GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KAMU İDARESİNİN GÜVENİLİRLİĞİ VE İŞLEYİŞİNE İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:47
Tarih:15.01.2014

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, kamu idaresinin güvenirliliği ve işleyişi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi ve televizyonları başında bizi izleyen vatandaşlarımızı saygılarımla selamlıyorum.

Ülkemizde tabii ki kamu idaresi ve işleyişi denildiği zaman, son günlerde, rüşvet ve yolsuzluk olayı kamu idaresini çürütmüş durumda, âdeta kanser virüsü şeklinde her tarafına bulaşmış durumda. Ülkemizde nereye gidersek gidelim, gerek yurt dışı olsun, dünyanın öbür ucu olsun, Japonya olsun, Amerika olsun, her tarafta, her yerde "rüşvet" deniliyor, her yerde "yolsuzluk" deniliyor ve her yerde "rüşvet ve yolsuzluk" sloganıyla her taraf âdeta yankılanıyor. Yolsuzluğun en basit tanımı "Kamu gücünün özel çıkar sağlamak için kötüye kullanılması" şeklinde yapılabilir. Yolsuzlukta en önemli faktör: Bir, ya kamu idaresinin malı yağmalanıyor; iki, ya da kamu parası yağmalanıyor. Bu doğrudan doğruya olabileceği gibi, dolaylı da yapılabiliyor. Nasıl? Mesela, kamu bankalarından kredi verilmesi şeklinde veyahut da gayrimenkullerinin tahsisi şeklinde yapılabiliyor. Yolsuzluk ve rüşvetin bütün dünyada tek bir karşılığı var. Bununla etkin bir şekilde mücadele etmek gerekiyor.

Çok ciddi yolsuzluk ve çok ciddi rüşvet iddiaları var ülkemizde:

1) Bir bakanın ailesini yanına alıp tutuklu iş adamı Rıza Sarraf'ın özel uçağıyla umreye gittiği Hürriyet gazetesinde manşetlerde çıktı ve bugüne kadar tek bir yalanlama yok, ortaya konulmuş bir fatura yok, "Gitmedim." diyen yok, "Gitmedi." diyen de yok.

2) Aynı bakanın 700 bin liralık bir saati hediye adı altında rüşvet olarak aldığı iddia ediliyor. Aradan neredeyse kırk beş günlük bir süre geçti, "Almadım." diyen yok, "Alın size bu saatin faturası." diyen yok, "700 bin değildi şu kadardı." diyen yok, "Hayır, almadım." diyen yok.

3) Bir başka bakanın elbise kılıfına doldurulmuş dolarları rüşvet olarak aldığı iddia ediliyor, telefon tapeleri ortada dolaşıyor. "Almadım." diyen yok, "Elbise hediye edilmedi." diyen yok, "Elbise geldi, alın size faturası." diyen yok, "Elbisenin içerisinde para yoktu." diyen yok.

4) Bir başka bakanın oğlunun evinde 6 çelik kasa yakalanıyor. Yapılan tek bir açıklama yok, şu dahi söylenmedi: "Bizim oğlan pintidir. Kasaları satmaya kıyamamış." O kasaları oraya taşımanın masrafı bile satıp cebinize kalacak paranın 2 katı. Bir evde 6 kasa neden tutulur? Cevap yok. Tek bir cevap var: "Yalı sattı, onun parası." dediler. Peki, bu yaşta bu çocuk bu yalıyı alacak parayı nerede kazandı, soran yok.

Yine, bir başka olay: Bir banka müdürünün evinde ayakkabı kutularının içerisinden milyon dolarlar çıkmış, "İmam-hatip yaptıracaktık, para topladık." dediler. Peki, değerli arkadaşlar, kamu idaresinde -gayet rahat- para toplamayla ilgili belgeler olur, bir bağış toplama makbuzu olur. Bağış toplamak, yardım toplamak için valilikten veya kaymakamlıktan bir para toplama izni olur. Burada yardım toplama izni yok, yardım yapanlar ortada yok, yardım paralarını neden evde tuttu, soran yok.

Peki, Sayın Erdoğan Bayraktar istifa ederken yaptığı açıklamasında "Başbakanın talimatıyla bütün değişiklikleri yaptım." diyor, "O da istifa etsin." diyor çünkü burada onun da sorumluluğu ortada, yine ses yok.

İş adamı Ali Ağaoğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediyesine rağmen, İstanbul AKP İl Başkanına rağmen, Çevre ve Şehircilik Bakanına rağmen konuşup emsal değişikliği yaptırdığına dair tapeler ortada dolanıyor. Bunlara "Yalan." diyen yok, "Böyle bir konuşma yapmadım." diyen yok, savcılığa şikâyet eden yok, dava açan yok, "Bunlar iftiradır." diyen yok.

Rıza Sarraf'ın ailesiyle birlikte kişi başına 1 milyon dolara -rüşvet verip- Bakanlar Kurulu kararıyla Türk vatandaşı yapıldığı iddia ediliyor. "Ortalıkta böyle bir Bakanlar Kurulu kararı yok." diyen yok, "Böyle bir iş olmadı." diyen yok, "Hayır, yapılmadı." diyen yok. Peki, bütün bu sorulara cevap ne söyleniliyor? "Banka müdürü saf, Rıza Sarraf hayırsever iş adamı, paralel devlet var, dış mihraklar, İsrail, ABD var, savcılar ajan, yargı da temiz değil, hesabını soracağız."

Sonuç: Savcılar görevden alınıyor, emniyet müdürleri görevden alınıyor, yönetmelik değiştiriliyor, HSYK yeniden yapılandırılıyor, basın mensupları emniyet binalarından çıkarılıyor...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT TANAL (Devamla) - ...babasının izin vermediği Bilal ifade vermeye gitmiyor, millet uyutulmaya çalışılıyor. Boşuna çırpınmayın, gemi batıyor.

Hepinize teşekkür eder, saygılarımı sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)