
Tabii ki bunlar çok normal şeyler çünkü siz devri iktidarınızda, bu on bir yıllık tek başına yaptığınız iktidarda, bu ülkenin moral değerlerini sıfırladınız. Öyle bir sıfırladınız ki bu yasada da var. Mesela diyorsunuz ki: "Ruhsata aykırı ilaç mı ürettin? Ver parasını, yürü git."
Sayın Bakan, her şey para değildir. Hükûmetinizin de ifadesi bu. Bakın, bakan çocuklarının, eski bakan çocuklarının evinde para bulunuyor, partinizin yetkilileri çıkıp diyor ki: "Ülkeden çıkan para, ülkeye giren para..." Para geliyorsa her ayıbın üstünü mü örteceğiz? Ama mantığınız bu ve hazırladığınız yasalarda da bunlar var. Nitekim, bu şiddetle ilgili yasada da var. Eğer siz her şeyi para diye görürseniz, her şeyi maddiyat üzerine kurarsanız, bu toplumun ruh sağlığının, bu toplumun toplumsal sağlığının iyi olmasını kim bekleyebilir? İşte, bu sebeple, hastanelerdeki doktorlar en çok şiddete maruz kalıyorlar. Nerede biliyor musunuz? Sizin o 90 milyon insanın muayene olmasıyla övündüğünüz acillerde. Çünkü hastalara öyle bir açıklama yapıyorsunuz ki...
Mesela, şimdi, biyometrik okuma geldi. Acile gidene "Biyometrik okuma yok." diyorsunuz. Yani Nasrettin Hoca'nın torunlarıyız, amenna ama siz Nasrettin Hoca'nın torunu olmaktan öte bir duruma geçtiniz. Sizin durumunuz çok enteresan. Acile giden bu hastalar ne yapıyorlar? Sırada beklemek istemiyor, triyaj yapılmıyor. Bu sefer sağlık çalışanlarının hepsine şiddet uyguluyorsunuz.
İşte, biz, bu önergemizle, sağlık hizmeti veren -özel kurumlardaki de- bütün personelin, tüm personelin güvence altına alınmasını istiyoruz. Ha, bu yalnızca sağlıkta mı var? Kamuda çalışan herkesin var. Hatta ve hatta şu salonda millete vekâlet etmek isteyen bizlere de uyguluyorsunuz. Bir dakika konuşup on dakika ara veren bir Meclis Başkanı var. Böyle bir şey, böyle bir yasama, böyle bir yasamayı uygulama olabilir mi? Olamaz. Ama hayatta kıbleniz eğer yalnızca yazarkasalar, hayatta kıbleniz yalnızca odalardaki kasalar, para sayma makineleri olursa, amenna. Her şeyin üstünü ört. Parayı veren düdüğü çalıyor devri iktidarınızda.
Yalnızca bir şey söylemek istiyorum: On bir yıldır tek başına hükûmet eden sizin partiniz, siz de bu partinin üç dönemdir milletvekilisiniz, buradaki birçok arkadaş da öyle. Muktedir oldunuz, bundan herkes emin. Yasamanın, yürütmenin, yargının, hepsinin muktediri olmuştunuz ama bugün, yine, paralel devletten bahsediyorsunuz. Sizler öyle bir düzen kurdunuz ki, Tam Gün Yasası çıkardınız, bu yasadan hastaneden ayrılan doktorları kendi yakınlarınızı ameliyat ettirmek için, hatta Başbakanı ameliyat ettirmek için o hastanelere getirdiniz. Yani her şeyin arkasından dolanmayı siz öğrettiniz bu millete. YouTube'a giremeyenlere nasıl gireceğini de öğreten Sayın Başbakanın kendisiydi. Kendi canınız söz konusu olduğunda tam günü delen, kendi çocuklarınız söz konusu olduğunda mahkemelerde, hapishanelerde ziyaretin kapısını sonuna kadar açan; şarkıcıyla, türkücüyle, bizim vergilerimizle oraya buraya uçak kaldıran devri iktidarınızda sağlık çalışanları artık şiddetten ölüyor. Umuyoruz, sizden ve bu şiddetten hep beraber kurtuluruz.
Saygılarımla. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)