| Konu: | AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 55 |
| Tarih: | 30.01.2014 |
HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; trafik güvenliği gerçekten ülkemizin çok önemli bir sorunu, gün yok ki ülkemizde trafik kazaları olmasın, insanlarımız ölmesin, yaralanmasın. Son günlerde yaşanan feci trafik kazaları ve acı kayıplarımız, kangren olmuş trafik sorununu yine gündeme getirmiştir. Trafikte ölümler ve yaralanmalar ülkemizin öncelikli problemleri arasındadır. Sürücü ve yolculardan kaynaklanan kural dışı davranışlar çok fazladır. Yollarda trafik kontrolü yetersizdir. Şehirlerarası yol polisi daha donanımlı ve aktif olmalıdır. Yollar karanlık ve bakımsızdır. "Bölünmüş yollar yaptık." diye övünenler trafiği bir türlü AB standardına getirememişlerdir. Çabucak bozulan yol satıhları ölümlü kazalara yol açmaktadır.
Değerli milletvekilleri, trafikte riskleri ve ölümleri dünya çapında azaltmak amacıyla Birleşmiş Milletler 11 Mayıs 2011 tarihi itibarıyla Yol Güvenliği İçin On Yıllık Eylem Planı'nı ilan etmiştir. Ülkemizde de Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi ve Eylem Planı konulu bir genelge yayınlanmıştır. Birleşmiş Milletlerin ölçütlerine göre, istisnasız her sürücü ve yolcu için emniyet kemeri kullanımı şartı iç hukukumuzda maalesef bugüne kadar yer alabilmiş değildir.
Değerli milletvekilleri, hâlâ yürürlükte olan Karayolları Trafik Kanunu'nun 78'inci maddesine göre, sadece "Belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur." ancak istisnalar vardır. Bakalım, hangi sürücüler ve yolcular istisna tutulmuştur? Karayolları Trafik Yönetmeliği madde 150'ye göre: "Yerleşim yeri içinde ticari amaçla yolcu taşımacılığı yapan araç sürücüleri, M2 ve M3 sınıfı minibüs ve otobüsler ile dolmuş otomobillerindeki yolcular, geri gitme veya park yerlerinde 25 kilometre saati geçmeyen hızla seyreden sürücüler, yakın koruma, harekât, tatbikat ve devriye görevi yürüten veya olaylara müdahale eden askerî ve genel kolluk kuvvetleri görevlilerinden sürücü ve yolcu konumunda bulunanlar, görev ya da ekip çalışmasıyla özel pozisyonlarda bulunduklarında acil servis görevlileri emniyet kemeri kullanmak zorunda değildir." Dünyada hiçbir ülkede olmayacak bir şey bizim hukukumuzda var. Nedir o? Asrın buluşu olumsuz imtiyaz.
Şimdi sizlere 2012 yılı istatistiklerini söyleyeceğim: Toplam 1 milyon 296 bin trafik kazası gerçekleşmiştir. Ölümlü yaralanma ve kaza sayısı 153.552'dir. Sürücü, yolcu ve yaya olmak üzere 3.750 kişi olay yerinde hayatını kaybetmiştir. Ölen sürücü sayısı 1.015'tir. Toplam yaralanan sürücü sayısı 90.077'dir.
Bakınız değerli milletvekilleri, 160 ölen sürücünün emniyet kemeri takma zorunluluğu bulunmamaktadır. Bunun hesabını kaybettiklerimizin ailesine verebilmeliyiz. Yaralanan sürücülerin 21.264'ünün emniyet kemeri takma zorunluluğunun bulunmadığını çok iyi düşünmeliyiz.
Çok önemli bir diğer konu ise ölüm ve yaralanmalarla ilgili istatistiki verilerin toplanması sorunudur. Kazalardaki ölümlerin sayısı olay yerindeki ölümlerden ibarettir. Olay yerinde ölmeyip de ağır yaralananların akıbetini bilen var mı? Yaralanan yurttaş sayısı toplamda 268.079'dur. Bunların kaç tanesi kaldırıldıkları sağlık kuruluşunda hayatını kaybetmiştir, kaç tanesi iş görme gücünü hangi oranda yitirmiştir, kaç tanesi artık hayatını engelli olarak yaşamak zorundadır? Bunların aileleri ne durumdadır?
Birleşmiş Milletlere taslak hazırladık, görüşüyoruz, on gün sonra hazır, bir ay sonra tamam, çıktı, çıkıyor, pek yakında diyerek oyalama yapabilirsiniz, ne de olsa yaptırımı yok.
Değerli milletvekilleri, bugüne kadar emniyet kemeri kullanma zorunluluğu olmayan ve hayatını kaybedenlere, yaralanarak iş görmez hâle gelenlere, engelli kalanlara ve onların ailelerine karşı büyük bir sorumluluğumuz olduğunu bir kez daha hatırlatmak isterim. Ayrıca trafikte yaralananların durumları, tedavilerinin nasıl sonuçlandığı en azından otuz günlük süreyle takip edilerek gerçek verilerin toplanması ve değerlendirilmesi konusunda bir düzen kurulmasını tavsiye ediyoruz.
Genel Kurula sevgi ve saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)