GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BARTIN MİLLETVEKİLİ YILMAZ TUNÇ VE 77 MİLLETVEKİLİNİN; BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:52
Tarih:24.01.2014

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, demin yarım kaldığı yerden devam etmek istiyorum.

Şimdi, "Partiler kapatılmayacak, milletvekilliği düşmeyecek." diye neler olacağı konusu ifade edildi. Partilerin kapatılmasını zaten kimse istemez. Milletvekilliğin düşmesi için, herhâlde milletvekili kendi milletvekilliğinden istifa etmiş olsa bile neredeyse düşürülemeyecek derecede birtakım şartlar getirilmiştir ve bugün, bir kişi istifa etmek istediği takdirde edemiyor. Söz gelimi, bununla ilgili birtakım başvurular olmasına rağmen, bir sayın bakan başvurmuş olmasına rağmen bir türlü gündeme de gelmiyor.

Diğer bir konu: "Meclis millet adına Anayasa Mahkemesine üye seçecek, üye sayısı 11'den 17'ye çıkacak; 3'ünü Türkiye Büyük Millet Meclisi, 14'ünü de Cumhurbaşkanı seçecek." Değerli arkadaşlar, şimdi, Anayasa Mahkemesine seçilecek üyelerde özellikle hem tek bir kişinin şahsına üyelerin atamasını bırakmak hem de siyasi bir organ olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinden birtakım üyelerin seçilmesini ortaya koymak, bunu kabul etmek, zaten Anayasa Mahkemesinde de bugün herkesin aşağı yukarı kafasında bir istifham olduğu gibi, ona güven duyulmamayı ortaya çıkarıyor. Dolayısıyla böyle bir ortamda, bir bakıyorsunuz ki Anayasa Mahkemesi bir karar veriyor, iktidar partisi Anayasa Mahkemesinin verdiği karardan hoşnut olmuyor veya aksi de söz konusu olabiliyor.

Diğer taraftan "Yargı üzerindeki HSYK'nın baskısı ortadan kalkacak. Üye sayısı 7'den 22'ye çıkacak. Üyeler sadece Yargıtay ve Danıştaydan seçilmeyip kürsü hâkimlerinin temsilcileri, 13 bin kişi arasından olmak üzere, 11 hâkim seçecek." deniyor, böyle ortaya konmuştu. Evet, bu 13 bin hâkime sunuldu ama ne gariptir ki iktidarın o tarihlerde kol kola olduğu, birlikte hareket ettiği bir grup tarafından ortaya konulan blok listeler bu hâkimler tarafından seçildi. Nitekim, bunun gerçek olduğu da zaten bugün, iktidarın bunları değiştirme yönünde karar almasıyla ortaya açık seçik olarak konmuş oluyor. Yani, bugün, savcıların, hâkimlerin atamasında birinci derecede görev üstlenmiş olan 1. Dairenin hâkimlerindeki, üyelerindeki değişiklik, zaten, HSYK'ya rağmen, HSYK'nın içerisinde istenilen hâkim ve savcının, istenildiği şekilde, istenilen yere atanmasının gerçekleştirileceği bir ortamı doğurmuştur ama HSYK Kanunu'nda bu maddenin değiştirilmek istenmesi de zaten, doğrudan doğruya, iktidarın bu maddeden hoşnut kalmamasındandır.

Diğer taraftan, meslekten atılan hâkim ve savcılara yargı yolunun açılması söz konusu edilmiştir. Evet, ama o zaman bu madde sadece bir kişi için çıkarılmıştı. Ondan sonra zaten böyle bir problem söz konusu olmadı.

Diğer yandan "Bakan, yargı atamalarına karışmayacak." denmişti ama ne gariptir ki fiilen onun içerisinde yer almasa da herkes çok iyi biliyordu ki bu atamaların, yargıdaki atamaların doğrudan doğruya Bakanın bilgisi olmadan -ki müsteşarıyla zaten bunlar yapılıyordu- herhangi bir şekilde yapılması söz konusu bile değildi.

Sonuç olarak şunu özellikle ifade etmek istiyorum: Dün, büyük bir gururla ortaya konulan Anayasa değişikliklerinin, aslında, üç sene geçtikten sonra, bugün "Nasıl oldu da biz böyle bir hataya düştük." gibi bir anlayışla tümüyle değiştirilme yoluna gidilmesi; şu an 21'inci maddeden sonra, doğrudan doğruya HSYK'yla ilgili konuların anayasal bir zemine oturtulmak üzere Anayasa değişikliğine gidilmeye kalkışılması, demek ki üç sene önce uzağı görmemek ve doğrudan doğruya atamaların yanlışlığını da ortaya koymaktadır, değişikliklerin de yanlışlığını ortaya koymaktadır. Böylece, yüzde 58 "Evet." diyen insanlar da yanıltılmıştır Hükûmet tarafından. Ve bu bağlamda, ne gariptir ki millî orduya kumpas kurulduğundan söz ederlerken Engin Alan bugün hapishanededir. Mademki kumpas kuruldu, öyle ise Engin Alan neden hapishanededir?

Bunların hepsinin göz önüne alınması gerekir.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)