GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BDP GRUBUNUN, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ GÜNDEMİNİN "GENEL GÖRÜŞME VE MECLİS ARAŞTIRMASI YAPILMASINA DAİR ÖNGÖRÜŞMELER" KISMINDA YER ALAN, SEÇİM VE PARTİLER REJİMİNİN YOL AÇTIĞI SORUNLARIN TÜM BOYUTLARIYLA ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN (10/104) GÖRÜŞMELERİNİN GENEL KURULUN 23 OCAK 2014 PERŞEMBE GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:51
Tarih:23.01.2014

HİLMİ BİLGİN (Sivas) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisi Meclis Grubu tarafından, seçim ve partiler rejiminin yol açtığı sorunların araştırılması ve yapılması gereken düzenlemelerin belirlenmesi amacıyla Anayasa'nın ve İç Tüzük'ün ilgili maddelerince verilen Meclis araştırma önergesinin gündeme alınmasına dair grup önerisi aleyhinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle sizleri ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

14 Ağustos 2001 tarihinde kurulup ve kuruluşundan yaklaşık bir sene sonra, 3 Kasım 2002 tarihinde yüzde 34 oy oranıyla iktidara gelen partimiz, o günden bugüne kadar yapılan tüm seçimlerde, gerek genel seçimlerde gerek mahalli idareler seçimlerinde gerekse halk oylamalarında milletimizin artan bir şekilde desteğini alarak bugün millete hizmet etme yolunda milletten aldığı vekâletle görevini devam ettirmektedir.

AK PARTİ sözcüleri olarak bizler, her kürsüye çıktığımızda ve her konuşmamızda çözüm olarak sandığı göstermiş bulunuyoruz. Biraz önce, benden önce hitap eden Sayın Hasip Bey'in de 30 Martı göstermesi, çözüm olarak siyaseti göstermesi, milleti göstermesini de bu noktada önemsiyoruz.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Hilesiz 30 Mart...

HİLMİ BİLGİN (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Meclis önergesinin gerekçesine baktığımız zaman, "Partilerde genel başkanlar değişemiyor, kadroları da lider sultası da devam ediyor. Yaşlılar çok, gençler az; erkekler çok, kadınlar az. Parti içi demokrasi ve hukuk işlemiyor. Adaylar ön seçim yerine merkezî yoklama ve tayin sistemiyle belirleniyor." Yine devam ediyor: "Bunun sonucu olarak 'merkez', statükocu, resmî söylemci, tabucu, tembel oluyor. Projeler ortaya çıkmıyor. Değişim, dönüşümün önü kesiliyor. Parti tüzükleri rakip aday çıkmasını engelliyor, demokratik bir yarış olmuyor." Devam ediyorum, gerekçeden okuyorum: "Seçimlerde yüzde 10 barajı konularak halkın kendi adaylarını özgürce seçmesi engelleniyor. Az oyla çok milletvekili çıkarma devam ediyor. Hazine yardımına yüzde 7 barajı konularak Mecliste grubu olan partilerin dahi yardım alması engelleniyor. Parti kapatma, adaylık, yasaklama mevzuatın ayrılmaz parçası hâline getiriliyor. Türkiye'de kırk yılda liderler aynı, partiler değişmiyorsa bunun nedeni seçim sistemi, yasaları ve antidemokratik mevzuattır." Okuduğum kısmı Barış ve Demokrasi Partisinin verdiği önergenin gerekçesinden aldım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 30 Eylül 2013 tarihinde Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan aziz milletimize "demokratikleşme paketi" adı altında bir kısım yasal düzenlemeler açıkladı. Bu paketi incelediğimizde, özünde ne vardı? Öncelikle, seçim barajı sisteminin kaldırılması veya düşürülmesi noktasında partilere üç öneride bulunduk. Bu önerimiz hem CHP'ye hem MHP'ye hem BDP'ye idi. Ne önerdik? Bir: Mevcut sistem devam edebilir. İki: Barajı yüzde 5'e düşürebiliriz ve beşli daraltılmış bölge sistemine geçebiliriz. Üç: Sıfır baraj ve dar bölge sistemine geçebiliriz. Bunu Sayın Başbakanımızın kamuoyuyla, sivil toplum örgütüyle ve partilerle paylaştığı tarih ne zaman? 30 Eylül 2013. Bu düzenlemeleri de içinde bulunduran Hükûmet tasarısının Meclise sevk tarihi 5/12/2013. Yaklaşık iki buçuk ay boyunca partilerden, muhalefet partilerinden, baraja itiraz eden, seçim sistemine itiraz eden ve buraya her çıktıklarında konuşan partilerden bugüne kadar Sayın Başbakanımızın önerisi hakkında biz herhangi bir öneri duymadık, milletimiz de duymadı.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Anayasa Uzlaşma Komisyonundaki üyelerinize sorun. Partilerin teklifi orada.

