| Konu: | AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 55 |
| Tarih: | 30.01.2014 |
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Değerli milletvekilleri, Peygamberimiz'in bir sözü var, diyor ki: "Bir saat adaletle karar vermek, bin saatlik ibadetten hayırlıdır." Adaleti hayatın her alanında geliştirmek ve sosyal adalette gerçek adaleti hayata geçirmek herkes için sığınılacak bir limandır.
Sayın Başbakan buradan giderken, daha sonra da Sayın Adalet Bakanı dedi ki: "Biz özel yetkili mahkemeleri kaldıracağız." Günaydın! Niye? İllaki bir şeyler olup dokunması mı gerekiyor bunu kaldırmak için arkadaşlar? Avrupa Mahkemesi diyor: "Tarafsız değil, bağımsız değil." Bütün siyasetçiler bunu diyor, bütün muhalefet bunu diyor. Burada iki konuşma yaptık, yüz kişiyle üzerimize saldırdınız. Onun arkasından da kalkmışsınız, 17 Aralıktan sonra "Özel yetkili mahkemeler kaldırılsın." Günaydın, günaydın! Ama, bununla beraber "Terörle Mücadele Kanunu'nu kaldıracağız ama bazı maddelerini Türk Ceza Kanunu'na taşıyacağız." diyorlar.
Arkadaşlar, adalet 24 ayardır. Siz Türk Ceza Kanunu yapılırken Terörle Mücadele Kanunu'nun hepsini karşıladığını bilmiyor musunuz? Sizin o dönem milletvekili olan arkadaşlarınız orada çalışmadı mı? Siz şimdi kime, ne anlatıyorsunuz? Terörle Mücadele Kanunu'nun hepsi adalete aykırıdır, insanlığa aykırıdır, siyasete aykırıdır, düşünce, örgütlenme özgürlüğüne aykırıdır. Sadece siyasi iktidarları korumuştur.
Bir buğday tarlasını düşünün. O buğday başaklarının içinde, yabancı otların içinde "ziyan" diye bir ot var, ziyan. O ziyan otunu ayıklamadığınız zaman, o buğdayın içine karıştığı zaman hamurunu bile yoğuramazsınız, hamuru bile tutmaz. Pişirdiğiniz zaman -onun bir tanesi bile acıdır, zehirdir, zemberek gibidir- o, bütün kaptaki yemeği zehir eder.
Terörle Mücadele Kanunu dediğiniz olay otuz senedir, kırk senedir sadece muhalefete, belli bir siyaset muhalefetine karşı getirilmiş, cezalar artırılmış, olağanüstü mahkemeler kurulmuş ve arkasından da ceza infazları artırılmış, ceza infazları katlamalı olarak artırılmış ve insanlar cezaevlerine konulmuş; gün dönmüş, dolaşmış, gelmiş, iktidarın ayağına dolanmış.
Şimdi, siz bu ziyan otunu getirip Türk Ceza Kanunu'na koyacaksınız. Hayır, yanlış yapıyorsunuz. Bu ziyanı ayıklayacaksınız, bunun bir tek yolu vardır, ayıklamak, uzaklaştırmak. Hatta Türk Ceza Kanunu'nun 220, 314, 215, 216'ncı maddeleri, 301'inci maddeleri ziyan otlarıyla doludur. Zehirliyor, toplumu zehirliyor; demokratik toplumu zehirliyor, adaleti zehirliyor, bağımsız yargıyı zehirliyor, insanlarımızın geleceğini karartıyor, herkesi zehirliyor. Neden bu işin doğru ayarını tutturamıyorsunuz, bunu anlamakta güçlük çekiyoruz.
Bir hırs var. Yani arkadaşlar, gerçekten "Hırsı kaldırınız, adalete karşı koyacak hiçbir güç kalmaz." derler. Bu ne hırs? Yani bu konuda doğru bir şey yapmak gibi bu Meclisin, bütün partilerin ortak sorumluluğu yok mudur? Hadi, yurt yapıyorsunuz... Şimdi, bakıyorum, bu torba kanunu okudukça insan şaşıyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, vakıfların yapacağı yurtlardan bahsediyor, Millî Eğitimin yapacağı pansiyonlardan bahsediyor. E, kardeşim, bir de Spor Bakanlığının yaptığı yurtlar var öğrenciler için; onları da alın, alın bunları birleştirin de doğru dürüst bir şey yapın.Bakın, geçenlerde, Denizli'de, sizin yurtlarınızın yüzde 90'ı öğrencileri barındıramadığı için apart otellerde kaldıkları için onlara söylenmedik söz bırakılmadı. Eğer gerçekten onu düşünüyorsanız, Suriyeli sığınmacıları, 1 milyonun üstünde, Ankara varoşlarında -gidin raporunu denetleyin- burada, Dışkapı'da gidin görün bakayım, ne koşullarda yaşıyor insanlar? Bütün bunlar güzel...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASİP KAPLAN (Devamla) - Torbayla olmuyor; torbayla siyaset, torbayla çözüm, torbayla adalet olmuyor arkadaşlar. Yanlış yapıyorlar. (BDP sıralarından alkışlar)