| Konu: | CHP GRUBUNUN, AYDIN MİLLETVEKİLİ METİN LÜTFİ BAYDAR VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN 17 ARALIK RÜŞVET VE YOLSUZLUK OPERASYONU SONRASINDA GELİŞEN OLAYLARIN ARAŞTIRILARAK SORUMLULARIN ORTAYA ÇIKARILMASI AMACIYLA 6/1/2014 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN BİLGİSİNE SUNULMAK ÜZERE BEKLEYEN DİĞER ÖNERGELERİN ÖNÜNE ALINARAK GENEL KURULUN 7 OCAK 2014 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE OKUNMASINA, GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 43 |
| Tarih: | 07.01.2014 |
METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 17 Aralık operasyonu sonrası yaşanan gelişmelerde iktidar yetkililerince "uluslararası komplo", "kumpas", "maşa", "taşeronlar", "çete" gibi sözcükler ile "devlet içinde devlet", "paralel devlet", "iç mihraklar", "dış mihraklar", "global güçler" kavramları oldukça fazla dile getirilmiştir. Hükûmetinizi ve devletimizi tehdit eden, komplo kuran, paralel devlet oluşturan bu iç ve dış mihraklar, global güçler, çeteler, taşeronlar kimlerdir? Bu mihraklar devlet içinde devlet kurarken neredeydiniz; tatilde miydiniz, yolluk ve yevmiyeli yurt dışı gezide miydiniz yoksa sizi kandırdılar mı? Günde 5 vakit 25 televizyon kanalından yaptığınız canlı yayın sırasında mı ele geçirmişler devleti? 2 iç mihrak toplamı 1 komşu dış mihrak eder mi? Bunların açıklanmaya ihtiyacı vardır.
Vatandaşın bize sorduğu bizim de sizden sormamızı istediği bazı soruları şimdi sormak istiyorum: Özgül ağırlığını önemseten duygular içerisinde olan iktidar sözcüsünün söylediği gibi, yargıda yapılan atamalar sonrası "Güzel Allah'ım verdikçe veriyor." diyen sizler değil misiniz?
Ağlayan ifadelerle kameralar karşısına geçip "Bana suikast yapacaklardı." diyerek, kozmik odayı basarak devletin bütün gizli bilgilerini deşifre eden yargıya destek veren sizin bu sözcünüz ve sizler değil misiniz?
Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanı terör örgütü üyesi sıfatıyla içeri atılırken bağımsız yargıya karışılamayacağını açıklayıp, şimdi ise, yargının gizli bir yapılanma içinde olduğunu söyleyen sizler değil misiniz?
İki günlük gazete kâğıtlarına sarılı hâlde bulunan kullanılmış mühimmat parçalarını delil gösterip içeri atılanların seslerini duymayan, görmeyen, konuşmayan sizler değil misiniz?
İfade vermek için yurt dışı görevlerinden koşa koşa gelen askerlerimizi, istihbaratçılarımızı, öğretim görevlilerimizi içeri tıkanlara ses çıkarmayan sizler değil misiniz?
Karaciğer kanseri hastalığı belgelenen, onlarca heyet raporuna rağmen hâlâ içeride suçunun ne olduğunu bilmeden yatan Profesör Doktor Fatih Hilmioğlu'nun tahliye edilmesi için kılını bile kıpırdatmayan, vicdanı sızlamayan sizler değil misiniz?
Yıllarca mağdur edebiyatı yapıp "Bize fişleme yapılıyor." diyerek fişlemelerin babasını yapanlar sizler değil misiniz?
Vücudunun parçalarını Türk vatanı için bırakmış askerlerimizin yapılan haksızlara dayanamayıp beylik tabancalarıyla yaşamlarına son vermelerine neden olan, sizlerin ordumuza yapılan suçlamalar karşısındaki suskunluğunuz değil mi?
Ergenekon, Balyoz, amirallere suikast, askerî casusluk gibi aslında olmayan yapıları olmuş gibi ortaya çıkaran, suçlayan, yargılayan, hapse atan sonra da geri adım atıp bir pazarlık gibi, bir lütuf gibi dışarıya çıkarmaya çalışan sizler değil misiniz?
Gezi olayları sırasında "Camide içki içildi." yalanına tutunup meydan meydan gezen, halkı galeyana getirip anlatan, "Görüntüleri yayınlayacağız." diyen, nedense bir türlü yayınlamayan sizler değil misiniz?
Suriye sınırında yakalanan tırdaki silah ve mühimmatı "Suriye'deki Türkmenlere gönderiyoruz." diye açıklama yapan İçişleri Bakanına cevap veren Suriye'deki Türkmenlerin "Bugüne kadar Türkiye'den hiçbir yardım almadık." açıklaması sonrası dut yemiş bülbüle dönen sizler değil misiniz?
Türk Silahlı Kuvvetlerinin resmî olarak yaptığı kayıt altında olan sivil kamyonlarla mühimmat taşınması işini tüm kanallara, devletin kanalına canlı yayın yaptırarak orduya iftira atan, kumpas kuran ama içi silah, mühimmat dolu tırları Suriye'deki şeriatçı yapılara, El Kaide'ye MİT eliyle gönderip bunları aramak isteyen savcıyı tehdit eden, bağımsız yargıya valilik yazısıyla müdahale eden, o bölgedeki tüm emniyet mensuplarının yerlerini değiştiren sizler değil misiniz?