HİLMİ BİLGİN (Devamla) - Yine, bahsetmiş olduğumuz demokratikleşme paketini incelediğimiz zaman ne görüyoruz? Partilerin teşkilatlanmasını kolaylaştırmak için beldelerde teşkilatlanma zorunluluğu var mevcut düzenlemede, bunu ortadan kaldırıyoruz.

Yine, muhalefetin şikâyet ettiği Hazine yardımı noktasındaki yüzde 7 oy kotasını yüzde 3'e çekiyoruz.

Siyasi partilerde, BDP'de uygulanan bir sistem olan eş genel başkanlık sistemini -en fazla 2 eş genel başkan olmak kaydıyla- getiriyoruz.

Yine, siyasi partilerin hem ön seçimlerde hem de seçimlerde farklı dil ve lehçelerde siyasi propaganda imkânının önünü açıyoruz.

Mevcut düzenlemeleri de içinde bulunduran Hükûmet tasarısı Anayasa Komisyonuna sevk edilmiş, Anayasa Komisyonunda görüşülmüş ve şu anda da alt komisyonda görüşmeleri devam edecektir, inşallah en kısa zamanda Meclisin gündemine gelecektir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; muhalefet partileri... Geçmişte birçok partisi kapanan ve grup önerisini de veren BDP'nin daha çok kullandığı parti kapatmayla ilgili, biliyorsunuz, bu Meclis 2010 referandumu öncesinde, 12 Eylül 2010'da bir anayasa paketini hazırladı ve milletin iradesine sundu. Bu pakette, burada 330 oy alamayarak düşen bir madde vardı. Neydi bu madde? Siyasi partilerin kapatılmasını sistemin dışına çıkarıyordu, zorlaştırıyordu. Maalesef, her kürsüye çıktığında, her mikrofonu eline aldığında konuşan muhalefet partileri, o gün bu konuda samimi olmadıklarını ortaya koymuşlar, Meclise gelmemişler ve bu maddeye destek vermemişlerdir. Bunun doğal sonucu olarak da milletin beklentisine, milletin talebine uygun olarak siyaset yapmadıkları için de her seçimde millet mevcut muhalefet partilerini taca atmıştır ve önümüzdeki 30 Martta da, şu anki son siyasi gelişmelere de farklı bakış açıları dolayısıyla yine 30 Martta da millet tarafından siyasi partiler taca atılacaktır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Evet, gerekçeye baktığımız zaman gerekçede ne diyor? "Liderler değişmiyor, kadrolar değişmiyor" diyor.

FARUK BAL (Konya) - Kutularla beraber, kutularla.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Dolmalık biber var zaten o kutularda.

HİLMİ BİLGİN (Devamla) - AK PARTİ Tüzüğü, 2001 tarihinde kurduğumuz ve yazdığımız tüzüğümüzde -hepiniz biliyorsunuz- üç dönem kuralı var.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sen Genel Kurula bak, Genel Kurula. Hırsızlara bak, bize bakma.

HİLMİ BİLGİN (Devamla) - Şu anda Tüzüğümüzde olan üç dönem kuralı, teşkilatlarımızda, il teşkilatlarımızda, belde teşkilatlarımızda ve belediye başkanlarımızda uygulanmaktadır. İnşallah, önümüzdeki dönemde de kurulacaktır.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Hırsızlara bak sen!

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Hangi hırsızlar? Hangi hırsızlar? İfadelerine dikkat et.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Doğru konuşsana sen. Sen doğru konuşsana. Yazıklar olsun sana!

HİLMİ BİLGİN (Devamla) - Siz sadece konuşursunuz, siz sadece konuşursunuz. Millet sizi çok iyi biliyor ve size de her seçimde cevabını veriyor; onun için size cevap dahi vermiyoruz biz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Gene verecek, gene...

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Millet biliyor, kutuları da biliyor kasaları da biliyor.

