| Konu: | CHP GRUBUNUN, AYDIN MİLLETVEKİLİ METİN LÜTFİ BAYDAR VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN BAZI BAKANLAR HAKKINDA HAZIRLANAN FEZLEKELERİN TBMM'YE ULAŞTIRILMAMASI KONUSUNUN ARAŞTIRILARAK SORUMLULARIN ORTAYA ÇIKARILMASI AMACIYLA 28/1/2014 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 29 OCAK 2014 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 29.01.2014 |
METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonrası bazı bakanlar hakkında hazırlanan fezlekelerin Türkiye Büyük Millet Meclisine neden bir türlü gönderilemediğinin araştırılması için vermiş olduğumuz araştırma önergesi hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Böyle bir konuşmayı Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında yapmış olmaktan ve yapmak zorunda kalmaktan üzüntü duyduğumu belirterek sözlerime başlamak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, 17 Aralık 2013 tarihinde basına yansıyan haberlerde Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, İçişleri Bakanı Muammer Güler ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan hakkında fezlekelerin hazırlanarak Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderildiği açıklanmıştır.
19 Aralık 2013 tarihli haberde ise söz konusu bakanların fezlekelerinin UYAP'a yüklendiğinin ifade edilmesine karşı, Adalet Bakanlığı yetkililerince Bakanlığa herhangi bir fezlekenin ulaşmadığı belirtilmiştir.
10 Ocak 2014 tarihinde çıkan haberlerde ise ilgili fezlekelerin Adalet Bakanlığına ulaştığı bilgisi yine Adalet Bakanlığı içerisinden bir yetkiliye dayandırılarak sunulmuştur. Aynı yetkilice -Reuters'a yapmış olduğu açıklamada- fezlekelerin Bakanlık tarafından yapılacak incelemelerden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderileceği ifade edilmiştir.
15 Ocak 2014 tarihinde ise Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, konuyla ilgili olarak, kendilerinin postacı vazifesi gördüklerini ve kimsenin merak etmemesi gerektiğini, üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getireceklerini basına açıklamıştır.
24 Ocak 2014 tarihinde ise fezlekelerin Türkiye Büyük Millet Meclisine ulaşmadığı basına yansıyan haberler ile ortaya çıkmıştır.
Adı geçen 4 bakandan başka, şu an hâlen görevde bulunan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ hakkında da 2 ayrı fezlekenin bulunduğu ortaya çıkmıştır.
Bu fezlekeler nerededir? Fezlekelerin Türkiye Büyük Millet Meclisine ulaşmasını kimler engellemektedir? Bu gecikmenin açıklanmaya ihtiyacı vardır.
Değerli milletvekilleri, Anayasa'mızın 2'nci maddesinde, cumhuriyetimizin nitelikleri arasında hukuk devleti ilkesi belirtilmiştir. "Hukuk devletine sahip miyiz?" sorusu, 17 Aralık sonrası daha fazla sorulmaya başlanmıştır. Acaba ülkemizde hukuk var mıdır, yok mudur? Cevabı, Hükûmetin 17 Aralık sonrasındaki uygulamalarında gizli. 17 Aralıktan bu yana iktidar yetkililerinin ağızlarından düşürmedikleri kelimeler var: Çete, gizli örgüt, paralel devlet, dış mihraklar, iç mihraklar, Haşhaşiler gibi. Fakat ağızlarından bir şey çıkmadı: Hukuk.
Değerli milletvekilleri, iktidar için hukuk nasıl bir şey bakalım. Geçtiğimiz hafta sonunda Sayın Başbakanla ilgili olarak, Urla'da bulunan villalarla ilgili tapeler ve bunların çözümlemeleri yayımlandı. Bu ses kayıtları doğru mudur, değil midir, bu kayıtlar kimler tarafından ve ne maksatla kayıt altına alındı, bu ayrı bir konudur. Ancak, iddialar çok ciddidir. Çözümlemelerden anlaşılıyor ki Başbakan, Bakan, Vali, Kaymakam, Genel Müdür birlikte "Urla'ya nasıl villa yapılır?" diye çalışma yapılmış, konuyla ilgili bazı hocalara rapor yazdırılmış. Havuzlu villalar yapılmış, villalar yapılmış ama öyle kolay olmamış bu iş. İlk önce İzmir Valisi değiştirilmiş, değişiklik yapılırken de kimsenin dikkatini çekmesin diyerek Diyarbakır Valisiyle yer değiştirmişler, bir de demişler ki: "Bakın, çözüm süreci nedeniyle bu valilerin yerini değiştirdik." Sonra 1'inci derecede sit olan bölgeyi, 3'üncü dereceye çevirmişler, sonra evin planlamasına geçilmiş, güzel güzel villaların, havuzun şekli çizilmiş. Bu arada işin bozulmaması için ilgili meclis komisyonundan da ayarlamalar yapılmış.
