| Konu: | AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 55 |
| Tarih: | 30.01.2014 |
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, Bakanlığınızın adı hem Aile ve hem Sosyal Politikalar Bakanlığı. Sosyal politika derken ve yardım derken neyi anlıyorsunuz? Sadece yoksul, gıda verdiğiniz, ihtiyaçlarını karşıladığınız yaşlı, kimsesiz insanları mı yoksa sosyal politika derken sosyal adalet gereği tüm yurttaşlar arasında eşitliği sağlayan ve tümüne hâkim olan bir yaklaşım politikasının planlanmasını mı? Şimdi, bakıyoruz, Türkiye, dünyada kişi başına en yüksek gayrisafi hasılada ilk 60 ülkenin içine girmiyor, eğitimde 80'in içine girmiyor, sanat ve kültürde OECD ülkelerinin en sonuncu sırasında yer alıyor. Peki, sosyal politika derken, sosyal politikalar konusunda Türkiye en yüksek satın alma gücünde niye 68, 70 ülkenin içine giremiyor? En büyük ekonomi konusunda dünyanın 17'nci, kimisi 16'ncı büyük ekonomisi diyor.
Şimdi, burada Bakanlık bünyesinde döner sermaye ile ilgili şeyler kurulacak, güzel. Sayın Bakan, cezaeviyle ilgili bir sosyal politikanız var mı? Orada çocuklar var, kadınlar var, orada ölüm derecesinde bekleyen hasta tutuklular var. O hasta tutukluların aileleriyle görüşmeleri konusunda veda haklarını kullanmaları için yasa çıkmasına rağmen, cezaların ertelenmesi mümkün olmasına rağmen ölüm sınırında bekleyen ve serbest bırakılmayan hasta tutuklular var. Sayın Cumhurbaşkanı da dile getirdi. Ama ben size iktidarınız döneminde, on üç yılda cezaevlerinden 2.300 tabutun çıktığını söyleyeceğim. Korkunç bir rakamdır. Hiçbir insani, vicdani, hukuki değerlerle bağdaşmayacak, çok ağır bir insan hakları ihlalini konuşuyoruz. Özel yetkili mahkemeleri kaldırmanız hiçbir işe yaramaz, Terörle Mücadele Kanunu'nu kaldırmanız hiçbir işe yaramaz. İnsana insan gibi muamele eden bir cezaevi koşulunu ta başında yaratmadığınız zaman, şu an ölümü bekleyen 163 kişi, şu an itibarıyla belki ölüm haberi gelecek 163 hasta tutuklu için bürokrasinin cenderesinden, kader mahkûmlarından bırakın, konjonktür mahkûmlarına kadar getirip bu hasta tutuklu ve hükümlülerin ölümüne seyirci kalıyorsunuz. Defalarca önerge getirdik, teklif verdik, Bakanlıkla defalarca konuştuk. Bu kürsüde arkadaşlarımız konuşurken, bazı isimleri telaffuz ederken iki saat sonra cenazeleri çıktı, tabutları çıktı.
Şimdi soruyorum: 544 tane ölüm döşeğindeki hasta tutukluyla ilgili hangi sosyal çalışmanız, raporunuz var? Bunların içinde kaç tane kadın hükümlü var, bunların içinde koltuk değnekleriyle, gözleri âmâ, cezaevinde hücresine gidemeyecek kaç tane ağır hasta, ölümü saat saat, saniye saniye sayan kaç tane insan var? Bu konuda insani bir sosyal politika geliştirdiniz mi? Bu konuda Adalet Bakanının yakasına yapışıp "Ben sosyal politikalardan sorumluyum, bu insanlar burada ölemez, ölmemelidir." diyebildiniz mi? Hep biz mi söyleyeceğiz? Ve sizin kulaklarınız hep sultanlar gibi bazen sağır mı olacak? Yani, insani bir konuda insan hakları kuruluşlarının verdiği bu 554 isimle ilgili ve cezaevindeki çocuklarla ilgili döner sermayenizin ne yapacağını merak ediyoruz. Cezaevlerinde insani olarak ne yapacaksınız? Cumhurbaşkanının bile yetkisini kullanamadığı bir durumda, İnsan Hakları Kurumu, Ombudsmanlık Kurumu, Devlet Denetleme Kurulu, Teftiş Kurulu, bunların hepsi göstermelik bir kuruma dönüşmüş durumda.
Teşekkür ederim.