GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR
Yasama Yılı:4
Birleşim:50
Tarih:22.01.2014

EMİNE ÜLKER TARHAN (Ankara) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan, "Bu konuda yanlış mı yaptık, doğru mu yaptık?" diye bayağı çelişkiler var partinizde. Milletvekilleriniz "2010 referandum oylamasında doğru yaptık." diyorlar ama siz yanlış yaptığınızı söylüyorsunuz. Aslında buradan ben bir şeyi size hatırlatmak istiyorum. Epey müteredditsiniz bu konuda, ne yaptığınız konusunda ama bugün itibarıyla siz, bu çalışmayla, bu çalakalem bir metinle aslında yargıya el koyuyorsunuz. Sizin yaşınız yeter mi bilmiyorum ama darbeciler de bir zamanlar yargıya el koymuştu. Siz hatırlıyor musunuz? Ben hatırlıyorum.

MEHMET METİNER (Adıyaman) - Kaç yaşındasınız?

EMİNE ÜLKER TARHAN (Devamla) - Sen sus çünkü hukuk bilmiyorsun, hiçbir şekilde konuşma, hakkın yok buna, hiç. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Tarihin en büyük zulümleri, Sayın Bakan, en büyük zulümleri, hırsızlıkları, adına "yasa" denen şeyler aracılığıyla yapılmıştır.

Darbe yaygarasıyla darbe yaptınız, gerçekten darbe yaygarasıyla darbe yaptınız. Kaldı ki 1. Daireyi zaten değiştirmiştiniz, zaten yapısını değiştirdiniz, ona rağmen darbe yaptınız ya, ne diyeyim ben size, ne diyeyim! Şimdi, bir farkınız var mı sizin darbecilerden, bir farkınız var mı?

EBU BEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Siz hemşire misiniz acaba?

EMİNE ÜLKER TARHAN (Devamla) - Başbakanınız ne demiş Brüksel'de biliyor musunuz? Okudunuz mu ne demiş?

İHSAN ŞENER (Ordu) - Sizin de Başbakanınız o.

EMİNE ÜLKER TARHAN (Devamla) - "Yargıyı ayrı bir güç olarak kabul edemeyiz." demiş ve siz onun emrine uyup yargıya siz de el koydunuz, o eleştirdiğiniz darbeciler gibi. Üstelik kendi yarattığınız, masum gençleri mahkûm eden, gazetecileri zindanlara atan, yandaşı yapmışsa eğer çocuklara tacizi neredeyse onaylayan, palalılara kol kanat geren o yargıyı hatırladınız mı kim yaratmıştı? Masumiyet karinesini, adil yargılanma hakkını içi boş bir bidon gibi işlevsiz kılan o yargıyı kim yaratmıştı hatırlıyor musunuz? Evet, derin çelişkiler içindesiniz.

Siz, bir zaman istihbarat görevlilerinin suç işlemeye hakkı olduğunu, suç işleyebileceklerini söylemiştiniz ya, anlaşılan o konuda da kafanız karışık. Kendi yarattığınız ve "Kozmik odaya girebilir." dediğiniz yargı, şimdi "Bir tıra giremez." diyorsunuz ya, "Tıra girip arama yapamaz." diyorsunuz, bunu söylüyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Masumlara dokunulurken alkışlayan siz, şimdi "Bize kimse dokunamaz." diyorsunuz ya, "Bize kimse dokunamaz." diyorsunuz. Bakın, az önce bir milletvekiliniz çıktı, ne dedi biliyor musunuz? "Evlatlıktan ret, vesaire vesaire." Yahu, demokrasilerde "evlatlıktan ret" diye bir denetim müessesesi var mıdır ya?

OKTAY SARAL (İstanbul) - Vardır!

EMİNE ÜLKER TARHAN (Devamla) - Size burada bir şeyler öğretmekten gerçekten yoruldum, gerçekten yoruldum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

RECEP ÖZEL (Isparta) - Ne öğretiyorsun sen bize?

EMİNE ÜLKER TARHAN (Devamla) - "Başkalarının çocuklarına dokunan yargı bizim çocuklarımıza dokunmasın." diyorsunuz siz, bunu söylüyorsunuz. Ve siz bunu, iyi-kötü savaşı filan gibi anlatmaya kalkışmayın sakın bana. Ve siz buna "paralel devlet", "çete", "Haşhaşiler" filan da demeyin. Gülerim ya ben buna, gerçekten gülerim buna.

OKTAY SARAL (İstanbul) - Gül, hadi gül!

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Hadi bir gül, nasıl gülüyorsun görelim!

EMİNE ÜLKER TARHAN (Devamla) - 16 Aralığı 17 Aralığa bağlayan gece mi o çete kuruldu? O gece mi kuruldu çete, o gece mi? O gece kuruldu çete.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Allah Allah, ne biçim bu surat ya! Ne bu hâl ya!

EMİNE ÜLKER TARHAN (Devamla) - "Siz hepiniz oradaydınız be!" diyor Başbakanınız o müthiş üslubuyla "Siz hepiniz oradaydınız be!" Katılıyorum ilk kez Başbakanınıza, siz hepiniz oradaydınız be, oradaydınız.

Baştan tembihli tulum listelerinizi birlikte yaptınız o gün -o tulum listeleri iki ay önce açıkladım- birlikte yaptınız.

MEHMET METİNER (Adıyaman) - Siz itiraz ettiniz, siz!

EMİNE ÜLKER TARHAN (Devamla) - Şimdi tasfiye etmeye çalıştıklarınız var ya o tasfiye etmeye çalıştıklarınızla birlikte yapmıştınız o tulum listeleri. Evet, şimdi korktunuz, suçluların telaşı içindesiniz.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Allah Allah!

RECEP ÖZEL (Isparta) - Hiç de öyle bir telaş yok! Telaşı olan sizsiniz!

EMİNE ÜLKER TARHAN (Devamla) - Evet, suçluların telaşı... Bu kez çok büyük bir işe kalkıştınız ne yazık ki!

Bakın, bu ülkede vicdan bütün yasaların üstünde, dünyada da aslında böyle, bütün yasaların üstünde. İstediğiniz kadar uğraşın.

İçine dut yaprakları koyardık biz o ayakkabı kutularının ve ipek böceği beslerdik. İpek böceği beslediğimiz o kutular artık kavgada küfür ya. Bunu yarattınız siz, kavgada küfür hâline getirdiniz. Kendinizi kurtarma uğruna siz devlet mekanizmasını çökerttiniz ya, daha ne olsun derim, ne olsun ya. Darbecilerden sizin ne farkınız var? Onlar da bir sağır, dilsizler toplumu yaratmaya çalışırdı, siz de. Aslında hiçbir farkınız yok. Onlar da insanların değil, GMC'lerin gücüne inanırlardı, siz de tır dolusu silahların gücüne inanıyorsunuz, farkında mısınız? Ona inanıyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

"Darbeler bitti." diyorsunuz ama belli ki aktörler değişti, bence senaryo aynı.

Ha, "paralel devlet" mi dediniz, sizsiniz ya, hepinizsiniz paralel devlet, hepiniz, herkes, hepiniz kendi derin devletinizi yaratmaya çalışıyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Hadi oradan! Hadi oradan!

EMİNE ÜLKER TARHAN (Devamla) - Bir paralel Bakanınız bile var, Adalet Bakanlığı koridorlarında aslında başka bir bakanın, paralel bakanın sözü dinleniyormuş biliyor muyuz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Sayın Başkan, beş dakika daha ek süre verin!

EMİNE ÜLKER TARHAN (Devamla) - Teşekkürler. (CHP sıralarından alkışlar)