GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:55
Tarih:30.01.2014

MÜNİR KUTLUATA (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben bu vesileyle 15 Ocak 2014 Çarşamba günü Türkiye Büyük Millet Meclisine verdiğimiz bir araştırma önergesi konusuna tekrar temas etmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, araştırma önergemiz erimekte, çekilmekte olan, kurumakta olan Sapanca Gölü'nün kurtarılmasıyla ilgili yolların araştırılmasıydı. Hükûmetin ilgilenmediği konuyla Meclisin ilgilenmesini arzu etmiştik ve bu önergemiz iktidar milletvekillerinin oylarıyla gündem yoğunluğu gerekçesiyle reddedilmişti.

Bu, Türkiye incisi, dünyanın bildiği doğa harikası olan gölümüzün ilgisizlikle mi yoksa bir kasta bağlı olarak mı yok olmakta olduğu konusunun araştırılması iyi olacaktı ancak küçük bir gelişmeyle ilgili olarak dikkatlerinizi tekrar konuya çekmek istiyorum. Ben, Sapanca Gölü'nün üzerinde uygulanan tahribatı saydıktan sonra, çok tali bir unsur olarak da gölden çekilen arazinin, alanın arsa veya kullanım alanı olarak değerlendirilmeye kalkışıldığını bazı fotoğraflarla göstermiştim. Mesela bu fotoğraf bu hazırlıkların işaretiydi. Sonra -şimdi, dün tespit ettik ki- bu yığma işinden vazgeçilmiş, doldurmaya teşebbüs ettikleri alanın dolgu malzemelerini geri çekmişler. Şu anda buralarda yağmur dolayısıyla su birikintileri ortaya çıkmış.

OKTAY VURAL (İzmir) - Belki burada konuşmasaydınız devam edeceklerdi.

MÜNİR KUTLUATA (Devamla) - Aynı şekilde, bu faaliyetin bir devamı olarak kullanım alanı hâline getirildiğini ve doldurulmakta olduğunu yani alanın tekrar göle iadesine karşı tedbir alındığını söylemiştik. Aynı şekilde, bu malzemeler de kaldırılmış, eski hâline getirilmeye gayret edilmiş. Bu, benim ifade ettiğim tali bir noktaydı. "Sapanca Gölü üzerindeki yağma üç ana nokta ve üç ana açıdan devam ediyor." demiştim. Bunlardan bir tanesi, Sapanca Gölü'ne akan suların özel kuruluşlar tarafından önünün kesilmesi ve göle ulaşamaması olduğunu söylemiştim. Bunun üzerinde henüz hiçbir gelişme yok. Sapanca Gölü'ne hiçbir temiz dere ulaşamamaktadır; birkaç tane su akıntısı ulaşmakta, onlar da foseptik artıklarını göle taşımakta kullanılan derelerdir. Hiçbir temiz su Sapanca Gölü'ne ulaşamamakta ve "su fabrikaları" adı altında birtakım kuruluşlarca yağma edilmektedir.

Değerli milletvekilleri, esas yağma konularından bir tanesi budur. Bunun tedbirinin alınması gerekiyordu. "Sakarya'nın birçok yerinde 250 metre derinden çıkarılan artezyen kuyularıyla Sakaryalının içme suyu ihtiyacı karşılanırken sağlıksız sularla, Sapanca Gölü'ne gelen sular Sapanca Gölü'ne ulaşmaktan alıkonulmaktadır." diyoruz efendim zarif bir ifadeyle. Daha net söylemek gerekirse, bu yağmanın durdurulması gerekiyor. "Tahribat alanı" dediğimiz, ifade ettiğimiz ama yağma olarak yürüyen sürecin bir tanesi buydu.

İkincisi, gölün sadece bir şirket tarafından 4 bin kamyon olmak üzere molozlarla doldurulduğu ve bir çöplük alanı hâline getirildiğiydi. Bununla ilgili, buna izin veren, göz yuman Sapanca Belediye Başkanı -iktidarın belediye başkanı- bu dönem aday gösterilmedi ama tahribatın devam ettiği görülüyor. Hükûmetin bu açıdan hiçbir açıklamasına, sorumluların hiçbir açıklamasına rastlamıyoruz.

En önemli konulardan bir tanesi, göl suyunun İzmit bölgesindeki sanayi kuruluşlarınca çekilmekte olduğu idi. Bunun da içinde özelleştirmeyle Hükûmetin devrettiği bir büyük kuruluşun çok büyük sular çektiği ve özelleştirme sürecinde bu konuya nasıl izin verildiği, neden gözden kaçırıldığı, şimdi niye tedbir alınmadığı soruluyordu. O konuda da herhangi bir gelişme olmadı. Sadece Sapanca Gölü'nün çekilen topraklarını arsaya veya kullanım alanına çevirme faaliyetinden bugün için rücu edildiğini gösteren küçük bir uygulamayı gördük. Diğerlerini de beklemekte olduğumuzu ifade ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)