Aydınlarımızın, gazetecilerimizin, öğretim görevlilerimizin, askerlerimizin, emniyetçilerimizin evlerine, ofislerine düzmece CD'ler, belgeler, flaş diskler koyan, sonra bunlar üzerinden iddianame hazırlayan emniyet ile yargıya destek veren sizler değil misiniz?
Sabah saat beşte vatandaşlarımızın evini basan, eşinin, çocuğunun yanından yaka paça gözaltına alan, aldıran kurumlara ses çıkarmayan, "Elbette olacak." deyip 17 Aralık sabahı bakan çocuklarının evleri basılınca "Böyle şey olur mu?" diyenler sizler değil misiniz?
Kahraman Albay Mustafa Levent Göktaş'ın avukatlık ofisinde bulunan 51 numaralı DVD'nin polis tarafından konulduğu kanıtlanmasına rağmen gıkını çıkartmayan, bakan çocuklarının odalarından para sayma makineleri çıkınca makineyi polisin koyduğunu iddia eden sizler değil misiniz?
Halkbank Müdürünün evinden ayakkabı kutuları içinde çıkan 4,5 milyon doları ilk önce "İmam hatip yaptıracaktık." deyip sonra Makedonya'daki Balkan Üniversitesine bağış için toplanan para olduğunu söyleyen, Balkan Üniversitesi Rektörünün "Bizim böyle bir paradan haberimiz yok." açıklaması sonrası yine çevirip "Polis koydu." iddiasında bulunan sizler değil misiniz?
Subaylarımızın, aydınlarımızın, gazetecilerimizin onlarca polis tarafından itilip kakılıp gözaltına alınmasından utanmayıp bakan çocuğunun koluna polisin elini bile değdirtmeyen sizler değil misiniz?
Gezi Parkı olaylarında ölen evlatlarımız için bir kelime bile söylemeyip, kilometrelerce uzaklıkta ölen birisi için ağlama programları yaptırıp; daha ne anlama geldiğini çözemediğimiz Mısır tarafından yasaklanan bir işareti, ortaya saçılan dolarları, euroları, Türk liralarını kapatmak için kullanan sizler değil misiniz?
Yıllarca hizmet aşkıyla yanıp tutuşan dostlarınıza bir anda sırt çevirip inlerine gireceğinizi söyleyenler sizler değil misiniz?
Çocukları tutuklanan ve soruşturmada adı geçen bakanları ilk önce el üstünde tutan, sonra rahatlatmaları için istifa ettiren, görevden alınan bir bakanın "Başbakan da istifa etsin." açıklamasını duymayarak "Çürük yumurtaları temizledik." diyenler sizler değil misiniz?
Mahkemelerin amirallere suikast, casusluk davalarında vermiş olduğu arama, gözaltına alma ve tutuklama kararlarına harfiyen uyan, 17 Aralık operasyonu sonrasında ise Adli Kolluk Yönetmeliği'ni değiştiren, binlerce emniyet personelinin görev yerini değiştiren sizler değil misiniz?
Ayağa kalkmadığı için cezalandırıldığını söylediğiniz, şimdi ise milletin vekili olduğu hâlde hâlâ içeride tuttuğunuz "Kahraman Engin Alan Paşa'mızı nasıl dışarı çıkartabiliriz?" diyerek bugünlerde kara kara düşünen sizler değil misiniz?
12 Eylül referandumunda sizlere ölümüne destek veren hizmete karşı iktidar sözcüsünü Pensilvanya'ya gönderip "Hocamızın bir isteği var mı?" diye sordurtan, şimdi kalkıp "Yargıtaydan bir dosya Pensilvanya'ya gitti." diyerek yargıyı suçlayan sizler değil misiniz?
Değerli milletvekilleri, yolsuzlukları yok edeceklerini söyleyenler, "Hortumları keseceğiz." diyenler aslında hortum yerine boru döşediklerinin; milletin karşısına ak çıktıklarını söyleyenlerin, Türkiye'yi karanlığa götürdüklerinin ortaya çıkış tarihidir 17 Aralık.
Değerli milletvekilleri, gerçekleri öğrenmemiz için çürük yumurta durumuna düşmemeniz; "Yasama da benim, yürütme de benim." diyerek kuvvetler ayrılığı ilkesini yok sayanlara yasama erkinin ne demek olduğunu hatırlatmanız; meselenin ehlinamus olmak mı yoksa ehlinamus görünmek mi olduğunu tespit etmek; hırsızlığın babadan mı oğula yoksa oğuldan mı babaya geçtiğinin incelenebilmesi; "Allah'ın ipine sarılın." diyenlerin aslında euro ve dolar ipine nasıl sarıldıklarının ortaya çıkarılabilmesi; kendilerine yönelik ciddi iddialara maruz kalan ve istifa etmek zorunda kalan bakanların hakkındaki fezlekelerin bir an önce Meclise gelip görüşmelerinin yapılabilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin tarihe not düşebilmesi ve tertemiz bir Türkiye'nin yaratılabilmesi için vermiş olduğumuz bu Meclis araştırması önergesine desteklerinizi bekliyor, hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)