| Konu: | SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 42 |
| Tarih: | 02.01.2014 |
MEHMET ŞEKER (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; bu önerge ne getiriyor? Bu önerge, aile sağlığı merkezinde çalışan hekim arkadaşlarımızın, bulundukları illerin, ilçelerin hastanelerinde acil nöbeti tutmalarını getiriyor. Tabii, burada en büyük sıkıntı, baştan tartışmamız gereken sıkıntı şu: Niçin acil servislere bu kadar hasta gidiyor? 75 milyon nüfusu olan bir ülkenin acil servisine 90 milyon hasta gitmesi kabul edilebilir bir değer değil. Değerli arkadaşlar, bunun nedeni şu: Acil servislerden katkı payı alınmıyor, diğer polikliniklerden katkı payı alınıyor ve acil servislerde bazı tetkikler yapılırken kısıtlama getirilmiyor ama polikliniklerde, örneğin, tetkik ücretini ödemiyor, belli bir rakam ödeniyor. Bu sebepten dolayı da vatandaş acil servislere daha çok gidiyor hem acil servisleri meşgul ediyor hem gerçekten acil olan insanlar bu hizmetten faydalanamıyor hem de orası ciddi anlamda ülkenin ekonomik olarak sıkıntılarını çektiği bir yer oluyor. Peki, ne yapmamız lazım? Öncelikle, acil servislere giden bu hasta sayısını azaltmamız lazım, bunun için girişimde bulunmamız lazım.
Yine, aile sağlığı merkezleri, aile hekimleri bu ülkede gündeme getirilirken yapılması gereken en önemli olay koruyucu sağlık hizmeti olması gerekirken, aile sağlığı merkezinde çalışan aile hekimi arkadaşlarımızı reçete yazan hekimler konumuna getirdik. Bu da tabii, ülke ekonomisi için ciddi kayıptır.
Peki, burada çalışan arkadaşlarımızın sorunları yok mu? Var. İşte, bu nöbet, çok önemli bir sıkıntı. Bu arkadaşlarımız, poliklinik yapan, hizmet veren arkadaşlarımız acil servise gidecekler, kurşunlanan, bıçaklanan, trafik kazası geçiren, kalp krizi geçiren arkadaşlarımıza, hastalara müdahil olmaya çalışacaklar. Tabii, ne kadar olacaklar, bu da tartışma konusu.
Bu ülkede acile başvuran hastaların yüzde 70'i acil hasta değil, maalesef, poliklinik hastası. En önemli neden -bahsettiğim gibi- katkı payı alınması. Aile hekimliğinden reçete katkı payı alınıyor. Eğer bunu kaldırırsa Bakanlık, aile hekimliğinden, reçeteden alınan katkı payını kaldırırsa acil servislere giden hasta sayısı azalır, reçete yazdıran vatandaş, aile hekimine gider ve bu reçeteyi yazdırır.
Yine, dünyanın hiçbir yerinde acilde tıp eğitimi yok. Sayın Bakanlık yetkilileri diyorlar ki: "Bu da bir eğitim." Doğru ama orada bir eğitim olmayacak, insanlar harala gürele çalışacak, hasta gelecek, onlara müdahil olmaya çalışacaklar.
Yine, aile hekimlerinin çok ciddi bir sorunu arkadaşlar: 2010, 2011 ve 2012 yıllarında maaşları aynı, hiçbir artış maalesef yok. Yine, bu arkadaşlarımızın, ödeme ve sözleşme yönetmeliği gerekçesiyle, iş güvencesi ve özlük hakları da yok. Sözleşmelerin feshi kolaylaşıyor, iş güvencesi ve gelecek endişeleri var, bu koşullarda çalışıyorlar. Maaşa esas hasta katsayıları da yüzde 20 düşürülüyor, maaşlarda yüzde 20'ye varan kayıplar söz konusu. Son sekiz yılda maaşı azalan tek meslek grubu var değerli arkadaşlar: Aile hekimleri. Bunların maaşlarında ciddi azalmalar var.
Bir de bu aile hekimliği merkezinde çalışan arkadaşlarımıza ceza puanları uygulanıyor. Yine, hiçbir devlet memurluğunda olmayan uygulama. Burada, 100 ceza puanı alan hekim ve hemşirenin sözleşmesi feshediliyor, "Git kardeşim, ne hâlin varsa gör." deniliyor. Bu 100 puan hakkı hem de iki yıl sürüyor ve sıfırlanmıyor, yani her yıl sıfırlanan bir ceza puanı da değil.
Yine aile sağlığı merkezlerinde kiralar çok yüksek. Kamu lojmanlarındaki metrekare fiyatlarıyla endekslenmemiş durumda. Lojman metrekaresi 2 lira 75 kuruş, aile sağlığı merkezinin kira metrekaresi fiyatı 7 liradan başlıyor. 100 metrekare lojman kirası için 275 lira ödeniyor, 100 metrekare aile sağlığı merkezi kirası için de 700 liradan 6.500 liraya kadar uzanan bir rakam ödeniyor.
Değerli arkadaşlar, aile sağlığı merkezinde çalışan hekim arkadaşlarımızı korumak zorundayız. Koruyucu sağlık hizmetlerine önem vermek zorundayız. Bu hekim arkadaşlarımızın acillerde değil, aile sağlığı merkezinde halka daha çok hizmet etmesinin önünü açıp bu konuda gerekli çalışmaları yapmak zorundayız. Aile sağlığı merkezinde çalışan hekim arkadaşlarımızın maaşlarında iyileşmelere gitmek zorundayız ve sonuç olarak, aile hekimliği yapan arkadaşlarımızın bu nöbeti tuttuklarında vatandaşa faydasının olmayacağı inancıyla hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)