GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:54
Tarih:29.01.2014

RUHSAR DEMİREL (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; parti gurubum adına 16'ncı madde için söz almış bulunuyorum.

Bu maddedeki gerekçemiz az önce de okundu, kamu mali yönetimi reformunun özüne ve bütçe disiplinine uygun düşmemektedir. Az önce Maliye Bakanı da buradaydı, sanıyorum kendisi de aslında fikri sorulsa aynı şeyi söyleyecekti. Çünkü, malum, iktidarınız zamanında en çok söylediğiniz sözlerden biri: "Tüyü bitmedik yetimler." Artık her ne kadar mahdum hukuku var ise de bir zamanlar tüyü bitmedik yetimlerden çok bahsediyordunuz, şu anda, 17 Aralıktan itibaren ayakkabılar, kutular ve mahdum hukukundan bahsediyoruz. Ancak bu ülkenin parasının bu şekilde üstünün örtülmesi, döner sermaye maliyetlerinin ortadan kaldırılması elbette ki doğru değil ve bu tür şeyleri, bu tür söylemleri bazen iş adamları da dile getiriyor ekonomi konularında. Onlar söylediği zaman "Hain.", "İhanet ediyorsun." oluyor ama sizler birtakım paraları oradan alıp oralara transfer edince hiçbir şey olmuyor.

Kaldı ki bu son faiz artırımıyla ilgili de yine bir çelişkili durumunuz var. Ben birkaç zamandır söz aldığımda, Hükûmetinizin gerçekleriyle yüzleşmenizi, çelişkilerinizi görmenizi arzu ettiğimizi hep söylüyorum. Mesela, dün, Başbakan İran'a giderken diyor ki: "Faiz artırımına karşıyım. Merkez Bankası bağımsız bir kurum ama ben faiz artırımına karşıyım." Bugünse artırılan faiz konusunda Maliye Bakanı diyor ki: "Bu konuda fikrim sorulduğu için söylüyorum, aslında bağımsız bir kurum ama herkes Türkiye için en doğrusunu yapıyor. İnanıyorum ki yatırımcı kaygıları önemli ölçüde giderilmiştir bu faiz artırımıyla." Yani Başbakanın nazarında sanıyorum Maliye Bakanı da şu anda "hain" oldu ama bu döner sermaye gelirlerinin bir şekilde affedilmesi, hesapların kapatılması, tüyü bitmedik yetimler adına sizi insanların vicdanında çok affettirecek bir şey değildir, herhâlde orada sizler de başka şeylerle itham edileceksinizdir.

Dolayısıyla, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bu torba kanunundaki gerçek karşılığını bulmamış yasal düzenlemelerinin defaatle parti grubumuz tarafından verilen önergelerle gerçek mecrasına çekilmesini arzu etmemize rağmen her bir önergeye "Hayır, katılmıyoruz.", "Katılamıyoruz." diyorsunuz. Hâlbuki, sanıyorum, Meclisin o tarafında değil de bu tarafında otursanız siz de biraz daha sakin düşünüp "Ya, hakikaten biz bunu niye yapıyoruz?" diyebilirsiniz.

Ben dün de ifade ettim, tekrar söylüyorum: Şu anda biraz sakinleşip "Ne yaşanıyor ülkede?" diye bir durup bakarsanız sizler de bizim söylediklerimize katılacaksınız.

Mesela, Sayın Bakanın Kültür Bakanlığı geçmişi olduğu için ben bir konuya da dikkat çekmek istiyorum. Türkiye'nin tanıtımı konusu var biliyorsunuz, popüler konu. Bir Hollywood yıldızı bulundu yine ve kadın bir yıldız ve ona Türkiye'yi tanıttırmayı düşünüyorsunuz. Sayın Bakan Kültür Bakanlığı geçmişi itibarıyla bilecektir ki, çağdaş dünyada bir popüler yıldız getirilerek ülkeler tanıtılmıyor. Daha önce bir Türk Hava Yolları Kevin Costner meselesi vardı, partinizde birtakım da sıkıntılara sebep oldu, hatırlayacaksınızdır sanıyorum. Modern zamanlarda ülkelerin tanıtımları için kültürel yatırımlar yapılıyor. Örneğin, son zamanlarda, birkaç ay önce yayımlanmış bir kitap vardır, Dan Brown'ın "Cehennem" kitabının üçte 1'i İstanbul'a ayrılmıştır. Çağdaş kültür tanıtımı seferberliklerinde yazarlara kitaplar yazdırılıyor veya o şehirde filmler çektiriliyor.

Sayın Bakanın ben bu Julianne Moore konusunda, bir kadın figürü üzerinden Türkiye'nin bu şekilde tanıtılmasının popüler kültür algısı, kadının bedeninin kullanılması anlamında -hem de kendisi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olmuşken hazır- ne düşündüğünü parti grubum adına sormak istiyorum: Bu tür isimlerle, bu tür kadınların bedeni üzerinden Türkiye'yi tanıtmak size ne kadar akılcı geliyor? Aile Bakanı olarak çocuk gelinler konusundaki "masumane" düşüncenizi artık dünya biliyor, yalnızca Türkiye değil çünkü tarihe geçtiniz bu fikrinizle ama aynı hassasiyeti umuyoruz ki bu konuda göstermezsiniz çünkü o hassasiyet olumsuz bir hassasiyetti. Ben parti grubum adına... Bu soruya cevap bulmak istiyoruz, bir cevabınızı duymak istiyoruz: Bir kadın olarak Türkiye tanıtımında bir Hollywood yıldızına avuç dolusu paralar verilip Türkiye'yi sanki 19'uncu yüzyılda tanıtıyormuşuz gibi böyle bir figür üzerinden tanıtmayı nasıl buluyorsunuz?

Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)