GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:55
Tarih:30.01.2014

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 524 sıra sayılı Yasa Tasarısı'nın çerçeve 55'inci maddesi üzerine verilen önergeyle ilgili olarak Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini açıklayacağım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, "tasarı" diyoruz ama 8-10 tane teklif var. 8-10 teklif, efendim, tasarıyla birleştirilmiş, torba yasa hâline getirilmiş ve temel kanun olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine gelmiş. Böyle bir yasama tekniği yok, böyle bir şey yok. Hukuk fakültelerinde -burada hukukçu arkadaşlarımız var- böyle bir şey öğretilmemiştir ama sayeyi iktidarınızda böyle bir yasa yapma tekniği Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine getirilmiş ve genel kural olarak bu şekilde uygulanmıştır. Bunu tarih kaydedecektir, bunu hiç unutmayın. Hem temel kanun hem torba kanun olmaz. Bu torba değil. Bu nedir? Harar, harar. Harar bilir misiniz? Saman çuvalı, büyük; bu ona benzer. Ayıptır, öyle bir şey olamaz. Türkiye Büyük Millet Meclisine yakışmıyor bu.

Şimdi, bu tasarı neyi içeriyor? Bununla ilgili daha başka neler var? İçerdiği konular itibarıyla pek çok alanı ilgilendiriyor. Onun için, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunan farklı ihtisas komisyonlarında görüşülmesi gerekir, görüşülmüyor. Dolayısıyla, ne yapılmış oluyor? İç Tüzük ihlal edilmiş oluyor. Bir de gene sizin döneminizde çıkarılan mevzuat hazırlama usul ve esaslarına dair bir yönetmelik var. O yönetmeliğe de uyulmuyor. E, peki, siz neye uyacaksınız? Anayasa'ya uymuyorsunuz, yasalara uymuyorsunuz, yönetmeliklere uymuyorsunuz; peki, neye uyacaksınız?

Değerli arkadaşlar, üzerinde söz aldığım 55'inci maddede, kamuda çalışanlardan kamu ihale uzmanlığına yapılacak görevlendirmelerin herhangi bir süreye bağlı olmaksızın Başkanlıkça sonlandırılması öngörülmektedir. Böyle bir şey olamaz. Demek ki Başkanlığın veya Bakanlığın hoşuna gitmeyen raporları hazırlayan uzmanlar hemen görevlerinden uzaklaştırılacaklar, daha doğrusu diğer görevlerine aktarılacaklar. Böyle teminatsız bir memur hukuku olmaz.

AKP Hükûmetinin, öyle anlaşılıyor ki değerli milletvekilleri, Kamu İhale Kanunu'yla ilgili bir sorunu var. Benden önce de konuşan arkadaşlarım dile getirdiler, 30'dan fazla değişiklik yapılmış, bu önümüze getirilen maddeler de kabul edildiği takdirde yaklaşık 175 maddesi değiştirilmiş olacak. Hâlbuki bu kanun siz Hükûmete gelmeden evvel, Avrupa Birliği müktesebatı göz önünde bulundurularak hazırlanmıştı. Siz 175 maddede değişiklik yapıyorsunuz ve sayın milletvekilleri, şimdi, biliyorsunuz, Seçim Kanunu ve siyasal partilerle ilgili kanun zaman zaman niye değiştirilmiyor diye Türkiye gündemine geliyor ve Sayın Başbakan şunu söylüyor, diyor ki: "Bu kanunları biz mi çıkardık ki biz değiştirelim." E, bunu da siz çıkarmadınız, niye değiştiriyorsunuz? Demek ki işinize geleni değiştiriyorsunuz, işinize gelmeyeni değiştirmiyorsunuz. Çünkü, mevzuatta yapılan değişiklikler toplumsal bir ihtiyaçtan değil, sizin ve partinizin ihtiyaçlarına göre belirleniyor değerli arkadaşlarım, tıpkı HSYK ile ilgili düzenlemede yaptığınız gibi. Ne oldu? 17 Aralık olmasaydı HSYK ile ilgili düzenlemeyi siz Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirmeyecektiniz, 17 Aralık olmasaydı paralel devlet diye bir yapıdan bahsetmeyecektiniz, 17 Aralık olmasaydı devlet içerisinde ve devletin bazı kurumlarında bir çeteleşmeden bahsetmeyecektiniz. Peki, bu 17 Aralık nasıl oldu, birden bire bu çeteler nasıl 17 Aralıkta ortaya çıktı? O tarihe kadar siz bunlardan haberdar değil idiyseniz demek ki siz tesadüfen ülkeyi yönetiyorsunuz, yok, haberdar idiyseniz ve ona göre işlem yapmamışsanız demek ki suç işlemişsiniz ve 17 Aralıktan sonra ortaya şu çıktı, daha önce Sayın Başbakan söyledi: "Siz ne istediniz de biz vermedik." Şimdi, milletin huzurunda değerli arkadaşlar, size şunu soruyoruz, daha doğrusu Hükûmete soruyoruz, sizin de sormanız lazım: Sizden ne istediler, siz ne verdiniz? Bunu bilmek bizim hakkımız, bu milletin hakkıdır. Ne istediler, siz ne verdiniz? Siz Pensilvanya'ya Başbakan Yardımcısını bir emirleri olup olmadığını sormak için göndermediniz mi? Peki, ne oldu sonra?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İSMAİL AYDIN (Bursa) - Siz Genel Başkanı gönderdiniz, Genel Başkanı.

ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)