GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:55
Tarih:30.01.2014

RUHSAR DEMİREL (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; parti grubum adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, yurt dışında mağdur durumda olan, sağlık ihtiyacı olan insanlara yardım etmek, uluslararası ilişkilerin ötesinde, insani ve vicdani bir durum ama ne olduğu, ne olacağı belli olmayan, her gelene kapıyı açıp yabancıya kapıyı açıyorsanız -ki anladığımız kadarıyla Adalet ve Kalkınma Partisinin önergesi bu şekilde- "Bu ülke, haymatlosların vatanı mı olacaktır?" diye bir soru geliyor akla. Az sonra o önergeyi kabul edeceğiniz aşikâr. Ve bu yasa tasarısındaki ilgili maddede, 38'inci maddede çok muğlak bir ifade var. İşte, "Yılda dört yüz tane kişi, Dışişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı onayıyla..." diyor

Hatırlayacaksınız, kısa bir süre önce bir yasaya daha "evet" dediniz. Bu ülkeye eğitim amacıyla gelecek kadavraların bile menşesiyle ilgili bir atıf yaptınız, "Şu şu şu kriterlerdekiler getirilemez." diye yasaya koydunuz bunu. E, peki, hastalara, yaşayanlara hiçbir kriter koymayıp 400 tane hastayı kabul eden siz, ölü gelirken bile kriter koyuyorsunuz; bu, size hiç düşündürücü gelmiyor mu? Hani son zamanlarda hep söylüyorum "Gerçeklerinizle yüzleşin, çelişkilerinizin farkına varın." diye. Ölüyü, bir cesedi eğitim için buraya getirirken ona kriter koyuyorsunuz, çok naif bir söylemle "insan haklarıyla ilgili bir suça karışmamış olmak" diye, 400 tane hangi vasıfta hasta olacağı ve nereden geleceği belli olmayan yabancıyı alalım...

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Soydaşlar gelecek, soydaşlar; itiraz etmeyin.

RUHSAR DEMİREL (Devamla) - O alanı...

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Soydaşlar gelecek, itiraz etmeyin. Her şeye itiraz ediyorsunuz, bari buna "evet" deyin.

RUHSAR DEMİREL (Devamla) - Ben konuşmaya hevesli arkadaşlar görüyorum, parti gruplarıyla iletişime geçip buraya çıkabilirler.

BAŞKAN - Müdahale etmeyin lütfen hatibe.

RUHSAR DEMİREL (Devamla) - Ama bu ülkeye vatansızlar gelecektir.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Soydaşlar gelecek hanımefendi.

BAŞKAN - Sayın Çavuşoğlu...

RUHSAR DEMİREL (Devamla) - Kaldı ki geri iade...

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Karşı çıkmayın soydaşların haklarına.

RUHSAR DEMİREL (Devamla) - Avrupa Birliğiyle geri kabul anlaşmaları da imzalamak üzeresiniz.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Sadece hamaset yapıyorsunuz soydaşlar üzerinden, azıcık bir iş yapın.

RUHSAR DEMİREL (Devamla) - Bu anlaşmayla beraber bu ülkeye kimlerin geleceği belli değil.

Ayrıca, Sayın Dışişleri Bakanı, Bakanlığı süresince ve daha öncesinde de tabii -hayat öyküsünde de var- "stratejik derinlikten değerli yalnızlığa" götüren sürecindeki kimi dost kabul edip, -Bakanlık- kimler için onay verecek, kimler için vermeyecek; onu da bilmiyoruz.

Bu ülkeye gelenlerin gidenlerin haddi hesabı yok, bunu hepimiz biliyoruz, kapı herkese açık ama sağlık kurumlarının kapısı bu ülkenin vatandaşlarına yarı açık. Çünkü Suriye'den gelen sığınmacılar bu ülkede koşulsuzca, her tür sağlık hizmetini hudutsuzca alma hakkına sahip ama Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşlarına bu kapı sonuna kadar açık değil; bu, size enteresan gelmiyor mu? Bu gerçeğinizle de yüzleşin, kendinizi kandırmayın sayın milletvekilleri, bu, bir gerçektir. Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağıyla bağlı, vergisini veren, bu ülke için bütün vatandaşlık sorumluluğunu yerine getiren vatandaşın, sağlık hizmetinden sınırsız faydalanmak gibi bir hakkı yoktur vatandaşlık sorumluluğunu yerine getiriyor olmasına rağmen ama Suriye'den "sığınmacı" adı altında getirdiğiniz her tür insan her tür hakka sahip bu ülkede; sizin, benim ve herkesin, bütün vatandaşların verdiği vergiyle. Şimdi de ne idüğü meçhul 400 tane ve hangi tür olduğu belli olmayan hastalıktan insan getirmeyi düşünüyorsunuz.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Soydaş gelecek Hanımefendi, soydaş gelecek.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Senin maddeden haberin yok.

RUHSAR DEMİREL (Devamla) - Bu insanları getirdiğiniz zaman, bu ülkeye hangi tür hastalıkları transfer edeceğinizi de bilemiyoruz. Çünkü sağlık, yalnızca sizin veya benim anladığım bir şey değildir, hastayla beraber hastalık transfer edersiniz. Nitekim Suriyeli sığınmacılarla beraber, bu ülkeye yıllardır eradike ettiğimiz kızamık ve çocuk felci hastalıklarını transfer ettiğinizi hiç kimse bilmiyorsa, hekim arkadaşlarınız biliyordur.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Yüz binlerce Suriyeli var orada, 400 Suriyeli gelecek.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Bilmiyorsun sen!

BAŞKAN - Karşılıklı konuşmayın lütfen.

RUHSAR DEMİREL (Devamla) - Bazı arkadaşlara tekrar olsun diye söylüyorum, bu konuyu da dinlesin diye: Suriye'den gelen sığınmacılarla beraber aşıyla önlenebilir bulaşıcı hastalıklar bile ülkemizde görülür oldu. Bunların bütün maliyetini hem sağlık olarak hem vergi olarak bizler ödüyoruz. İçinizde sağlık kökenli olmayan arkadaşları, diğerleri aydınlatsınlar. Kızamıktan sertifika elde etmiş, çocuk felcinden sertifika elde etmiş bir ülkeydik, bugün bu vasıflarımızı kaybettik. Dolayısıyla, kapıyı açıp da "Her gelen buraya gelsin, vatansızları da burada ağırlayalım, ülkeye de hastalık transfer edelim." diyen bir yasayı onaylamamız mümkün değil. Kaldı ki -tekrar hatırlatıyorum- kadavra için bile kısıtlılık koymuş bir siyasi partisiniz. Ölüden bile kısıtlılık isteyen sizin, gelecek rastgele 400 canlı için hiç kısıtlama koymamış olmanız çok manidar.

Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)