GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:56
Tarih:04.02.2014

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Sağ olun Sayın Başkanım.

Değerli milletvekilleri, kaldığım yerden devam etmek istiyorum.

Engellilerle ilgili, gerçekten onları yaşamın içine katmanın ne kadar önemli olduğunu yaşamış görmüş biri olarak sizlerle paylaşmak istiyorum.

Engelli çocuklarla ilgili bir okulla ilgileniyorum. Bu okula gelen çocukların özel eğitime ihtiyacı var. Özel öğretmenleri var. Bu ailelerin çoğu fakir aileler. Bu çocukların bu okullara geldikleri günle üç yıllık eğitim süresi içerisinde gelişme gösterdikleri süreyi o kadar net görebiliyorsunuz ki. Ve orada gördüğünüz en önemli şeylerden bir tanesi çocuktaki gelişim, değişim, yaşama bakış açısıyla, ailenin çocuğun okula gittiği süre içerisinde özgür kalarak kendine zaman ayırıp çocuğundaki gelişmeleri görüp mutlu olması. Ve devletin bu alanda yatırım yapması gerektiğinin ihtiyacını bir kez daha görüyorsunuz ama devlet bu alana yatırım yapmıyor. Yatırım yapmak yerine, ailelere belirli miktarda para vererek o ailelerle çocuğu kendi evlerinde mahkûm bir şekilde hayata uyum sağlamasını geciktiren, engelleyen bir anlayış içerisinde olunuyor. Bundan dolayı da bu madde aslında engellinin yaşama adapte edilmesine ilişkin bir madde ama bunu yapmak için devletin yatırım yapmasına ihtiyaç var. Bu noktada adım atılmak yerine sadece engellilere böyle bakılıyor.

Değerli arkadaşlar, bu eğitim süresi üç yıl. Üç yıllık eğitim süresi sonunda bu insanlara ne iş bulabiliyorsunuz ne de yeni bir okula devam etme şansı sağlıyorsunuz. Üç yıl içerisinde eğitim almış, okula alışmış, hayatla temas etmiş olan çocuğu tekrar eve kapatmak zorunda kalıyorsunuz. Neden bunu yapmak durumunda kalıyoruz? Neden bunların yaşamı boyunca devam etmesi gereken eğitim süresini, altyapısını oluşturma konusunda adım atmıyoruz? İşte engelliye bakış açısı temelde bu olmalıdır. O engelliyi toplumun içine çıkarmalıyız. Bakın, bizim engellilerimiz evlerde kapalı, kendi kaderine terk edilmiş noktadadırlar ama çıkın dünyanın diğer ülkelerine, gelişmiş ülkelerine, engelliler yaşamın ayrılmaz bir parçası hâline gelmişler. Biz bu anlayışla bu konuya bakmalıyız.

Zamanımın çok kısa bir süresini de az önce tartışılan bir konuya ayırmak istiyorum: Kamyoncularla ilgili, Mevlüt Başkan bir şey söyledi K plakalarıyla ilgili. 500 kamyonu olan 17.500 lira ödüyor, 1 kamyonu olan da 17.500 lira. "Komisyonda değiştirmeye söz verdiler." dedi, evet, gittim, konuyu Sayın Bakanla... Sayın Bakanım konuyu bilmiyordu. Dedim ki: "Konunun içinden biri olarak ben size anlatayım. Durum budur. 500 kamyonla 1 kamyon aynı. Neden yapıyoruz?" İyi niyetle, Bakan da Bakanlık bürokratlarına sordu. Dediler ki: "Bakanlığın politikası bu." Neymiş Bakanlığın politikası, biliyor musunuz? Tek tek kamyon taşımacılığını kaldırıp lojistik şirketlerini teşvik etmek için 500 kamyonu olana da 17.500 liraya K belgesi verip, 1 kamyonu olan, ekmeğini çıkarıp çocuğunu okutmak, engelli çocuğuna bakmak isteyen kamyoncunun 17.500 lirasını cebinden almak. Yahu kamyoncunun cebinde 17.500 lira hiç olmadı ya! Bazılarının arabası -kamyon- satsan 17.500 lira etmeyecek kadar.

Size, lütfen, iktidar partisi milletvekillerine söylüyorum: Bu kanun değişmeden, bu kanun buradan gitmeden tekriri müzakereyle o kanun maddesini değiştirin. Gittiğiniz yerel seçim süresince o kamyoncular sizden bunun hesabını soracaktır. O kamyonculara hesap veremezsiniz. "500 aracı olan lojistik şirketine destek veren AKP iktidarı 1 kamyoncuya 17.500 lira para kesiyor." dediği zaman ne cevap vereceğinizi buradan düşünmenizi istiyorum ve sizden bir kez daha vicdanınıza danışarak bu kanun maddesini tekrar, tekriri müzakere yapıp, değiştirip, 1 kamyona 17.500 lira almanın haksızlık olduğunu, onu düşürmeyi ve kamyon başına da lojistik şirketlerinden para almayı getirmeyi yapmak zorundasınız. Eğer yapmazsanız alın teriyle sattığı tarlayla kamyon alıp çoluğunu çocuğunu devlete hiç yük olmadan geçindirmeye çalışan kamyoncuya en büyük haksızlığı yapmış olursunuz.

Durumu bir kez daha huzurlarınıza sunuyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)