GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:55
Tarih:30.01.2014

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Evet, ikinci bölümünü tamamlıyorum. Google'ın Hukuk Direktörü Susan Infantino -ben söylemiyorum- altı aylık Türkiye raporunu açıklıyor ve Google'a Ocak-Haziran 2013'te yapılan talepler 24.737 parça.

Arkadaşlar, bunu çok dikkatli izleyin; bu, 17 Aralık operasyonlarını da içeren bir raporlar dizisi. Bunlardan 3.846 tanesi Hükûmet talebi.

Şimdi, buradan şöyle yola çıkalım, diyor ki: "Platformlarımızdan içeriğin kaldırılması için Türk yetkililerden 1.673 talep aldık." Geçtiğimiz yılın ikinci yarısına kıyasla neredeyse 10 kat bir yükseliş var arkadaşlar, 10 kat. Toplam talep 1.126, 5651 sayılı Kanun'u ihlalden. Neleri istemişler? Özellikle intihara yönlendirme, çocukları cinsel istismar, uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanımı gibi. Şimdi, burada, enteresan olan, verilen cevaplardan birkaç şey. Diyor ki: "Bir siyasi yetkilinin seks skandalıyla ilgili arama sonuçlarını kaldırmamız istendi. Bir mahkeme kararı elimize ulaştı. Sonuçları kaldırmadık." Artık TİB karar alır, mahkeme kararını takmıyor Google, TİB karar alır, "bip" der Google'a gönderir, işleme koyar, olur biter arkadaşlar, değil mi? Mahkeme kararını takmayan Google sizin TİB'i, "bip"i dinler mi Allah aşkına, bir akıl mantık yorumlayın. Ya, bu sanal alemde dolaşırken nerelerden, hangi çalı çırpıdan nasıl geçildiğine bir bakın.

Bakın, bir şey daha demiş: "Bir Hükûmet kurumundan Kürt partisi -bizi kastediyor, Barış ve Demokrasi Partisi- ve Kürt aktivistler hakkında bir blog sayfasını ve profil resimleri yapan bir Google sayfasını kaldırmamız için 2 talep aldık, mahkeme kararı. Hiç kaldırmadık." Bir daha diyor, bakın, bu çok önemli: "Bir savcının işinin kalitesini eleştirerek hakaret ettiği iddiasıyla blog yazısının kaldırılmasını öngören üçüncü tarafa yönelik bir mahkeme kararı aldık. Bloğu kaldırmadık." Buyurun, ne yapacaksınız? Torbayı koydunuz da buyurun, çıkardınız yasayı. Ne yapacaksınız, bana onu söyleyin. Google "bip"lemiyor, TİB'i dinlemiyor. Çok garip bir durum var burada. Öyle "Torbayı koyduk, eli kaldırdık, oldu, çıktı." olmuyor.

Ama Allah var, Hükûmetle ilgili olan bir konuda nezaket göstermişler. Telefon numaraları, şahsi e-postaları, banka hesap bilgileri -dikkatinizi çekerim- gibi detaylar bulunduran blog yazılarının kaldırılması için üçüncü taraflara yönelik üç mahkeme kararı aldık, Hükûmeti dinledik, ürün politikalarımızı ihlal ettikleri için bu yazıların çoğunu kaldırdık. Arkadaşlar, kafa ürün politikası düşünüyor, kâr kâr...

Şimdi, aynı şeyi bizim Hükûmet Facebook'a yapıyor, diyor ki bakın: "Türkiye'den her gün 19 milyon kişi ziyaret ediyor burayı." 37 milyon kişinin aylık rutin izlediği söyleniyor, takip ettiği. Türkiye en az talepte bulunan ülke Facebook yönetimiyle ilgili. En çok kim bulunmuş? İtalya 1.705 kişi, Fransa 1.975, Almanya 1.886. Türkiye ne talepte bulunmuş? Demiş ki: "Hasip Kaplan'ın sitesini kapatın." Bu kadar. Facebook da benim Meclis konuşmalarımın yer aldığı siteyi kapatmış. Niye? Facebook Türkiye'deki yüzde 49 gelirini vergisiz alıyor arkadaşlar. Alın size vergisiz sosyal devlet. Torba kanundan sosyal devlet çıkar mı? Vergisiz sosyal devlet olur mu? "Aa, Facebook benim sitemi kapattı." diye yüzde 49 beleşten, vergisiz mal veriyorsunuz, haydi torbadan alın bakayım oradan verginizi. Garibim vatandaşın, büfecinin, köylünün yakasına yapışmasını biliyorsunuz, Google'ın, Facebook'un, dünya servislerinin birisinin yakasına yapışabilir misiniz? Yok. Torbanız zayıf arkadaşlar.