GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (2/1093) ESAS NUMARALI 19.4.1990 TARİHLİ VE 3628 SAYILI MAL BİLDİRİMİNDE BULUNULMASI, RÜŞVET VE YOLSUZLUKLARLA MÜCADELE KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ'NİN DOĞRUDAN GÜNDEME ALINMASINA İLİŞKİN ÖNERGESİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:46
Tarih:14.01.2014

UMUT ORAN (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi ben de saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle bir şey sormak istiyorum: Aranızda, kamu görevi yapan bir bürokratın veya bir memurun alabileceği hediyenin üst seviyesi nedir, sınırı, bilen var mı acaba? Özellikle AKP'li milletvekili arkadaşlara da bunu soruyorum. Bakın, bu sınır...

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Asgari ücretin 10 katı.

UMUT ORAN (Devamla) - Evet, asgari ücretin tam 10 katı yani neredeyse -8,5 milyar, ciddi bir rakam- bir emekçinin bir yıllık geliri bu rakam. Teklifimiz bu rakamı asgari ücretin üçte 1'ine indirmek yani 282 liraya indirebilmek, 10 katı yerine üçte 1'ine indirmek ve bu değeri aşan hediyelerle ilgili de kurumlara geri iade edilmesi. Bir de mevcut yasada milletvekilleri bu sürecin içinde değil. Biz de diyoruz ki: Milletvekilleri de -netleştiriyoruz- onlar da bu kapsamın içerisine dâhil edilsin diğer kamu hizmeti veren kişiler gibi. Neden bu teklifi yapıyoruz? Kamu hizmeti verenle kamu hizmeti alan arasında menfaat beklentisi olmaması gerekir. Kimse kimseye kaşının üzerinde gözü var diye veya hatırına hediye vermiyor yani kimse kimseye durup dururken hediye vermiyor. Hediye bir makama veriliyor ve bunun da bir makul sınırının olması gerekiyor.

Bakın, mesela, Sayın Başbakana Pakistan'da at, Nijer'de deve, Güney Kore'de limuzin hediye edildi. Bilmiyorum, bunları, Sayın Başbakan bu hediyeleri devletin arşivine geçirdi mi, yoksa kendi özel mal varlığının içerisine mi dâhil etti? Ama şunu söylemek istiyorum: Laik, demokratik, sosyal hukuk devletinde halktan gizli saklı bir hediye alış verişi olmaması gerekiyor. Bu, Amerika Birleşik Devletleri'nde bile Obama'ya en fazla 305 dolarlık hediye imkânı verilebiliyor, onun üzerindeki aşan sınır geri iade ediliyor. Dolayısıyla, Türkiye'de de Amerika'yla mukayese ederseniz 12 kat, 13 kat daha yukarı bir hediye sınırı olmaması gerekiyor. Dolayısıyla, teklifimiz bunu makul bir sınıra getirmek.

Şimdi, tabii ki bunları konuşurken aslında konuştuğumuz hususa baktığınız zaman devede kulak yani biz, temiz siyaset adına dikkate aldığımız zaman, bu, çok küçük bir şey. Özellikle, 17 Aralıktaki rüşvet ve yolsuzluk operasyonuna, iddialara baktığımız zaman temiz siyasetten ne kadar uzak olduğumuzu da anlıyoruz. Dosyada ne ararsınız var, yok yok; kara para aklama var, altın kaçakçılığı var, rüşvet var, suistimal var, görevi kötüye kullanma var, zimmet var, hırsızlık var, dediğim gibi yok yok. Şimdi, bu dosyada Halkbank Genel Müdürünün evindeki ayakkabı kutusundan çıkan eski parayla 10 trilyon var. Bakan çocuklarının evlerinden çıkan çelik kasalar, yedi çelik kasa dolusu para var. O kadar çok para var ki bir de bunları saymak için evin ortasında para makinesi var. Bu yolsuzluk iddialarının baktığınız zaman boyutu 87 milyar euro, eski parayla 247 katrilyon. Bu bir boyut. Komisyon ne kadar alındı, alınmadı bilmiyoruz göreceğiz ama hacim 247 katrilyon. Bunu MİT -Başbakanlığa bağlı- sekiz ay önce öğrenmiş, rapor hazırlamış ve bunu da Başbakana bildirmiş. Peki, bunu ne yapmış Başbakan? Bilmiyoruz, herhâlde dikkate almamış. Operasyonlarla ilgili ne yapıldı? Polisler görevden alındı, maliyede, yargıda da deprem yaşandı. Sonuçta ne oldu? Hırsız polis oyunu tersine döndü. Polis hırsızı kovalayacağına hırsızlar polisleri kovalıyor, Türkiye'm bunu da gördü maalesef. Delikli ayakkabıyla yola çıkanlar ayakkabı kutularından çıkan paraları savunur hâle geldiler maalesef. "Hepimizin gideceği iki metre toprak." diyenler milyarlarca dolarlık arazilere el koyma noktasına geldiler maalesef. "Kefenle yola çıktık." diyenler takım elbiseyle rüşvet alma durumuyla karşı karşıya geldiler maalesef.

Şimdi, Türkiye'de siyaset kirlendi, güven kayboldu, temizlenmenin vakti. Bir yerden başlayalım. Önümüzde böyle bir teklif var; gelin, bu teklife olumlu oy kullanın. Şimdi, bakın, bir yerden başlayalım dedim yani esasında olaylara baktığınız zaman bu, devede kulak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

UMUT ORAN (Devamla) - Son bir şeyle bitiriyorum: Bakın, Hazreti Muhammed devlet malını çalanın cenazesini bile kaldırmamış. Niye? Çünkü Hazreti Muhammed şöyle buyurmuş: "Konuştuğunda yalan söyleyen, emanete hıyanet eden, iktidarda haram yemekten kaçınmayanın orucu da namazı da sizi aldatmasın." Şimdi bu hadis çok açık ve net, üstüne ekleyecek bir şey de yok açıkçası.

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Doğru...

UMUT ORAN (Devamla) - Bugüne ve sizin vicdanınıza yeteri kadar ışık tutmasını diliyorum.

Biraz evvel yoklama sebebiyle de birçok milletvekilinin burada olduğunu görüyorum. Umuyorum ki bütün milletvekillerinin, özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerinin, temiz siyaset adına, siyasette ahlak adına bu öneriye, bu kanun teklifine olumlu oy vermelerini diliyorum.

İyi akşamlar, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından 'Bravo' sesleri, alkışlar)