GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:42
Tarih:02.01.2014

MUHARREM IŞIK (Erzincan) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 53'üncü madde üzerinde söz almış bulunmaktayım. Öncelikle hepinizi saygılarımla selamlıyorum, yeni yılınızı da kutluyorum.

53'üncü maddede su tahlilleriyle ilgili olarak... İçme sularıyla ilgili, halk sağlığı ve ödemelerle ilgili maddeler getirilmiş. Tabii, burada getirilen maddeyle özellikle Sağlık Bakanlığının aldığı kuruluşlarda su bedelinin buna karşı mahsup edilmesi belki biraz daha Sağlık Bakanlığından çıkacak parayı azaltmış olur.

Yalnız, tabii, burada önemli olan bu maddeden çok, benim söyleyeceğim başka şeyler var; bunlardan bir tanesi: Sayın Başbakan daha önce "Ben SSK'lıydım, beni de muayeneye çağırdılar." dediler ve para aldılar demek istediler. Eski Sağlık Bakanımız, Sayın Bakanım siz değil, "Doktorların eli vatandaşın cebinde. Bıçak parası dönemi bitti. Artık vatandaşın tuzu kuru, öğretim üyesine soydurmayacağız." dedi ama bakıyoruz ki burada ne yazık ki muayene katılım payıyla, acil servisteki yeşil alan, sarı alan uygulamasıyla, on gün içinde aynı branşa giderse orada alınan parayla, tahlil, tetkik farkıyla, reçete katılım payıyla, üç ilaçtan fazla yazıldığı zaman o ilaçlardan alınan parayla, ilaçların yüzdesiyle, muadil ilaçta daha fazla alınan parayla ve özel hastanede çıkan farklarla ne yazık ki tam paralı duruma geldiğini görmekteyiz. Tabii, bu, yıllara göre geçtikçe daha fazla da olacak.

Tabii, burada, özel hastanelerin açılması için özel teşvikler uygulanıyor. Bu da belki diğer hastanelerdeki yığılmayı azaltmak için yapılıyor ama burada alınan farklar ne yazık ki vatandaşın belini bükmektedir. Özel hastaneler tam manasıyla bir sektör hâline geldi, pazar yaratıldı. Tabii, burada, büyüyen bu pazarla birlikte medikal ve diğer ilaç endüstrilerindeki girdilerin artmasıyla birlikte sağlığa büyük bir yük geldi.

2012 yılında vatandaşın cebinden çıkan paranın arttığını görüyoruz, bu sene de arttı, yüzde 16'lardan yüzde 23'lere kadar çıktığını görüyoruz. Ne yazık ki bu harcamalar her gün biraz daha artmaya devam ediyor. Tabii, bu harcamalar yapılırken de vatandaş "İyi sağlık getiriyoruz." denilerek kandırılmaya devam ediliyor.

Burada diğer bir konu: Biz, özellikle, bu taşra üniversitelerinde tıp fakülteleri açılırken, bizim tabirimizle ya da tabip odasının tabiriyle "uçan profesör" dediğimiz arkadaşlarımızın profesör yapılmasına karşı çıkmıştık ama özellikle verdiğimiz soru önergelerinde bunların oradaki ihtiyaca binaen yapıldığı söyleniyordu. Ama ne yazık ki ihtiyaca binaen olanlar ayda bir sefer gidiyorlar, orada görünüyorlar, geliyorlar, fazla da bir katkısı olmadığını görüyoruz. Ama benim asıl demek istediğim, Çapa gibi bir okulda böyle bir şeyin yapılması hiçbir zaman için doğru bir şey değil Sayın Bakanım. Çapa'da en son, kalp damar cerrahisinde, Çapa'daki bütün hocaların karşı çıkmasına rağmen, oradaki o yılların verdiği ilkelere aykırı olarak ve oradaki öğrenci yetiştirme, derse girme, asistan yetiştirmeyle ilgili hiçbir özelliğe bakılmadan insanlar orada profesör yapıldı. Tabii, şu anda isim vermek istemiyorum ama yapılan profesörün de sizinle yakınlığı olduğunu biliyoruz. Tabii, profesör olduğu zaman hem maaşı artmış olacak hem emekli olduğu zaman daha fazla almış olacak hem de ne yazık ki orada hak eden arkadaşlarımızın önü kesilmiş olacak. Sayın Bakanım, özellikle bugünlerde ortamda bir sürü şey dönerken böyle şeylere artık yön vermemeniz gerektiğini düşünüyorum; böyle şeyler tıbbı öldürüyor, sağlığı öldürüyor, insanı öldürüyor.

Bayramda sizin ziyaret ettiğinizi hastaneyi Sayın Bakanım ben de ziyaret ettim. Kayınpederim rahatsız, onu götürdük. Oradaki, acildeki durumu gördüm, gerçekten acilde perişanlar. Orada hastalar yığılmış, sıra alamıyorlar, bekliyorlar, saatlerce bekliyorlar; siz hâlen sağlıkta çok iyi şeyler yaptığınızı söylüyorsunuz. Ne yazık ki sağlıkta yapılan tek şey, doktorlara ve diğer sağlık çalışanlarına yaptığınız yükten başka bir şey değil; onların memnuniyetine hiç bakmıyorsunuz, onları hiç ciddiye almıyorsunuz.

Ben buradaki sözlerimi bitirirken -biraz sonra gene konuşacağım ama- bir şey anlatmak istiyorum: Bir yaşlı teyze hastalanmış, hastaneye gitmiş. Kulakları fazla iyi duymuyormuş, orada doktor "Neyin var?" diye sorunca teyze cevap verememiş. Biraz sesini yükseltince demiş ki: "Karnım ağrıyor, çok gaz çıkarıyorum, affedersiniz. Hatta, şu anda, burada kaldığım süre içinde 25 seferden fazla gaz çıkardım, hiçbir şey duymadım, kokusunu almadım." Doktor, muayenesini yaptıktan sonra reçetesini yazmış, eve gitmiş. Bir hafta sonra gelmiş, bir hafta sonra geldiğinde doktora kızmış, demiş ki: "Sen ne yaptın? Verdiğin ilaçlardan sonra, ben gaz çıkardığım zaman koku almaya başladım." Doktor tekrar bir reçete yazmış, demiş ki: "Şunları da al, bunları da kullan, gel." Hastanın kulakları duymuyor ve burnu koku almıyormuş.

Ne yazık ki bu ülkede bunu yaşıyoruz, olan şeyleri görmüyorsunuz. Bu gaz çok kötü çıkmaya başladı, bu yapılan, şu son zamanlardaki yolsuzluklardan tutun, yargıda olanlardan ve sağlıkta olanlar, hepsi üst üste geliyor. Lütfen, siz de bu yasa çıkarken iyi bir kulak burun boğaz doktoruna ve göz doktoruna gidin, bunları da görün.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)