| Konu: | AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 29.01.2014 |
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Arkadaşlar, bu torbada her şey var maşallah. Bu maddede de... Cape Town'da bir sözleşme imzalanıyor, bu sözleşmeye göre -bizim bu torba kanununa her şey konuyor ya- şöyle bir madde ekliyorlar, diyorlar ki: Uluslararası taşınılabilir araçlar... Bunlara el konulmayacak. Yani, amaç bu. E, bunun için ne yapalım? İcra ve İflas Kanunu'nu değiştirelim, Harçlar Kanunu'nu değiştirelim. Harçlar Kanunu'nda bu şirketlere ayrımcılık yapalım, harçlarını sınırlayalım. Ne kadar mesela? 10 bin Türk lirasıyla. Kardeşim, bahsettiğiniz şeyler uçak uçak, Airbus, 400-500 kişi taşıyor böyle; koca koca gemiler; tren, tren; uzay araçları, bahsettiğiniz şeyler bunlar, kabaktan bahsetmiyoruz burada arkadaşlar. Kabak parasıyla uçak parası aynı olur mu, nispi harcı aynı olur mu, başvuru harcı aynı olur mu, vatandaşa ayrı harç, başkasına ayrı harç olur mu? Ya, arkadaşlar, bu hukuku lastik olsa bükseniz 20 yerden kopar yani, inanın şaşırıyorum.
Burada Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen belgeyle İcra Müdürlüğüne başvuruluyor. İcra ve İflas Kanunu'nu da yok ediyorlar. İcra ve İflas Kanunu var. İcra ve İflas Kanunu'nu yönetmelikle dolanıyorlar arkadaşlar, yönetmelikle İcra ve İflas Kanunu'nu değiştirmeye çalışıyorlar. Peki, bunun için buna gerek var mı? Şöyle bir baktım, Türkiye uluslararası sözleşmeleri önce imzalıyor, burada oyluyoruz ya, hani elini kaldır indir oluyor burada sözleşmelerde, sonra bizim Dışişleri Bakanlığı depo ediyor. Depo ederken şöyle bir hüküm düşmüşler, Başbakanın imzasının hemen üstünü okuyacağım size: "Türkiye Cumhuriyeti tarafından Hava Aracı Protokolü'nün onaylanmasının uygun bulunduğuna dair belge depo edilir edilmez Türkiye'de mezkûr protokole ilişkin olarak yapılan deklarasyon." Şimdi, bu deklarasyonda diyor ki: "İflas olayına karışmıyoruz." Bu sözleşmede ne diyor? "Taraflar mahkemesini belirler." diyor. Geliyorsunuz, birkaç çekince konmuş, bu konan çekincelerin içinde hava aracı var, zilyetli kontrol var. Fakat hava araçları ise bu Cape Town'daki sözleşmeye bağlı değil. Uçakların sicili Chicago'da, orada bir sözleşme var. Şimdi, Chicago'daki sözleşmeye göre tescil yani genel işaret tescil otoritesi devlet oluyor. Şimdi, buradan baktığınız zaman, tescil yeri orada, gemiler kendi ülkelerinde, uzay araçlarına şirketler ortak olabiliyor farklı. Şimdi, ABD, 31 ülke ve Avrupa Birliği ülkeleri bunu onaylamış. Ananas cumhuriyetine uçağımız gitti ve el koydular. Ne olacak şimdi? Orada yok, taraf değil. Ne olacak? İşte orada kıyamet kopacak. Çünkü "Güvenceli yükümlülük" diye bir madde var. Taraf olan buna güvenceli yükümlülük imzasını koyar. Güvenceli yükümlülüğü yerine getiremiyorsan, o zaman tescil şartlarını da sözleşmeye uyduramazsınız. Niye bununla uğraşıyorsunuz arkadaşlar? Anayasa'nızı uygulayın ya. Anayasa'nın 90'ıncı maddesinde demediniz mi uluslararası sözleşmeler kanun hükmündedir, uygulanır? Alın size bu protokol, 30 sayfadır, bunu olduğu gibi uygulayın. Ne lüzum var böyle dolanmaya, harçları 10 bin TL'yle sınırlı tutmaya? Sivil Havacılık Müdürlüğüne, İcra Müdürlüğüne göndermeye ne lüzum var? Gelin bunları düzeltin ama doğru dürüst düzeltin, bu yanlış. Eğer bu yanlışları, bu torbada, bu şekilde dile getirirseniz inanın karmakarışık bir durum yaparsınız ve hukuk tekniği açısından son derece sakat bir durum ortaya çıkıyor. İmzaladığınızı uygulamıyorsunuz, Anayasa'yı uygulamıyorsunuz. Ama merak ediyorum demir yolu, tren miren alan var mı bu ara, uzay aracı alan var mı? Bu alanları biraz araştırmamız gerekir diyorum, hepinize saygılar sunuyorum. Bu ucube maddenin çıkarılması gerektiğini hatırlatıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)