Erdoğan Bayraktar'ın deyimiyle soruşturma dosyasında var olan ve onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakanın talimatıyla yapılmış. Yönetmelikler değiştirilmiş. Bizim anlayabildiğimiz kadarıyla el birliğiyle devlet yatmış kalkmış "Bu villaları nasıl yaparız?" çalışmasına girmiş, azmetmiş ve sonunda başarmış. Başarmış başarmasına ama bütün bu süreç kayıt altına alınmış, yazılmış, çizilmiş ve kayıtlar yayımlanmış.
Eğer bu kayıtlar doğru ise işte iktidar yetkilileri için hukuk böyle bir şey diyorum, ne pahasına olursa olsun olmayanı bile oldurtmak.
Değerli milletvekilleri, Urla konusunu kapatmadan önce bir belge açıklamak istiyorum. 20 Ağustos 2013 tarihinde, o zaman Bakan olan Erdoğan Bayraktar'a birkaç soru sordum: İzmir'in Urla ilçesine bağlı Zeytineli köyünde "Özel mülktür." yazan bir koy olduğunu, bu özel mülkün kimlere ait olduğunu, ne zaman ve ne kadar bedel ile özel mülk olduğunu, ülkemizde bu şekilde "özel mülk" olarak adlandırılan, kapatılan koy sayısını sordum. Erdoğan Bayraktar bu soruma 4 Aralık 2013 tarihinde cevap verdi, verdiği cevap soruların hiçbirini karşılamamakta fakat son paragrafta şunu ifade ediyor: "Yönetmeliğin 59'uncu maddesi kapsamında gerekli denetimler başlatılmış ve sürdürülmektedir." Şimdi, buradan yeni Bakana sormak istiyorum: Denetimler ne aşamadadır? Bu, "özel mülk" denilerek kapatılan alan kimindir? Burası ne kadar bedelle kapatılmıştır?
Değerli milletvekilleri, iktidarın hukuk anlayışına birkaç örnek daha vermek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanı "terör örgütü üyesi" sıfatıyla içeri atılırken, bağımsız yargıya karışılamayacağını açıklayıp yıllardır, orduya bir oyun yapıldığını söyleyenlere karşı kulaklarını kapatan, "O davaların savcısıyım." diye dolaşan, sonra ne hikmetse bir anda, yargının gizli bir yapılanma içinde olduğunu ve orduya kumpas kurulduğunu söyleyerek davaların avukatı olan, Türk Silahlı Kuvvetleri üst kademesinin yargılanmasına yönelik, Başbakan ve İçişleri Bakanından izin alınması için kanun tasarısı getiren kimlerdir?
Türk Silahlı Kuvvetlerinin resmî olarak yaptığı, kayıt altında olan, sivil kamyonlarla mühimmat taşınması işini tüm kanallara, devlet kanalına canlı yayın yaptırarak orduya iftira atan, kumpas kuran ama içi silah, mühimmat dolu 7 tırın durdurulmasını hazmedemeyen, savcıya "Kim oluyorsun?" diyerek "MİT'in işlerine kimse karışamaz." diyen, bir valinin talimatıyla tırları aratmayan, Suriye'deki şeriatçı yapılara, El Kaide'ye MİT eliyle bunları gönderip, aramak isteyen savcıyı tehdit eden, bağımsız yargıya Valilik yazısıyla müdahale eden, o bölgedeki tüm emniyet ve yargı mensuplarının yerlerini değiştiren kimlerdir? (CHP sıralarından alkışlar)
Yüzlerce askerimizin hapis cezası almasına neden olan Balyoz, Poyrazköy ve amirallere suikast davalarının temelini oluşturan 5 no.lu hard disk için, TÜBİTAK'ın "Tarih ve saatiyle oynanmış." raporunu vermesine rağmen bunca süre bekleyen, gıkını çıkarmayan, ancak, bakan çocuklarının odalarından para sayma makineleri çıkınca makineyi polisin koyduğunu iddia eden kimlerdir? Çocukları tutuklanan ve soruşturmada adı geçen bakanları ilk önce el üstünde tutan, daha sonra, rahatlamaları için istifa ettiren, görevlerinden alınan bir bakanın "Başbakan da istifa etsin." açıklamasını duymayarak "Çürük yumurtaları temizledik." diyenler kimlerdir?
Değerli milletvekilleri, 17 Aralık 2013 yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında yaşananlar ülkemizi yönetenlerin düşünce anlayışını net bir şekilde ortaya koymuş, ileri demokrasi tanımı yapanların aslında yürütmede de ileri yürütme tanımı getirdiklerini gözler önüne sermiştir. Fezlekeler yetmiş iki gün geçmesine rağmen neden Türkiye Büyük Millet Meclisine gelememiştir? Bu sorunun açıklanmaya ihtiyacı vardır. Yasama olarak bu duruma bir son vermek, fezlekelerin kimler tarafından Meclisimize hâlâ getirilmediğini bulmak, haklarında iddialar bulunan bakanların söyledikleri gibi, kendilerine komplo kurulduğunun ispatlanabilmesi ve olayların açığa kavuşabilmesi açısından önem taşımaktadır. Verecek olduğunuz karar sadece sizi, bugünü değil; Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekasını da etkileyecektir.
Sunmuş olduğumuz Meclis araştırma önergemize desteklerinizi bekler, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)