HİLMİ BİLGİN (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; adaletten, özgürlükten bahsedenler -biraz önce de bahsettiğim gibi- Anayasa değişikliğinde Meclise gelmeyerek, mevcut yasa değişikliğine onay vermeyerek nasıl statükodan yana ve nasıl tabucu olduklarını ortaya koymuşlardır. Siz çıkacaksınız parti kapatmadan şikâyet edeceksiniz ve gelen bir değişikliğe de hiçbir haklı gerekçeniz yokken destek vermeyeceksiniz; sonra da çıkacaksınız milletten destek isteyeceksiniz. Bu aziz millet sizin bu tavrınızı çok iyi biliyor, bunun cevabını da tekrar 30 Martta inşallah gösterecektir.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Sana dava açacağız. Sen bize "hırsız" dedin.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sen, ustana git sor, ustana. Ustan var ya ustan, ona git sor.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Başkanım, bu grubu işaret ederek sürekli hakaret ediyor, sürekli hakaret ediyor.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Lütfü Türkkan "hırsızlar" diye hitap edemez, buradan özür dilemesi gerekiyor.

BAŞKAN - Evet, lütfen...

HİLMİ BİLGİN (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine, araştırma önergesinin gerekçesine baktığımız zaman kadınlara siyasetin yolunu açmaktan, gençlere siyasetin yolunu açmaktan bahsediyor.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Ustana git sor, ustana.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Bir kere daha söyle, bir kere; bir kere daha söyle.

BAŞKAN - Sayın Türkkan lütfen... Sayın Türkkan...

HİLMİ BİLGİN (Devamla) - Evet, bugün, bu Türkiye, bu Meclis geçmişte yaşamaması gereken, bu milletin arzu etmediği sahneleri yaşamıştır.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sen var ya, tın tın tın...

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Başkanım, ikaz edin, sürekli küfrediyor. Sürekli hakaret ediyor.

BAŞKAN - Söylüyorum...

Sayın Türkkan...

HİLMİ BİLGİN (Devamla) - Geçmişte Merve Kavakçı Hanımefendi milletin oyuyla seçilip bu Meclise geldiği zaman siyasi geçmişinizle siyasi temsilci olan ve siyaset yaptığınız parti, burada "Bu Hanıma haddini bildirin." diyerek bu kürsüyü işgal etmiş ve Merve Hanım'ı haksız olarak dışarı atmıştır. İşte bugün, burada, bu Meclisin içinde başörtülü kardeşlerimiz, milletin oyuyla seçilen milletin temsilcileri siyaset yapmaktadır ve rejime de, sisteme de hiçbir şey olmamaktadır. İşte millet, sizin samimiyetinizi her durumda test ediyor ve test etmiştir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Yine, 2007 seçimleri sonrası Milliyetçi Hareket Partisinin de vermiş olduğu destekle üniversitelerde başörtüsünün önünü açacak yasal düzenleme bu Meclisten geçmiştir. Yine, sizlerin aracılığıyla Anayasa Mahkemesine götürülmüş ve o sorun, bugün yine AK PARTİ iktidarı tarafından çözülmüştür.

Şimdi, yine bakıyoruz, başörtülü kızlarımız, bacılarımız devlet dairelerinde de, Mecliste de, üniversitelerde de rahatça eğitimlerini almakta, görevlerini yapmakta, yine sistemde bir sıkıntı yok...

HASAN ÖREN (Manisa) - Bıkmadınız mı bundan, bunun üzerinden rant sağlamaktan? Kalmadı sermayeniz...

HİLMİ BİLGİN (Devamla) - ...yine sistem çatırdamamıştır.

Bugün, Türkiye'de kendisini muhalefet addeden partiler cumhuriyetin kurulduğu günden bugüne kadar bu milleti korkutmak istemişler, korkutmaya çalışmışlardır. İşte, AK PARTİ 2001'den bugüne kadar bu milletin geçmişte korkutulduğu her türlü korkuyla yüzleşmiş, her türlü vesayeti ortadan kaldırmış ve aynı şekilde devam etmektedir. (CHP sıralarından gürültüler)

Son söz olarak şunu söylüyorum: Siz, 17 Aralıkta başlayan süreci de yanlış okumaktasınız, yanlış değerlendirmektesiniz ve onun için de şundan emin olun ki 30 Martta bu millet size bu süreci nasıl yönettiğinizin cevabını verecektir.

Ben bu duygu ve düşüncelerle yapılan her türlü demokratik girişimi desteklediğimizi ve demokratikleşmenin devam edeceğini beyan ediyor, grup önerisinin aleyhinde olduğumuzu, mevcut gündemle çalışmamızın gerektiğine inanıyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)