GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:53
Tarih:28.01.2014

BDP GRUBU ADINA HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi, bu torba kanunun içinde alt komisyonda düzelttiğimiz birçok madde de var engellilerle ilgili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının. Olumlu olana olumlu dedik ama zehir zemberek şeyleri de bunun içine koyduğunuz zaman artılarınız karşısında eksilerin daha çok olduğunu görüyoruz. Bunu düzeltmeye çalışacağız; önerge vereceğiz, ikna etmeye çalışacağız, anlatmaya çalışacağız ama bunu anlamak gerek.

Şimdi, Allah aşkına, bu Anadolu Ajansı nedir, bana söyler misiniz? Devletin resmî haber ajansı. Bütçesini nereden alıyor? Basın Yayın Ve Enformasyon Genel Müdürlüğünden alıyor, Başbakanlıktan alıyor. Böyle ticaret şirketi var mı Türk ticaret hukukunda? Yeni çıktı, Türk Ticaret Kanunu yeni çıktı. Hem şirket hem kamu; hem atamasını istediğin gibi al, arkasından da Sayıştayın denetiminden kaçır, KİT'in denetiminden kaçır, bu şirketin yüzde 10'luk barajını aş... Ya, bu ajansın iştirakçileri kim, Allah aşkına bir açıklar mısınız, iştirakçilerini bilmiyoruz. Lütfen, bunun sicilini, ticaret sicilini buraya getiriniz. Bunun ticaret sicili mi var, yoksa 657'ye göre memur mu atanıyor? Bu nasıl bir sistemdir, bu nasıl bir düzendir, bu nasıl bir hukuksuzluktur, bu nasıl bir karmaşadır? Böyle bir kanun sistemi olmaz arkadaşlar. Böyle bir sistemle bu Mecliste sağlıklı yasa yapılmaz.

Şimdi, buradan yola çıktığımız zaman, bir bakıyoruz Anadolu Ajansına, -bir taraftan basın susturulurken, medya susturulurken, dünyanın en fazla gazetecisi burada tutuklu iken- belli gazetelerde çalışanlar, hepsi buraya getiriliyor, özel dolduruluyor, bunlara özel bir konum veriliyor, özel bir yetki veriliyor ve özelleştirilirken de kıyak geçiliyor. Bu böyle olmaz arkadaşlar. Bunun ne hukukta yeri var ne ticarette yeri var ne adalette yeri var ne de kamuda.

Şimdi, bu torba kanunda, gerçekten, birçok konu var konuşulacak. Bu İnternet sansürü konusu başlı başına bir olay arkadaşlar. İnternet konusunda TİB dört saatte karar verecek. Niçin? Kişilik haklarının ihlali durumunda. Kişilik haklarının ihlaline idari kurullar nasıl karar verecek, hangi mekanizmayla karar verecek? Belli bir mekanizma yok. Şimdi, burada Çin'den, Suudi Arabistan'dan sonra Türkiye dünyada İnternet yasağında 3'üncü sırada gelecek; bir sıralama daha kaptı dünyada. Bu sıralamayı kapan Türkiye'de, şöyle bakıyoruz, erişim sağlayıcıları birliği kurulacak. Sorduk "Türkiye'de kaç tane erişim sağlayan şirket var?" diye. Done istedik, verilmedi bize. Kaç tanesi çok büyük, kaç tanesi çok küçük? Farzımuhal, bu mevcutlardan kurduğunuz erişim sağlayıcıları birliğine... Yarın 10 tane daha kurulsa ne olacak? Bunlar bu birliğe üye olamayacak mı, engelleyecek misiniz? Böyle bir olay ticarette, bu global dünyada, bu İnternet üzerinden ticaretin, sanatın, telif haklarının, dünya pazarının döndüğü ve milyar dolarlarla, artık, ciroları, gayrimenkul sermayesi dışında menkul sermayesinde hisseleri en çok yer alan şirketleri dikkate aldığımız zaman Türkiye'de bunlar, hepsi denetim altına alınacak.

Şimdi, "Kişilik haklarının ihlal edildiği durumlarda biz önlem alacağız." diyorsunuz. Bir veri daha istedik. "Kişilik hakları" derken siz neyi anlıyorsunuz? Seçim dönemlerinde buradaki muhalefet partisine şantaj yapıldı şantaj arkadaşlar. Hâlâ çıkaramadınız bu İnternet'e servis edenleri, bulamadınız; istihbarat şube başkanlarının 10 tanesini değiştirdiniz, yine çıkarmadınız. Çıkarılmıyorsa burada bir soru işareti var, demek istenmiyor çıkarılmak.

Peki, Sayın Başbakan, bakanlar kişilik hakları ihlalinde bulundu. TİB Başkanı onların emrinde. Onlara rağmen, onların kararları ve İnternet'e düşen söylemleriyle ilgili, TİB Başkanlığı, bağlı olduğu üst amirlerinin hakkında böyle bir karar verebilir mi?

