| Konu: | AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 29.01.2014 |
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan 524 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 9'uncu maddesiyle ilgili Milliyetçi Hareket Partisinin vermiş olduğu önergeyle alakalı söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle heyetinizi ve ekranları başında bizi izleyemeyen büyük Türk milletini sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Maddeyle yapılmak istenen tahkim yargılamasında karar ve ilam harcının yarıya düşürülmesinin haklı bir gerekçesi yoktur. Esasen tüm harçlar gözden geçirilmeli ve harç alınması, gerekçesine uygun şekilde makul seviyelere düşürülmelidir. 2012 yılında devlet 277,7 milyar Türk lirası vergi topladı. Toplanan vergiler içinde gelir vergisi 56,5 milyar Türk lirası, kurumlar vergisi 29 milyar Türk lirası, diğer dolaysız vergiler 7 milyar Türk lirası tutarındadır. Dolaylı vergiler ise toplamda 187 milyar Türk lirası olarak gerçekleşmiştir. Dolaylı vergi gelirlerinin toplam vergi gelirleri içindeki oranı Avrupa Birliği ülkelerinde yüzde 35, bizde ise bu oranın neredeyse 2 katı, yüzde 68 olmuştur. Türk kamu maliyesi, maalesef yıllardan beri vatandaştan direkt olarak vergi toplayamadığı için sürekli olarak dolaylı vergilere yüklenmektedir. Bu durum Türkiye'deki vergi adaletsizliğini günden güne artırmaktadır. Asgari ücret alan bir vatandaşın evini ısıtmak için aldığı doğal gaz ile durumu iyi olan vatandaşın, zenginin aldığı doğal gazdan da aynı oranda vergi alınmaktadır. Bu da adaletsizlik göstergesidir.
Bir yandan, herkes için ihtiyaç olan otomobilden yüzde 45'e varan ÖTV alacaksın, üstüne üstlük dünyada örneği olmayan ÖTV'nin KDV'sini alacaksın; diğer taraftan, tamamen bir lüks harcaması olan pırlantadan ve mücevherattan KDV almayacaksın.
Çiftçinin tarlasını işlemek için kullandığı mazottan ÖTV alacaksın, nakliyecinin kullandığı mazottan ÖTV alacaksın ama zenginin yatından bu vergiyi almayacaksın.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; piyasalarda 17 Aralıktan bu yana yer alan tedirginlik maalesef ekonomik göstergeleri allak bullak etmiştir. İktidar baskısı altındaki Merkez Bankası yönetimi de bu durumu iyi analiz edememiştir. Türk lirası dolar karşısında 22 Mayıstan bu yana yüzde 23,6 değer yitirirken 17 Aralık tarihinden bu yana kayıp ise yüzde 17,4 olmuştur. Paramızın 2012 yılı sonundan bu yana dolar karşısında kaybı yüzde 29,6; euro karşısındaki kaybı ise yüzde 34,7 olmuştur. Bu süreçte ekonomi yönetimi ve kurumları rekabetçi bir ortam yaratmakta başarısız olmuşlardır. Uzun zamandan bu yana Türk lirası varlıkları erimesine göz yumulmakta, yatırım ve istihdam engellenmektedir.
Bu durumu önleyebilecek mekanizmalardan biri olan Merkez Bankasının faiz silahını kullanması ise siyasi baskılardan dolayı zamanında yapılamamış, net döviz rezervleri piyasaya doğrudan satım müdahaleleriyle hesapsızca eritilmiş, gelinen noktada Para Politikası Kurulu 21 Ocakta mahcup ve örtülü, kafa karışıklığına neden olan faiz artırımına gitmiştir. Gitmiş de ne olmuştur? Bu da işe yaramamış, faizlerin yüzde 40 artırılması da doların ateşini düşürememiştir.
Kurlardaki artışın milletimize bedeli faiz artışından daha fazla olmaktadır. Döviz kurlarındaki her yüzde 10'luk artış, enflasyona 1,5 puan etki etmekte; bu bakımdan mayıstan bu yana yüzde 24'lük kur artışının vatandaşımızın harcamalarına getirdiği ek yük 3,75 puanı bulmaktadır. Kabaca, 20 milyon hanehalkının cebinden ek olarak 45 milyar Türk lirası çıkmasına neden olmaktadır.
Hane halkımızın faiz ödemeleri, harcanabilir gelirlerinin sadece yüzde 5'i kadardır ve döviz yükümlülükleri bulunmamaktadır. Bu ödemeler de, ihtiyaç, konut ve araç, Türk lirası kredilerinden oluşmaktadır. Faiz artışı hane halkımıza zarar vermeyecektir. Bu bakımdan, Milliyetçi Hareket Partisi olarak vatandaşlarımıza, bugünden, önümüzdeki aylarda ne olacağını dile getirmekteyiz.
Ülkemiz için politik ve ekonomik riskler devam etmekte ve her zaman olduğu gibi sonuçları da milletimize yüklenecektir. 30 Mart 2014 seçimleri, bizlere bu başarısız ekonomiyi yaşatanlara en güzel cevabı verme fırsatı tanımaktadır. Vatandaşımızın da bu seçimlerde iktidara gerekli ikazı yapacağını görüyor ve yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)