GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:54
Tarih:29.01.2014

HÜLYA GÜVEN (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 524 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 22'nci maddesiyle ilgili olarak verdiğimiz değişiklik önergesi hakkında konuşmak üzere bulunuyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, öncelikle 1983 yılında yayımlanan 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu'nun 24'üncü maddesinden bazı bölümleri okumak istiyorum: "Korunma kararı genel olarak çocuk reşit olana kadar devam eder. Ancak bu karar, korunma kararına neden olan şartların ortadan kalkması halinde Kurum yetkililerinin önerisi üzerine mahkemece çocuk reşit olmadan önce kaldırılabileceği gibi reşit olduktan sonra da çocuğun rızası alınmak şartıyla devamı hususunda karar verilebilir. 18 yaşını tamamlamış olan korunmaya muhtaç çocuklardan; öğrenime devam etmeyen 18 yaşını doldurmuş çocukların bir iş veya meslek sahibi edilerek kendi kendilerine yeterli olabilmelerinin sağlanması amacıyla 20 yaşına kadar korunma kararları uzatılabilir." Bunlardan korunma kararı kalkmış; ancak tek başına yaşamını sürdüremeyecek durumda olan kız çocuklarına da yine, destekler sürekli olarak verilebilmekte. Yani uygulansa mevcut çok güzel yasalarımız var, iyi çalıştırılsa, kâğıt üstünde kalmasa ne isim değişikliklerine ne de kelime eklemelerine gerek kalacak.

Bugün, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına ait sosyal hizmet kuruluşlarına yerleştirilen çocukların ne kadar çok ihmal edildiklerini görüyoruz. 18 yaşını doldurduğu için sokakta bırakılan -üstelik kanuna aykırı olarak- genç kızları, genç erkekleri biliyoruz. Koruma altında bulunan çocuklara bağımsız yaşama yeteneklerini geliştirme fırsatı verilmediği için de çoğu liseyi bile bitirememektedirler. Düzenli bir işleri de olmadığı için kötü koşullarda yaşamak zorunda kalmaktadırlar.

Bu durum, madalyonun bir yüzü, diğer yüzü ise yuvalarda koruma altında yaşayan kız çocuklarının da korunamadığı. Medyaya da yansıdı, Taksim'deki yuvada, daha sonra Aydın'daki yuvada yaşananları biliyoruz. Kız çocuklarının fuhşa yönlendirildiklerini öğrendik. Üstelik suçluları tespit için bir yıl beklenmiş, teknik takibe tabi tutulmuş yani bir yıl daha fuhşa yönlendirilmişler. İş bulduğu belirtilen genç kızların ise nerelerde çalışma savaşı verdikleri, genç erkeklerin ne yaptıkları bilinmiyor yani kısaca devlet baba, babalık görevini yerine getirmiyor. Aslında yasalarımıza göre kamu kurum ve kuruluşları tıpkı engellilerde olduğu gibi, koruma altındaki çocuklar için de kadro ayırmak zorunda. Ancak ne sınav açılıyor ne de istihdam ediliyorlar, engelliler gibi. Kurumdan 18 yaşını doldurduğu için çıkarılan çocuklar, işsiz ve sosyal güvencesiz olarak yaşam savaşı veriyorlar ama amaç, çözüm bulmak değil de yurttaşları oyalamak olunca karşımıza, bu örnekte de olduğu gibi, daha çok çorba yasalar çıkacaktır. Çocuk yuvaları denetlenmediği için de çocuklar koruyucu ailelere devredilmeye çalışılıyor. Evlat edindirme için sarf edilen denetim çabası koruyucu ailelere gösterilemiyor. Çocuk için verilecek parayı geçim kaynağı olarak görecek bir aile, çocuğa ne kadar yararlı olur ve kendi çocuklarından nasıl ayrılabilir ki?

Yoksulluğu yönetmeyi ve yoksulluktan nemalanmayı bırakmadığınız sürece sorunlar büyüyecek ve yumak hâline gelecektir. Geçici olarak çorba yasalarla çözüm getiriyormuş gibi görünmek de yoksulluğu ortadan kaldırmaz. Tüm yoksullukların kaldırılmasını ve tasarı maddelerinin tekrar gözden geçirilerek düzeltilmesini umuyor, saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim.(CHP sıralarından alkışlar)