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Verir!

HASİP KAPLAN (Devamla) - Var mı öyle babayiğit TİB Başkanı, yöneticisi, böyle, Başbakana dört saatte sansür koyacak? Yasak uygulayacak var mı? Var mı böyle bir model, özel yetişmiş bir kadro dokunulmazlığı olan? Yok.

Şimdi, arkadaşlar, bakın, bu basit bir şey değil. Eğer yargıdan alırsanız, hukuktan alırsanız, yargı güvencesinden alırsanız, idari izne ve sansüre tabi kılarsanız, bir iktidarın kurumu durumuna gelen bir yerde, geçtiğimiz on iki yıllık tecrübe şunu gösteriyor: Bu sadece muhalefete çalışacak demektir; yasaklama, sansür ve sadece, her sözü kişilik haklarına ihlal... Nasıl ihlal? Ne bileyim, "kutu" diyeceksiniz ihlale girecek, "bulut" diyeceksiniz ihlale girecek, "çuval" diyeceksiniz ihlale girecek, "kaçakçılık" diyeceksiniz ihlale girecek, "yolsuzluk" diyeceksiniz ihlale girecek ve birilerinin kişilik haklarına ucu dokunacak bunların. O zaman bunun ayarı var mı? Yok.

TİB Başkanı dört saatte bu kararı verecek. Bu karara itiraz için gidiyorsunuz, sulh ceza hâkimi yirmi dört saatte verecek. Bakın, TİB Başkanı yasaklanmış olan konuda kararı kaldırmıyor çünkü TİB Başkanına bir de en yakın mahkemeye itiraz hakkı vermişler. Nerede Sayın Öztürk? Bilir bu işleri, hukukçuydu ama...

Şimdi şöyle bir durum düşünün: İkinci itiraz, acele itiraz sulh cezadan... En yakın sulh cezaya süre limiti var mı? Mesela bizim tutuklu milletvekilleri için özel yetkili mahkeme on iki gün dosyayı bekletti. TİB'in kararına itiraz edilirse -Sayın Öztürk tecrübeli bir hukukçu, Adalet Komisyonu üyesi olarak- diğer yakın sulh ceza mahkemesi yirmi beş gün sonra karar verse sorumlu olacak mı? E, bu HSYK'yla ne olur Allah aşkına söyler misiniz? Bir ay İnternet'te dolaşacak.

Peki, bunun kolayı var, dünya bulmuş: Uyar-kaldır sistemi diye bir sistem var. Ya, dünya diyor ki önce sistem sağlayıcıya: "Arkadaş, böyle böyle, kişilik haklarını ihlal ediyorsun ya kaldırırsın ya hakkında dava açarım." O bakıyor, "Doğru ya, bunu kaldırayım." diyor. Bu sistemi atlıyorsunuz. Bu sistemi atladığınız gibi, bu sistem sağlayıcılarının da düzenlemesini Meclis kanunuyla yapmıyorsunuz, yönetmeliğe bağlıyorsunuz. Yönetmelik nasıl olacak? Bakana bağlı olacak. Bakan yapacak yönetmeliği. E, nasıl olacak? Arkadaşlar çok zor bir olay.

Bakın, bu torbanın içinde kıymetli taşlarla ilgili de vergi düzenlemeleri var. Yani unutmuşlar torbaya koymayı; bu safran çiçeğinin 1 gramı bayağı pahalı, 11-13 dolar civarında; radyumun 58 dolar, platinum öyle; metamfetamin diye bir şey var, 100 dolar. Bakın, bunların KDV'si, girişi çıkışı unutulmuş, yoksa torbaya girecekti.

Bırakın onu, soruyorum: İnternet üzerinden kaç tane çocuk pornosuyla ilgili karar almışsınız, kaç tane cinsel içerikli yayınla ilgili karar almışsınız, kaç tane de siyasi içerikli siyasi içerikli site kapatmışsınız? Mahkeme kararlarının dökümünü verir misiniz? Ukrayna'da Hükûmet istifa etti şimdi, Başbakan da istifa etti, halk meydanlardaydı. Şimdi, böyle bir haber girerse sansüre girer mi?

Bakın, Merkez Bankası bugün açık mektup yayınladı 42'nci madde uyarınca: "Enflasyon hedefi şaştı, döviz fırlıyor, Türk lirası düşüyor." Şimdi, bunları yazdığınız zaman İnternet'te haber olarak ne olacak, yasağa mı girecek?

Arkadaşlar, bunlar belirsiz ve tehlikeli şeyler. Kimseye kazandırmaz.

Sayın Öztürk, bir acele itirazın kaç günde olduğunu söylemedin.