GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:42
Tarih:02.01.2014

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygıdeğer üyeleri; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum, savaşsız ve sömürüsüz bir dünya dileğiyle mutlu yıllar diliyorum.

480 sıra sayılı Kanun'un 48'inci maddesi üzerindeki değişiklik önergesi üzerine söz almış bulunuyorum. Bu maddede "İlk yardım eğitimlerinde teorik ve uygulamalı sınavlar için katılımcılardan alınacak sınav ücreti ile sınavlarda görev alan sınav gözetmenlerine ödenecek ücretler, her yıl Sağlık Bakanlığınca yıllık enflasyon oranları hesaba katılarak belirlenir." diyoruz çünkü burada belirlenecek olan ücretin Bakanlığın iki dudağı arasında bir ücretle belirlenmemesi gerekiyor, bunun enflasyon oranında doğru bir ücretle belirlenmesi gerekiyor.

Değerli arkadaşlar, sayın milletvekilleri; torba yasa 8 madde sonra burada yasalaşacak, bir aksilik olmadığı takdirde de Sayın Cumhurbaşkanının onayına sunulacak ve o imzaladıktan sonra da yürürlüğe girecek ama birkaç şeyi hatırlatmak isterim size.

Bu yasayla hekimlik yapmak suç hâline getiriliyor. Evinizde komşunuz sizin tansiyonunuzu ölçebilir ama mesela, siz hekimsiniz, doktorsunuz, dışarıda yürüyorsunuz; bir vatandaş düştü, tansiyonu düştü, orada yığıldı kaldı, nabzı düştü, ölçmek istediğinizde, müdahale etmek istediğinizde bunu yapma şansınız bir hekim olarak sizin elinizden alınıyor. Buna güler misiniz ağlar mısınız çok merak ediyorum. "Acil hizmet olay yerine gelene kadar hastaya doktorun bakma hakkı varmış." diyorsunuz. Peki, kim o acil hizmeti verecek olan? Yine yasayla düzenleniyor, acil durumlara müdahale eğitimi almış asker veyahut da polis buna bakacak ama bir hekim buna bakamayacak arkadaşlar. Bu nasıl bir kanun düzenlemesidir, bu nasıl bir yasal düzenlemedir? Yani, gözünden, başından yaralı, bacağı kırık bir yurttaşa hekim yardım edemeyecek ama tıp eğitimi almamış bir asker ya da polis bu hizmeti verebilecektir arkadaşlar. Böyle bir yasal düzenleme olabilir mi, bunu nasıl kabul edebilirsiniz? İşte, bugün burada bu yasayı geçiriyorsunuz ve buna "evet" diyorsunuz. Bir hekimin birine yardım etmesi nasıl suç olabilir, nasıl bir kabahat olabilir, nasıl bir günah olabilir arkadaşlar? Bu nasıl cezalık bir suç olabilir ki? Hasta bakmak rüşvet, şantaj, hapisten kaçma, kamu görevlisine saldırma kadar hapis cezası olan bir suç nasıl olabilir arkadaşlar?

Bu torbadaki maddelerin her birisi hakkında çok şey söyledik, çok şey yazıldı, çok şey çizildi ama sizler ne yazık ki bizleri dinlemediniz ve bu yasaya da "evet" oyunu vererek buradan geçireceksiniz. Bu torba yasanın pek çok maddesi Anayasa'ya aykırıdır, kişi hak ve hürriyetlerine aykırıdır. Bu yasada zorla çalıştırma vardır, halkın, işçinin sağlığını hiçe sayma da; Türkiye'de tıp okumaya da ceza vardır, köleleştirme de. Görüyoruz ki sağlıkta dönüşüme torba dayanmamaktadır. Ne yazık ki bu torba da öncekiler gibi delik deşiktir.

Değerli milletvekilleri, bugün Türkiye'de hastanelerde yaklaşık 12.800 sendika üyesi işçi çalıştırılmaktadır taşeronda ama bu taşeron işçilerin 120 bine yakını kamuda, 20 bini özel sektörde. Toplam, hastanelerde taşeronda çalışan işçi sayısı 150 bin civarındadır arkadaşlar ama bunların kimisi teknisyen, kimisi hemşire, kimisi anestezide çalışıyor, kimisi hekimlik yapıyor. Taşeronda bunlar arkadaşlar ama örgütsüz. Bunların sendikalı olanları toplu sözleşme yapmak için gittiğinde ne yazık ki orada sendika yetki alamamaktadır ve toplu sözleşmeyi bağıtlayamamaktadır. Neden? Çünkü taşeron firmalar daha çok "inşaat, turizm, gıda ve sağlık" diye şirketler kurmuş, inşaat işi de yapıyor, gıda işi de yapıyor, sağlık işi de yapıyor, turizm işi de yapıyor. Yetki için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına gittiğinizde "Bu bir sağlık şirketi değil, bir inşaat şirketidir. Dolayısıyla, orada size yetki verme şansımız yok." deniyor. Burada esas olan çalışan işçiler. Taşeronda çalışanlar bir hastanede çalışıyorsa, esas işveren burada hastanedir ve sağlık iş koluna girmektedir. Ama ne yazık ki, burada bir muvazaa söz konusudur. Bu muvazaadan dolayı da sendika toplu sözleşme yapamadığı için de işçiler kaderlerine terk edilmiştir ve toplu sözleşme yapamamaktadır. 150 bin işçi, bugün, işverenlerin iki dudağı arasındadır arkadaşlar. Bu taşeron uygulaması yanlıştır, bu uygulama külliyen yanlıştır. Ama esas olan, bu Hükûmet sağlığa zararlıdır, AKP sağlığa zararlıdır diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)